Günümüz şartları içerisinde, dünya sahnesinde; İslam ve Müslümanlar garip ve sahipsiz kalmışlardır. İslam ümmeti maalesef dört bir tarafta zülüm, hakaret ve eziyete maruz kalmaktadır. Kadınların, çocukların, yaşlıların iniltileri arşı alaya çıkmaktadır. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu hadiseler vicdan sahibi yürekleri parçalamaktadır. Evet, maalesef İslam ve İslam ümmeti bu gün, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar zayıf ve sahipsiz kalmıştır. İslam dininin kanun ve kuralları birer birer toplumsal hayattan kaldırılmış, İslam toprakları fiili ve kültürel olarak işgal edilmiş, bu işgaller İslam dünyasında ciddi tahribatlara, sebep olmuştur.

Tarih sayfalarında fedakâr, cefakâr, gayret sahibi kişilerin hizmet ve çabalarıyla çok kısa bir süre içerisinde çok uzun mesafeler kat edilmiş, din-i mübini İslam çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. Allah Rasulü ve Ashabı kiram kendi asırlarında, tabiin ve onlardan sonra gelenlerin her biri kendi zamanlarında, mallarını ve canlarını Allah yolunda feda ederek, gecelerini, gündüzlerine katarak, evlerinden yurtlarından, eş ve çocuklarından uzaklara giderek bu dine hizmet etmişler ve bu dinin sancağını en yükseklere çıkarmışlardı.

İslam`ın yaşadığımız şehirlere gelmesi hep bu gayret, fedakarlık ve çabanın birer meyvesidir. Onların bu gayret ve çabaları olmasaydı, İslam`ın bu beldelere kadar ulaşması pek mümkün değildi. Onlar İslam`a hizmet ettiler. Bu hizmetin neticesinde zafere ulaştılar. Allah`ın dinine hizmet eden o Müslümanları Allahu Teala dünyada aziz kıldı, ahirette ise onlara ebedi cenneti nasib etti. Çünkü Allahu Teala kendi dini için çalışan müminlerin gayret çaba ve hizmetlerini mükâfatsız bırakmaz. Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; and olsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Karşılığın en güzeli Allah`ın katındadır.”  (Ali İmran: 195)

Evet, Allah`u Teâlâ kendisi için çalışanları, hizmet edenleri unutmaz. Onların ücretini, maaşını tastamam, hatta katlayarak verir.