Doğruhaber

İslam`ın ilk neslinin din-i mübini müdâfa çabasının ağır bedeller altında olduğu muhakkaktır. Mekke`nin en ağır işkence tablolarıyla dolu olduğunu, İslam tarihinden sayfa sayfa okumuşuzdur. Hazreti Bilal`in yaşadıkları, Yasir ailesinin çilesi, ilk iman edenlerin çektiği eza ve cefayı özetler mahiyetteydi. Bir de Habbab bin Eret vardı ilk iman edenler içinde. Köle Habbab…

Habbab bin Eret`de ilk iman edenlerden, Ümmü Enmar adındaki müşrik kadının kölesidir. Habbab Müslüman olunca Ümmü Enmar, kızgın demirlerle Habbab`ın vücudunu dağlamak suretiyle günlerce işkence edecekti. Habbab vazgeçmedi, boyun eğmedi. Bunu üzerin bulundukları yerde bir ateş yakıldı. Ateş kor haline gelince Habbab`ı ateşin üzerine sırtüstü yatırdılar. Habbab`ın kaçmaması için iki üç adam göğsünün üstüne çıkıp sırtının ateşe iyice temas etmesi için bastırdılar. Habbab`ın iniltileri arşı alayı titretiyordu. Ama vazgeçmeyi asla düşünmüyordu. Habbab`ın yanan sırtından çıkan kan, ateşi söndürünceye kadar bu işkence devam etti. Habbab daha fazla dayanamadı ve bayıldı. Onlar da öldü sanarak onu orada bırakıp gittiler. Habbab uyanınca sırtında büyük bir acı hissediyordu. Sırtında cevizden daha büyük birkaç delik açılmıştı. Bu hâlde iken Allah`a yönelerek:

“Ya Rabbi şahit ol, bu katlandığım işkenceler senin rızan içindir. Allah`ım! Eğer sen benden razıysan uğradığım bütün sıkıntı ve acıların hiçbir önemi yoktur” diyordu.

Hiç şüphesiz ki Allah o nesileden razı olmuştur. O ilk iman edenler… İmanı ateşten gömlek gibi üzerine giyinenler.

Bir gün yine Habbab işkenceden kalkmış, doğruca Rasulullah`a koşmuştu. Rasulullah`ı Kâbe`nin gölgesinde tefekkür ederken buldu. Habbab yanık bağrı, hüzün dolu kalbi, yanık sırtının acısı ve yaşlı gözleriyle, yüce Rasulullah`a dedi ki;

Ya Rasulallah, çektiğimiz şu işkencelerden dolayı bizim için Allah`a dua etmeyecek misin?

Rasulullah`ın birden bire benzi kızardı, kalktı oturdu. Habbab`ı gözden geçirdi. Habbab`ın bu sözleri işkenceler için söylediğini anlamıştı. Efendimiz (asm) buyurdu;

“Sizden önceki ümmetler içinde öyle müslümanlar vardır ki demir taraklarla etleri kemiklerinden ayrılırdı, demir testerelerle başları ikiye bölünürdü. Yine de asla dinlerinden dönmezlerdi, taviz vermezlerdi. Allah elbette bu dini hâkim kılacaktır.” Habbab bu cevapla Rasulullah`a bu soruyu sorduğuna bin pişman olmuştu. Utana sıkıla mahzun bir şekilde Rasulullah`ın huzurundan ayrıldı.