Hüseyin Kaya / Analiz-Haber
Bülent Arınç’ı ne kadar kaale almak gerektiğine doğrusu karar veremiyorum.
Tepkisel çıkışları, ikide bir ağlaması, bazen Ergenekonculara sahip çıkması, hiç bilmediği konulara balıklama atlaması…
Bir de bazen kendine bakmadan aleme düzen vermeye çalışması var ki…
Mesela Suriye konusunda İran’ı ve Lübnan’ı eleştiriyor.
İnsani ilke ve değerler konusunda eleştirmesinin anlaşılmayacak bir tarafı yok, ama tutup cevap beklemesi ve isimlerindeki “İslam” kelimesini çıkarmalarını istemesinin anlaşılacak bir tarafı yok!
Neticede “laik” bir ülkede yaşıyor ve “laik” yasalara göre bir memleketi idare ediyorsun.
Yetmiyor Müslüman memleketlere “laikliğin en iyi rejim” olduğunu kabul ettirmeye çalışıyorsun.
Sana ne başka ülkenin ismindeki “İslam” kelimesinden!
Çelişkiler bununla sınırlı değil tabii.
Daha bir süre önce meclis kürsüsünden bakın neler söylüyordu:
“Kürtlerin varlığı en az bin seneden beri bir gerçektir. Bunu inkar edemezsiniz. Kürdüm diyen bir insana bu ülkede hepimiz kadar, en az hepimiz kadar hayat hakkı, bilgi, eğitim, dil, kültür, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz”
Şimdi siz bundan ne anlıyorsunuz?
Normalde bir Türk hangi haklara sahipse bir Kürdün de aynı haklara sahip olmasını anlıyorsunuz değil mi?
Ama sonra Arınç’ın üslubu birdenbire değişiyor.
“Kürtçe anadilde eğitimin önünde anayasal engel var. Anayasal bir engel olmasa, Kürtçe bir eğitimin kaliteli bir eğitim olabileceğine inanıyor musunuz? Bir medeniyet dili midir Kürtçe? Böyle anadilde eğitimi düşünmüyoruz. Anadilde eğitimin Türkçe olması hem beraberlik sağlıyor hem Türkçe bir medeniyet dilidir.”
Şimdi onun “dil ırkçılığına” kapılıp hangi dilin medeniyet dili olup olmadığı tartışmasına katılmayayım.
Ama kısa birkaç hatırlatmada bulunayım istiyorum.
Gramerden kullanılan kelime sayısına kadar bazı kriterleri göz önünde bulundurursanız Osmanlı döneminde yürürlükteki dile “Türkçe” diyebilir misiniz?
Ben Osmanlıca’nın bir medeniyet dili olduğuna inanıyorum; ama Osmanlıcanın Türkçe olduğuna inanmıyorum.
Eğer Arınç, değerlendirmesini halihazırdaki Türkçe ve Kürtçe üzerinden yapıyorsa bu ikiyüzlülük değilse cehalettir.
Öyle ya bir taraftan cumhuriyetin tek tipleştirici, baskıcı, faşizan uygulamalarını eleştirirsin, öte taraftan bu baskıcı rejimin uygulamalarının sonucu olarak kullanılamadığı için kısmen körelmiş olan Kürtçenin “medeniyet dili” olmadığını söylersin.
Eğer Kürtçe ile kaliteli bir eğitim olamayacaksa bunun sorumlusu sizsiniz Bay Arınç!
Sizin gibi “Allah’ın ayetlerinden olan” dili, “üstün dil” teorileriyle “dil ırkçılığına” malzeme yapanlardır bunun sorumlusu.
Bunlar bir yana beyefendinin dünyadan haberdar olduğundan da kuşkuluyum.
Arınç’ın Irak ve İran Kürdistan’ında Kürtçenin ne ölçüde kullanıldığından haberdar olduğunu da sanmıyorum.
Duygulanıp ağladığı Türkçe olimpiyatlarının organizatörlerine sorsun.
Irak Kürdistan’ında dersler Kürtçe yapılmıyor mu?
Bir sorsun bakalım.