ET TEVVÂB (C.C.)
“Tevbeleri çok kabul eden.”
İnsan hata yapmaya müsait bir varlıktır. Her insanın kusurları, hataları olabilir. En güzel şey, hatada ısrar etmemek ve hemen Allahu Teala`nın rahmetine yönelmektir. Tevbenin asıl anlamı dönmektir.
Halis bir niyetle günahına tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Yine iyi ameller kötülükleri yok eder, ortadan kaldırır. Kötü ve Cenab-ı Allah`ın yasakladığı ameller de insanın iyiliklerini bitirir. Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: “Ey müminler! Hepiniz Allah`a tevbe edin ki, felah bulasınız.”(Nur: 31)
Tevbe edilmediği takdirde günahların altından kalkmak mümkün olmaz. Allahu Teala, kulları için tevbe yollarını kolaylaştırmakta, gönüllerine ümit tohumları atmakta ve rahmeti kulları üzerinde tecelli etmektedir.
Bir kul bunları görmez, yüreği hiçbir şey hissetmez, yaptıkları sonucunda pişmanlık duymazsa yarın başına ebedi bir pişmanlık taşı dokunacaktır. Çok kimseler vardır ki, durmaksızın tevbeyi, yüzünü Allah`a dönmeyi erteleyip durmaktadır. Yarına bırakmaktadır. Fakat o yarın hiç gelmemektedir.
Nice yarınlar gelip geçer de hiçbir şey yapamaz. Bir de bakar ki, ölüm vakti gelivermiş. Can saati duruvermiş. Son anda, nefes boğaza düğümlenince nedamet duymanın kimseye bir faydası olmadığı da bilinmektedir.
Cenab-ı Hak bazı kullarının basiret gözünü açar, ibretli hadiseleri onun önüne çıkarır ve onu helakin eşiğinden çevirir. Çünkü O sonsuz rahmet sahibidir. O`nun rahmetinden ümit kesilmez. Yalnız şu kadar var ki tevbe etmeden, O`nun kapısında boyun bükmeden, merhamete ulaşılmaz.