İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahreyn'e yapacağı ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Son birkaç ayda Suriye konusunda dönüm noktası denilebilecek hadiseler olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesi, Suriye'de akan kanın bir an önce son bulması için de yoğun çaba içerisindeyiz. Suriyeli şehitlerin hatırasına halel getirmeden adalet, meşruiyet ve hakkaniyet çerçevesinde bölgedeki tüm taraflarla yoğun temaslar sürdürüyoruz. İnşallah ülkemizin dostlarıyla istişare içinde sürdürdürdüğü bu gayretlerin yakında hayırlı sonuçlar vereceğine inanıyorum."
"Hedef 4-5 bin güvenli bölge"
Suriye'de öncelikli hedefin güvenli bölge olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hedef burada (Suriye), 4-5 bin kilometrekarelik bir terörden arındırılmış güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgenin halliyle birlikte de hem Suriye'den göçü, ilticayı önlemek onlara orada yerleşim alanlarını temin etmek hem de bizim kamplarımızdaki insanları kendi topraklarına döndürmek. Tabii bunu yapabilmek için de onlara bizim oralarda adeta yeni şehirler kurmak gibi bir gayretimiz var. Ben bu düşüncelerimizi Sayın Trump ile de paylaştım, koalisyon güçleriyle başta Almanya olmak üzere onlarla da paylaştım."
"DEAŞ El-Bab'ı terk etme süreci içerisine girdi"
Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında El-Bab'ın kuşatılmış olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda El-Bab, gerek bizim tarafımızdan, gerekse Özgür Suriye Ordusu tarafından dört bir yandan kuşatılmış vaziyette ve güçlerimiz Özgür Suriye Ordusu ile birlikte de merkeze inmiş vaziyette. En önemli nokta olan hastane kısmı. Zaten birkaç gün önce tamamen alınmıştı ki orası hakim bir noktaydı. Bu hakim noktayı bizler ele geçirdikten sonra süreç çok daha hızla lehte gelişmeye başladı. Şu anda da merkeze girilmiş vaziyette. Merkeze de girilmesi hasebiyle artık DEAŞ güçleri tamamıyla El-Bab'ı terk etme süreci içerisine girdi. Öyle zannediyorum ki artık bundan sonrası an meselesidir. Planlama, planlanan uygulama da şu anda yürütülmektedir."
"İşleri çok daha hassas, dikkatli götürme gayretlerimiz var"
Erdoğan, "Bahçeli, Rusya'nın Türk birliğini El-Bab'da vurmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yanlış koordinat meselesini kabul etmediğini açıkladı. Sizin de bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" şeklindeki soru üzerine de konuyla ilgili açıklamaları yaptığını, yaptığı açıklamaların, tamamıyla gerek Silahlı Kuvvetler, gerekse Milli İstihbarat Teşkilatından kendisine verilen bilgiler çerçevesinde olduğunu söyledi.
Bu çerçevede yaptıkları açıklamanın karşılıklı gerçekleştirildiğini, gerek Genelkurmay Başkanlarının, gerekse Cumhurbaşkanları olarak kendilerinin yaptığı açıklamaların bu işin gerçek boyutu olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun dışındaki açıklamalar herhalde itibar edilecek açıklamalar değildir. Şunu da kararlılıkla ifade etmem gerekir ki bu süreç içerisinde bizlerin işleri çok daha hassas, dikkatli şekilde götürme gayretlerimiz var. Zira CIA Başkanının gelişiyle, bu arada Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ile yaptığımız görüşme ve bu arzu edilmeyen olay sonrası Sayın Putin ile yaptığımız görüşme, Genelkurmay Başkanlarımızın birbirleriyle yapmış olduğu görüşmeler, hepsi bu hassasiyetin nereden nereye varmakta olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli. Zira bizim buradaki hedeflerimizi biliyorsunuz. Ben bu hedefi tekrar açıklıyorum. O da terörden arındırılmış bir güvenli bölge için biz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın en doğu ayağında Cerablus vardır, en batı ayağında El-Rai vardır. Güneye doğru ilk etapta Dabık halloldu. Ondan sonra El-Bab şu anda hallolmak üzere. Bundan sonraki süreçte doğuya yönelik Münbiç ve Rakka olayı vardır."
"Hedef 4-5 bin kilometre karelik güvenli bölgedir"
Konuyla ilgili olarak şu anda Amerika Birleşik Devletleri yeni yönetimi ve CIA ile düşüncelerini paylaştıklarına işaret eden Erdoğan, bundan sonra bu düşüncelerin de takipçisi olacaklarını söyledi.
Erdoğan, "Hedef nedir? Hedef burada, 4-5 bin kilometre karelik terörden arındırılmış güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgenin halliyle birlikte de hem Suriye'den göçü, ilticayı önlemek, onlara orada yerleşim alanlarını temin etmek hem de bizim kamplarımızdaki insanları kendi topraklarına döndürmek. Tabii bunu yapabilmek için de onlara bizim oralarda adeta yeni şehirler kurmak gibi bir gayretimiz var. Ben bu düşüncelerimi Sayın Trump ile de paylaştım. Koalisyon güçleriyle de başta Almanya olmak üzere, onlarla da paylaştım. Bizler burada her türlü altyapı çalışmalarında görev alırız. Burada dayanışma ile bunu başarırsak, sağlarsak, orada tüm sosyal donatı alanlarına varıncaya kadar konutlarını eğer yapacak olursak, burada yeni bir süreç başlayacaktır. Çadırda, başka ülkede yaşamak, ister konteyner olsun, ne olursa olsun... Kendi ülkesi gibi rahat olmayacaktır. 'Onlara da kendi ülkelerine dönme fırsatını vermiş olacağız.' dedik." değerlendirmesinde bulundu.
Bu bölgede ikinci adımın da uçuşa yasak bölge konusunun olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siz burayı yapıyorsunuz ama bu terörden arındırılan bölgeyi eğer uçuşa yasak bölge olarak ilan etmediğiniz sürece orada güvenlik tabii ki olamayacaktır. Onu da uçuşa yasak bölge olarak ilan edip ki bunu Amerika ile de Rusya ile de paylaştık, görüştük, o zaman orada güvenlik olacağı gibi bir de kendi içinde onlar milli ordusunu da oluşturmak suretiyle kendini güvende hissedecektir. En önemlisi tabii ki bir eğit-donat olayıdır. Bu eğit-donatı da başından itibaren zaten bizler yürütüyoruz. Özgür Suriye Ordusu bu eğit-donat kapsamında yetiştirilmiş bir ordudur. Onlar da orada yerli halk olması, ağırlıklı olarak oranın insanı olmaları, tabii cansiparane bu mücadelenin içerisinde yer almaları hasebiyle hakikaten şu ana kadar çok çok faydalı olmuşlardır. Çok da şehit vermişlerdir ama bu mücadelede ortaya koydukları performans inkar edilemez."
"16 Nisan 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır"
Erdoğan, referandum öncesi halkın cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda bilgilendirilmesinin önemli olduğunu, bunun için alanlara çıkacaklarını söyledi.
Referandumun, FETÖ'nün darbe girişimine yanıt olarak değerlendiren Erdoğan, "16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır. Ve 'hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin." dedi.