Suriye'nin Halep kentindeki iç savaştan kaçarak ailesiyle birlikte Diyarbakır'a yerleşen Enes İbrahim, yaptığı geleneksel tatlıların hem Diyarbakırlıların damak tadına sunuyor hem de kendisi gibi Suriyeli mültecilerin memleket hasretini gideriyor.
Suriye`de devam eden iç savaş nedeniyle yüzbinlerce Suriyeli farklı ülkelere göç ederken, kimileri de gittikleri ülkede geçimini sağlamakla birlikte kendi kültürünü de yaşatmaya çalışıyor. Savaşın izlerini vücudunda taşıyan Halepli tatlıcı ustası Enes İbrahim de bunlarda biri.
Suriye'ye has tatlıları yaparak Diyarbakırlıların lezzetine sunan Enes İbrahim, hem tatlılarıyla hem de hizmetiyle Diyarbakırlılardan büyük beğeni topluyor.
Bağlar'daki Fatih Caddesi'nde kiraladığı küçük bir dükkânda tatlıların imalatını yapan İbrahim, Halep`te, savaş nedeniyle 2 yıl önce Türkiye'ye geldiklerini ve burada Suriye'deki işi olan tatlıcılığı yapmaya devam ettiğini belirtti.
Türkiye'ye geldiğinde ailesine bakabilmek için elinden gelen her işi yapmaya başladığını aktaran İbrahim, daha sonra kendi işi olan tatlıcılığı burada da devam ettirmeye başladığını ifade etti.
İbrahim, "Bu tatlılar Suriye`nin geleneksel tatlılarıdır. Orada Suriyeliler bu tatlıları çok sever. Orada bu işi yapıyorduk, şimdi burada devam ediyoruz. İnsanlar ilgi gösteriyor." dedi.
Yaptıkları tatlıların özelliklerine değinen İbrahim, "Günde 25 kilo imal edip satıyoruz. 20 çeşit tatlı yapıyoruz. Sabah yaptığımız tatlı farklıdır, akşam yaptığımız tatlı ayrıdır. Ağır tatlı ayrıdır, hafif tatlı ayrıdır. Şerbetli ayrıdır, Şerbetsiz ayrıdır. Bunlar Suriye`deki geleneksel tatlılarımızdır." ifadelerini kullandı.
Tatlı çeşitlerine de değinen İbrahim, "Şam`ın tatlısı 'şabîyyat' ve Basta(Herise) tatlısı, Halep`in baklavası gibi tatlılar satıyoruz. Ekmeği helaliyle kazanmak çok güzeldir. Elhamdülillah, yetiyor. Başka işim yok sadece bu işle geçiniyorum. Tatlılarımızı Bir TL`den 10 TL` arasında satıyoruz." diye belirtti.
"Keskin nişancı tüfeği Kanas ile beni vurdular"
Savaşın izlerini de üzerinde taşıyan İbrahim, "Suriye`den zor şartlarda geldik. Şimdilerde yaşanılmaz bir yer olmuş. Bombalar var, uçaklar bombalar yağdırıyor. Savaş kızışmış. İnsanlar mecburiyetten göçüyor. Ben de zarar gördüm. Defalarca yaralandım. Keskin nişancı tüfeği Kanas ile beni vurdular. Midemden ve kolumdan beni yaraladı. Birçok ameliyat geçirdim. Allah`a şükürler olsun, iyileştim. Çalışıyorum, geçimimi yapıyorum." şeklinde konuştu.
Enes İbrahim`le birlikte çalışan Ahmet Şeyh Hasan ise 4 yıldır Türkiye'ye geldiğini önce Mersin'de çalıştığını ardından Diyarbakır'da bir lokantada çalıştıktan sonra bakkalcılık yapmaya başladığını söyledi.
Kimseye muhtaç olmadıklarını ve geçimlerini sağladıklarını belirten Hasan, "Suriye`de de dükkânım vardı. İşimiz Halep`te çok iyiydi, evimiz güzeldi. Ama şimdi ne ev kaldı ne iş kaldı orada, vurdular geçtiler. Türkiye'ye ilk geldiğimde eşimi ve çocuklarımı Suriye`de bırakmıştım. Onlara para gönderiyordum. Her gün arıyordum onları. Bana, 'Başımıza her gün bombalar yağıyor' diyordular. Hâlâ yakınlarım var Suriye`de." ifadelerini kullandı.
Hasan son olarak, "Suriye`deki savaşta çok insan öldü. Her evden ölenler oldu. Kimse yoktur ki evinden ölü vermesin. Orada hayat kalmadı, iş yok, yaşam yok. Yıllarca hamallık yaparak geçimimi sağlamaya çalıştım. Belimde fıtık çıktı, şimdi dükkan açtım. Elhamdulillah kimseye el açmıyoruz. Enes İbrahim ile beraber tatlıları satıyoruz. Akrabam İbrahim`den tatlıları alıyoruz, biz de satıyoruz. Hem biz kazanıyoruz hem de İbrahim kazanıyor." diye konuştu. (M. Sıddık Bilge, M. Hüseyin Temel – İLKHA)