EL-AFUVV (C.C.)

“Çok affedici olan”

Allah Azze ve Celle`nin rahmeti mahlukatı öyle bir kuşatmıştır ki, şeytan dahi o rahmete ümit bağlar. Afv, intikamın zıddıdır. Eğer Allahü Teala bir suç, bir günah işleyen kişiyi hemen cezalandıracak olsaydı, imtihanın hikmeti kaybolurdu. O, keremiyle ve affıyle kullarını sevindirir, yüzlerini güldürür. Affa mazhar olan kişinin elbette yüzü gülecektir. Çünkü en bahtiyar insanlar O'nun affına erenlerdir.

Cenab-ı Allah'tan af ve mağfiret niyazında bulunmayanlara, tevbe ve istiğfara etmeyenlere ve inkardan dönmeyenlere affın yolu görünmez. Affa ve bağışa mazhar olmak için yapılması gereken şey; işlenen günahtan pişmanlık duymak, canü gönülden tevbekâr olmaktır. Hergün günahlarına yeni günah ekleyenin ve tevbeyi hiç düşünmeyenin hâli ise bedbahtlık alametidir. Affedilmenin yolu hatanın hata olduğunu kabul etmektir. Pişman olmaktır. Hayatı boyunca nefs ve hevanın peşinde günahtan günaha koşan, günahı ile övünen, günahı seven kimselerin El-Afuvv esma-i İlahiyesinin tecellisine mazhar olması mümkün değildir. Kul günahını bilmeli, boynunu Rabbinin dergah-ı izzeti önünde bükmeli, af ve mağfiret dilemelidir.

Böyle bir af dileme Cenab-ı Allah`ın rahmetini mağfiret ve merhametini celbeder. Kişinin geçmiş günahlarını affeder; hatalarını, yanlışlarını setreder. Günahlarının sayısınca amel defterine hayır yazdırır. O'nun rahmetinin rüzgarı ömür ağacındaki günah yapraklarını dökmeye kafidir. O, kullarına karşı daima bağışlayıcı ve müsamahakârdır.

Günler günlere eklenip dururken, geride kaç günün kaldığı bilinmez iken; Ölüm örtüsü bizi sarmadan gafletten uyanmalı ve Rabbül Aleminin dergahına yüz tutmalı. Günahlardan tövbe etmeli, işleyebilme ihtimalimize karşı da Cenab-ı Allah`a tevbe istiğfarda bulunmalıyız.

“Gerçekten Allah ziyade affedicidir, çok bağışlayıcıdır.” (Hac 60)