Bilim insanları, Antarktika Andlaşması Çevre Koruma Protokolü`nün kabülünün kıtaya Türkiye bilim üssü kurulması yolunda önemli bir adım olarak görüyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bilim insanlarının uzun zamandır beklediği Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü`nü kabul etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, gelişmeyi resmi twitter hesabından “Antarktika ile ilgili anlaşma TBMM'de kabul edildi. Antarktika'ya bilim üssü kuracağız. Hayırlı olsun” ifadesiyle duyurdu.
Türkiye`nin Antarktika ile ilgili bilimsel çalışmalarının organizasyonunu İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) çatısı altındaki Kutup Araştırmaları Merkezi (PolReC) yürütüyor. Merkez müdürü Doçent Doktor Burcu Özsoy'a göre, Antarktika`ya Türkiye bilim üssü kurulması yolunda önemli bir adım atıldı:
“1995 yılında Antarktika Antlaşmalar Sistemi`ne taraf olduk. ‘Danışman Olmayan Ülke` statüsündeyiz. ‘Danışman ülke` statüsüne geçmek istiyoruz. Bu da atmamız gereken önemli adımlardan biriydi. Bunun vakitlice olması çok iyi oldu. Bilim insanlarımız şimdilik başka ülkelere ait çeşitli üslerde çalışmalarını yürütüyorlar. Kıtada 30 ülkeye ait yüze yakın bilimsel üs var. Hiç denize kıyısı olmayan Çek Cumhuriyeti ve komşumuz Bulgaristan da bu ülkeler arasında. Türkiye`nin de kendi özgün çalışmalarını yürüteceği bilimsel bir üs kurması bizim için çok önemli.”
Bu yıl Antarktika`da 4 Türkiyeli bilim insanı
Antarktika konusunda Türkiye`nin 60`lı yıllardan bu yana bilimsel çalışmalar yaptığını söyleyen Özsoy, 2013 yılından beri de çok büyük bilimsel bir atılım içinde olduklarının altını çiziyor:
“An itibarı ile dört bilim adamımız Antarktika`daki üslerde araştırma yapıyor. Erciyes Üniversitesi`nden Prof. Dr. Mehmet Gökhan Halıcı Çek Cumhuriyeti üssünde, İTÜ`den Yar.Doç. Dr. Nazlı Olgun Şili bilim üssünde, İTÜ`den Adil Enis Arslan Bulgaristan üssünde, Tübitak Marmara Araştırma Merkezi biriminden de Evrim Kalkan Bulgar üssünde 2017 yılı için bilimsel çalışmalar yapıyorlar. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Merkezi (PolReC)`nin ikili anlaşmaları çerçevesinde Antarktika`da çalışan bilim adamlarımızın sayısının arttığı düşünülecek olursa, bu, gelecekte yapacağımız bilimsel çalışma sayısının da artacağı anlamına geliyor. Bir sonraki yıllarda da Alman, Avusturalya ve ABD üslerine bilim adamları gönderilmesi için girişimlerde bulunduk.”
İTÜ Kutup Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç.Dr. Burcu Özsoy, Antarktika'nın Türkiye için önemli bir araştırma bölgesi olduğunun altını çiziyor.
Türiye`nin Antarktika`da ne işi var ?
Antarktika kıtası herhangi bir ülkenin yönetimi altında değil. Kıta`nın idaresi Antarktika Antlaşması ile yapılıyor. Antlaşma, 1961 yılında 12 ülke tarafında imzalandı. Günümüzde 29`u danışman, 53 ülke bu antlaşmaya taraf. Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü`nü imzalayan Türkiye, kıtada yapacağı bilimsel araştırmalar ve kuracağı bilim üssünden sonra danışman ülke olmak için başvuruda bulunabilecek.
Kutup Araştırmaları Merkezi (PolReC) Müdürü Özsoy, Antarktika`nın aslında Türkiye`ye haritadaki kadar uzak olmadığını düşünüyor:
“Dünya`nın %70`i sularla kaplıdır. Kutup bölgeleri atmosferik hareketlerin, akıntı yapılarının ve iklim değişiminin can noktasıdır. Kutuplar dünyanın buzdolapları ve çok ilginçtir ki dünya ikliminin de yürümesini sağlayan iki önemli bölgedir. İklim değişiminden Türkiye`nin etkilenmemesi mümkün değil. Dünyadaki buzulların %90`ı ve tatlı su rezervinin %70`i bu kıtada. İleride bir kuraklık olduğunda dünyanın gözü bu kıtada olacak. 2050 yılında biz buraya araştırma için geldik dersek bunun hiçbir önemli olmaz. Hiç kimse ‘buyurun, hoş geldiniz` demez.”
Kutup çalışmaları konusunda, Cumhurbaşkanlığı`nın himayesi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı`nın desteği ile Nisan ayında İstanbul`da bir çalıştay düzenlenecek. Kutuplar konusunda çalışan tüm bilim insanlarının katılımı ile gerçekleşecek çalıştayda Türkiye`nin hem Antarktika (güney kutubu) hem de Arktik (kuzey kutbu) bölgelerindeki bilimsel yol haritası masaya yatırılacak.
Türkiyeli bilim insanları, başka ülkelere ait bilimsel araştırma üslerine dahil olarak çalışmalarını yürütüyor.
“Porotokol işin hukuki yönü”
İTÜ Kutup Araştırmaları Merkezi (PolReC) hukuk danışmanı Sadık Durak, Çevre Koruma Protokolü`nün TBMM`den geçmesinin bilim adamlarının önünü açan hukuki bir gereklilik olduğunu belirtiyor. Türkiye`nin protokolü ve alt sözleşmelerini imzalamakla, Antarktik Sistemi`ne dâhil olan ülkeler içerisinde, çevrenin korunmasına yönelik olarak bütün tedbirleri alacağına, uluslararası standartlara uyacağına ve bundan sonra Antarktika`da yürütülecek çalışmaların çevreye duyarlı şekilde yürütüleceğini kabul etmiş oluyor.
Durak`a göre protokol, Antarktika`da kurulacak Türkiyeli bilim üssü için gerekli hukuki altyapıyı da sağlıyor:
“Çevre protokolünün bir numaralı eki uzun vadede eğer Antarktika`da bir bilim üssü kurulacak olursa Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yapılmasını zorunlu kılıyor. Biz Çevre Koruma Protokolü`nü kabul etmekle Türkiye`nin kıtada bilimsel üs kurması yolundaki en büyük engeli aşmış durumdayız.”
Türkiye`nin 17 katı büyüklüğünde
Dünyanın en büyük beşinci kıtası olan Antarktika en son keşfedilen kıtası olma özelliğine de sahip. Sıcaklıkların -89.2`ye kadar ulaştığı kıta dünyanın en rüzgarlı yeri. Kıtanın %98`i buzlarla kaplı.
Bilimsel araştırma üslerinde kalan bilim adamlarının sayısına göre kıtanın nüfusu 4000 ile 1000 arasında değişiyor. Kıta toprakları üzerinde toprak hakkı iddiasında bulunan 7 ülke şimdilik bu iddialarını dondurdu. Kıta ‘Antarktik Antlaşması` ile yönetiliyor. Antlaşmaya göre Antarktika kıtası doğal koruma alanı olarak yalnızca bilimsel çalışmalara açık. Maden aramak ve askeri faaliyetlerde bulunmak yasak.
Al Jazeera