Özellikle son yıllarda artan suç oranları toplum düzenini tehdit etmeye devam ediyor. Yaşanan bu ciddi artışın manevi boşluktan kaynaklandığına dikkat çeken siyasi parti yetkilileri, hukukçular ve vatandaşlar, sorunun ancak manevi eğitimle aşılabileceğine işaret ettiler.

Türkiye`de 2011-2014 yılları arasında suç oranları yüzde 58 artarken cinayet sıralamasında Türkiye 41 ülke arasında 13. Sırada yer aldı. Suça sürüklenen çocuk sayısı 2013`ten 2014`e yüzde 6.2 arttı. Ayrıca 2004-2014 yılları arasında şiddet, taciz ve tecavüz suçlarında 14 kat artış yaşandı.

İLKHA`ya konuşan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, Avukat Enver Bakırcı ve vatandaşlar, artan suç oranlarını manevi boşluğun yetersizliğine bağlarken, toplumda ciddi manada manevi boşluğun olduğunu, ahlak ve değerler eğitimine daha çok önem verilmesi gerektiğini vurguladılar.

Toplumda gün geçtikçe artan suç oranlarının daha büyük cezaevleri ve adliye saraylarını imar etmekle asla çözülemeyeceğini belirten HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, ahlak ve değerler eğitimine dikkat çekerek, özellikle cezaevlerinde dini eğitimin verilmesi gerektiğini söyledi.

Toplumdaki manevi eksiklik giderilmedikçe hırsızlık başta olmak üzere artan suçların azalmayacağına dikkat çeken Erat, "Gaziantep şehrimizde özellikle son zamanlarda hırsızlık olaylarının ciddi bir şekilde arttığı ve hat safhaya çıktığı ile ilgili esnaflarımızdan ve halkımızdan çok ciddi şikayet var. Tabi bunun sebepleri vardır. Hem ekonomik hem ahlaki yozlaşma ile ilgili temel sebepleri vardır. Özellikle dini duyguları zayıf olan insanların ve uyuşturucu bataklığına batmış olan insanların hırsızlık olaylarına meylettiğini müşahede edebiliyoruz." dedi.

"Ahlaki yozlaşmanın önüne geçilmelidir"

Artan suç oranlarında ekonomik sorunların da ciddi bir sebep olduğunu belirten Erat, "Devletin bu konuda daha caydırıcı adımlar atması gerekiyor. Tabi sadece cezai müeyyideler bunun için yeterli değildir. Daha büyük cezaevleri ve adliye sarayları imar etmek buna bir çözüm olmayacaktır. Her bir insanın başına bir polis dahi dikseniz dahi o polisin başına da bir polis dikmeniz gerekebilir. Bu da bir çözüm değildir. Dolayısıyla bu konuda ahlaki yozlaşmanın önüne geçilmelidir. Dini duyguların daha ön plana çıkması gerekiyor. Bu konuda Diyanetin ciddi adımlar atması gerekiyor. Kur`an kursları ve sivil toplum kuruluşlarının önünün açılması gerekiyor. Daha fazla halkla iç içe olmaları gerekiyor. Bununla beraber ekonomi ile ilgili de bazı düzelmeler yapılması lazım." ifadelerini kullandı.

"Cezaevlerinde dini eğitim verilmelidir"

Suç oranlarındaki artışın önemli bir toplumsal sorun olduğunun altını çizen Erat, ahlak ve değerler eğitimine dikkat çekerek, özellikle cezaevlerinde dini eğitimin verilmesi gerektiğini söyledi. Erat, konuşmasına şöyle devam etti:

"Cezaevleri insanı rehabilite etmeleri için yapılmıştır. Fakat maalesef cezaevleri rehabiliteden çok uzak. Cezaevlerinde tesisat, marangoz, doğalgaz ve buna benzer kurslar veriliyor. Belki bu konuda çok büyük masraflar da yapılıyor. Fakat bir hırsız veya başka bir suçtan dolayı cezaevine giren bir kişinin su tesisatı kursunda diploma alarak bu işlerden vazgeçmesi beklenemez. Bu şekilde de rehabilite olmaz. Cezaevlerinde maneviyata dair çok ciddi çalışmalar yapılması lazım. Diyanetin de çok ciddi bir şekilde cezaevlerinde dini eğitim vermesi lazım. Bu insanlar ancak bu şekilde ıslah olabilirler. Yoksa çok büyük cezaevleri imar etmek, daha ağır cezalar vermek elbette caydırıcı bir çözüm olmayacaktır."

"Ahlaki temeli olmayan hiçbir faaliyeti ayakta tutamazsınız"

Özellikle mala karşı işlenen suçların arttığını belirten Avukat Enver Bakırcı ise artan suç oranlarının felsefi, ahlaki ve ülkedeki ekonomik sorunlardan da kaynaklandığına işaret etti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından emniyette ve yargıda bir boşluk oluştuğunu belirten Bakırcı, "Türk Ceza Kanunu'nda mala karşı işlenen suçlarda aslında cezalar fevkalade çok ağırdır. Ama buna rağmen hırsızlık suçlarındaki artış biraz adliye sistemimizde bu  dönemde yaşanan sarsıntı, Gülenist hareketin 15 Temmuz sebebi ile gerek emniyette gerek buna benzer birimlerde meydana gelen büyük bir boşalma da ister istemez hırsızlık suçlarındaki gözle görülür bir artışın meydana gelmesini sağladı." diye konuştu.

"Manevi konuda eğitim verilmeli"

Toplumdaki manevi boşluğun dini eğitim ile giderileceğini belirten vatandaşlardan Aziz Denizhan da, özellikle artan hırsızlık olaylarından yakındı.

Denizhan, "Hırsızlık olayları gittikçe artmaya başladı. Biz bir esnaf olarak kendi dükkanımızdan bile ürünlerimizin çalındığını görüyoruz. Okulda çocuklarımızın akıllı tahtalarını ve bilgisayarlarının bile çalındığını duyuyor ve görüyoruz. Hırsızlara karşı caydırıcı bir ceza olmadığından dolayı da hırsızlar rahatlıkla istedikleri gibi cirit atabiliyor. Geçenlerde bir esnafımızın deposundan 100 teneke zeytinyağı çalınmış. Güvenlik kamerası olmasına rağmen hırsızlığı yapabiliyorlar. Hükümet bu konuda biraz daha caydırıcı önlemler alması lazım. Hırsız yakalanıyor. Birkaç ay içeri girdikten sonra serbest bırakılıyor. Tekrar geri toplumun içine geliyor. Hırsızlık olayları gittikçe artıyor. Bu konuda İslami kuruluşların çocukların üzerinde biraz daha durması lazım. Manevi konuda biraz daha çok eğitim verilmesi lazım. Camilerde bu konular hakkında hutbeler verilmelidir." önerisinde bulundu.

Ömer Fatih Taşçı ise, "Kanunlarımız çok zayıf. Cezalar çok az. Bir suç işleyen iki-üç ay yattıktan sonra tekrar çıkıyor. Çıktıktan sonra aynı suçu yine işleyebiliyor. Bu durumda da insanları suça teşvik ediyor. Cezaların daha da ağırlaşması lazım. Bugün benim arabamın eşyasını çalan yarın başkasının eşyasını çalacak. Arabamı evimin önüne park ettiğim zaman en az 5 defa çıkıp kontrol ediyorum. Bu şekilde korku ile hareket ediyoruz." diye belirtti. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)