Peygamber (sav) Efendimiz beş tane düşman sayıyor, bir hadisi şerifinde… “Mü`min, beş tane belanın, beş tane düşmanın arasına düşmüştür.” buyuruyor.
Bu beş düşman nedir:
1. Mü`minün yahsudühû; Kendisine hased eden, çelme takan düşmanlık eden, sıkıntılar veren, kavga eden, çekişen, çatışan hasetçiler… Etrafındaki, mümin olduğu halde kendisinin karşısında olan insanlar…
2. Ve münâfikun yebğuduhû; Bir de, dışı mümin, içi kafir. Kalbi inanmamış; içi başka, dışı başka Kur`anı Kerim lisanında münafık denilen insanlar… Doğrudan doğruya karşına çıkıp da sana düşman olduğunu söylemiyor; ama, içinden kızıyor, sevmiyor mümini… Allah yolunda yürüyen insanı sevmiyor.
3. Ve kâfirun yukâtiluhû; Bir de kafirler var… İşte gazeteleri aldığımız zaman, her yerde bir acı haber duyuyoruz. Yüreğimiz burkuluyor, kalbimiz hançerleniyor, keyfimiz kaçıyor. Mümin kardeşlerimiz için üzülüyoruz. Ya Bosna-Hersek`ten acı bir haber geliyor, ya Keşmir`den bir acı haber geliyor… Dünyanın bir yerinden, biz müminleri üzecek bir acı haber yazılmamış olan bir gün, bir zaman, bir gazete göremiyoruz. Çünkü, İslâm`ın düşmanları var, Allah`ın düşmanları var, kafirler var… Onlar mü`minleri yok etmek istiyorlar. Her türlü haksızlığı yapıyorlar. Kendilerinin ortaya koymuş oldukları esasları, kanunları, ahlâkî kaideleri bile çiğniyorlar. Adamına göre merhamet, adalet, insan hakları vesaire… Mü`mine gelince insan hakları da yok, adalet de yok, insaf da yok, merhamet de yok!..
4. Ve nefsün yünâziuhû; Bir de insanın kendi nefsi, egosu, insanın kendi içindeki bir varlık. Bu da insanla çekişiyor. Sen Allah`a kulluk etmek istedikçe, o da seni günaha çekmeye çalışır. Tembelliğe çekmeye çalışır, hatalı yola çekmeye çalışır… Allah`ın sevmediği, râzı olmadığı tarafa çekmeye çalışır…
5. Ve şeytânün yudıllühû; Onu sapıtmaya çalışan bir başka varlık daha var, biz onu görmüyoruz. Bu şeytan denilen mahluk ve avanesi, yardımcısı, ordusu… Onlar bizi görüyor, biz onları görmüyoruz…