Muş'un merkeze bağlı Konukbekler köyünde ikamet eden Mustafa Alataş (83), gözleri görmemesine rağmen elinden geldiğince camiye gidip gelmesiyle gençlere örnek oluyor.

20 yıl önce tansiyonunun yükselmesi nedeniyle traktörden düşen Alataş, görme duyusunu kaybetti. Bu olaydan sonra camiyle bağlarını güçlendiren Alataş, görme engeline rağmen imkânlar ölçüsünde vakit namazlarını camide kılıyor.

Bazen mahalle çocuklarının bazen de arkadaşlarının yardımıyla camiye giden Mustafa Alataş, kendisine yardım edecek kimse olmadığı zamanlarda camiye gidemediği için üzüldüğünü söyledi.

Tek başına camiye gidebilmek için az da olsa görmek istediğini belirten Alataş, insanların, sağlığın kıymetini bilip, geç olmadan hayırlı işler yapmalarını tavsiye etti.

Geçmiş zamanlarda zor şartlar altında hayat sürdürüldüğünü ifade eden Alataş, şimdilerde ise israfa kaçıldığını dile getirdi. Alataş, "İnsanlar arasında çekememezlik çoğaldı. Eskiden böyle şeyler yoktu. Birisinin evinin damı yıkılsa köylüler olarak hep beraber yapardık. Şimdilerde bu ortadan kalkmış. Şimdilerde 'Ev sahibi de evin altında kalsın.' diye temenni ediyorlar." dedi.

"Camiye gidemeyince moralim bozuluyor"

Camide cemaatle kılınan namazın daha faziletli olduğunu bildiği için sürekli camiye gitmeye çalıştığını belirten Alataş, sözlerine şöyle devam etti:

"Benim 2 çocuğum Kur'an okudu. Ben de okumayı çok isterdim, okuyamadık. Camide kılınan namazın sevabı 70 kat daha fazladır. Ben de 'Sevap kazanırım.' diye camiye geliyorum. Eğer gençler de namaz kılar, camiye bağlanırsa ilerlerler. Namazım hiç kazaya kalmıyor. Gündüz uykum gelirse yatıyorum. Tespihim var, tesbihat yapıyorum. Eğer yollar kapalı olmaz ve biri beni camiye getirirse camiye gelmek istiyorum. Bazen imkân olmuyor, çocuklar hazır bulunmuyorlar. Tek başıma gelemiyorum. Bazen 'Keşke gözlerim görse kendim camiye gidebilsem.' diyorum. Camiye gidemeyince moralim bozuluyor. 'Keşke sadece bir gözüm görseydi.' diyorum."

"Keşke malım olmasaydı da sadece bir gözüm görseydi"

Alataş, dünyanın imtihan yeri olduğunu ve Müslümanların, başlarına ne gelirse gelsin sabretmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Allah'tan geldiği için sabrediyorum. Kulların darbesi farklıdır. Allah'tan olunca insanın zoruna gitmiyor. Eğer gözlerim görseydi İslam'ın yolundan daha çok gitmek isterdim. Allah'ın emridir diye buna da şükrediyorum. Gözün görmemesi çok zor bir şeydir. Bazen, 'Keşke malvarlığımın hepsi yok olsaydı da sadece bir gözüm görseydi.' diyorum." şeklinde konuştu. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)