Musa Azak / Doğruhaber

Çanakkale`de art arda meydana gelen depremler vatandaşa korku dolu anlar yaşatırken yapıların sağlam ve dayanıklı olup olmadığı, olası bir depreme karşı vatandaşların nasıl davranması gerektiğine dair birçok soruyu da beraberinde getirdi. 1999`da yaşanan ve yaklaşık 18 bin insanın ölümüne 285 bin evin de hasar görmesine yol açan Gölcük depreminin ardından yetkililer tarafından her ne kadar olası deprem riskleri için önlem alınacağı söylense de bu yönde yeterli çalışmalar yapılmadı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Esenler Kültür Merkezi`nde düzenlenen programda, bir şehir depreme nasıl hazırlanmalı, olası bir depremde doğal afet sonrası yönetim ve vatandaşların davranışları temelinde birçok konu hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Özener, Çanakkale`de meydana gelen depremleri de değerlendirirken, depremlerin Ege Bölgesi için sürpriz olmadığını belirtti. Gazetemize konuşan İş Güvenliği Uzmanı Mimar İbrahim Güneş ise 250 yılda bir İstanbul`da depremlerin olduğunu ama şu an yaşanabilecek bir depremin zamanının tahmin edilmesinin imkânsız olduğunu ve muhtemel bir depreme de hazırlıklı olunmadığını, söyledi.


İş Güvenliği Uzmanı Mimar İbrahim Güneş

“250 YILDA BİR İSTANBULDA DEPREM OLUYOR”

Her 250 yılda bir İstanbul`da depremlerin meydana geldiğini aktaran Güneş, “Tabi yaşanabilecek İstanbul depreminin tarihini ve gününü belirlemek neredeyse imkânsız. Ama her zaman için vatandaşlar olarak tedbirli olmak zorundayız. Hem yetkililer hem de millet olarak tedbirleri tam olarak almadığımız için şu anda böyle bir deprem olasılığı ve muhtemel sonuçları konuşuluyor.” ifadelerini kullandı.  

“KENTSEL DÖNÜŞÜM RANTA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

İstanbul için kentsel dönüşümün önemli bir proje olduğunu; ama bunun ranta dönüştürüldüğünü aktaran Güneş, “Kentsel dönüşüm olası bir İstanbul depreminin etkisini azaltmak için önemli bir projeydi. Ama bunu vatandaşlar olarak bir ranta dönüştürdük. Bu yüzden de bundan istenilen verim alınamadı. Yine de eskiye göre az da olsa bazı bölgelerde bu gerçekleştirildi. Ama bunun istatistiğini ortaya koyarsak çok küçük bir rakam çıkar ortaya. Çünkü maalesef iş kentsel dönüşümden ziyade rantsal bir dönüşüme evrildi. İstanbul`da son dönemlerde yapılan çalışmalarda deprem için en tehlikeli bölgeler olarak Anadolu yakasında Üsküdar, Kadıköy; Avrupa yakasında da Yeşilköy, Eminönü ve eski İstanbul diye tabir edilen Haliç ve çevresi olarak belirlendi. İkinci köprüye yakın bölgelerde ise risk azalmakta ve daha güvenli bölgeler olarak görünüyor” şeklinde konuştu.  

     
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener

"KANDİLLİ OLARAK DEPREMLERİN LOKASYONUNU VE BÜYÜKLÜĞÜNÜ VERİYORUZ"

"Depremlerin Çanakkale Bölgesi için büyük bir depremin habercisi olabileceği" ile ilgili bir soruya cevap veren Prof. Dr. Haluk Özener ise, "Öyle bir şey maalesef söyleyemiyoruz, keşke söyleyebilsek. O büyüklükteki bir deprem Çanakkale, Ege Bölgesi için sürpriz değil, ne olmayacak ne de yüzde yüz olacak diyemiyoruz. Keşke onu söyleyebilsek de depreme çok daha hazırlıklı olabilsek. Her depremi kendi özelinde değerlendirmekte de fayda olduğunu düşünüyorum. Kandilli olarak kendi kurmuş olduğumuz networklerde depremlerin lokasyonunu ve büyüklüğünü veriyoruz, böyle değerlendirmede fayda var" dedi.

"İSTANBUL`DA 7`NİN ÜZERİNDE 7.2`LİK BİR DEPREM OLMASI HİÇ SÜRPRİZ OLMAZ"

Son dönemlerde gerçekleşen depremlerin büyük bir deprem olasılığıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Özener, "Normal koşullarda çok bir bağlantısı olduğunu söyleyemiyoruz bilimsel olarak ama yok da diyemiyoruz. Çanakkale`de deprem olsun olmasın İzmir`de deprem olsun olmasın Türkiye'nin herhangi bir yerinde deprem olsun olmasın bunlardan bağımsız olarak konuşursak şu anda Marmara Denizi'nde İstanbul özelinde etkileyecek 7`nin üzerinde 7.2`lik bir deprem olması hiç sürpriz olmaz. Burada öyle bir enerji birikmiş durumda dolayısıyla onunla bağlantılı ya da bağlantısız demeyelim. Deprem olacak her türlü şeye hazırız, her türlü veri var. Bilim insanları çok hazır, insanlar artık bina alırken, yatırım yaparken depremi de düşünüyorlar. Bu bir doğal afettir doğal afetin önüne geçemiyoruz ancak yapabileceğimiz, deprem zararlarını azaltmaktır" diye konuştu.

“BUGÜN DEPREM OLACAK GİBİ HAZIRLIKLARIMIZI YAPMALIYIZ”

"Bugün İstanbul`da 7.2 ya da 7.5‘lük deprem olsa yıkımları arasında fark olacak" diye konuşan Prof. Dr. Haluk Özener, "Ahmet hocamızın hangi verileri baz alarak söylediğini bilmiyorum. Vatandaş olarak yapılarımızı güçlendirmeliyiz veya zeminin özelliklerini bilerek mühendislik hizmetlerinden yeterince yararlanmamız gerekiyor. Bu gün İstanbul`da 7.2 ya da 7.5‘luk deprem olsa yıkımları arasında fark olacak ama bazen şöyle tartışmalar oluyor tek parça kırılacak iki parça kırılacak bilimsel olarak, enerji olarak çok büyük fark var; ama hazırlık açısından çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum. Bugün deprem olacak gibi hazırlıklarımızı yapmalıyız. Dua edelim İstanbul`u bekleyen deprem biraz daha gecikir karar vericilerimiz biraz daha hızlanır ve depreme daha hazır bir İstanbul`a kavuşuruz. Çanakkale'yi deprem fırtınası olarak tanımlamak ne kadar doğru bilmiyorum; ama olan depremlerin artçısının bir hafta on gün kadar ya da on beş gün kadar sürmesi sürpriz olmaz" şeklinde konuştu.