Cehaletin toplumu esir aldığına dikkat çeken bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Bahri Kılıç, özellikle TV'lerde yayınlanan programların bunda etkin rol oynadığını belirterek, kendi inancından uzak, cahil bir nesil oluşturulmak istendiğine dikkat çekti.
Toplumun, özellikle de gençliğin kendi inancından uzak yaşamasından dolayı çok hızlı bir şekilde Batı kültürüne doğru kaydığını belirten Kılıç, “Burada aslında altını çizmemiz gereken husus, bu kaymalar neden bu kadar oluyor? Gençlik neden çok rahat ve çabucak belli propagandaların etkisinde kalıp inancından taviz verebiliyor?” diye sordu.
Toplumun cehaletle boğuştuğuna dikkat çeken Kılıç, “Bilim, teknoloji ve uzay çağı deniliyor olsa bile, toplum cehaletle boğuşuyor. Bu çok garip bir haldir. Bugün 120 binin üzerinde Diyanet personeli var. 100 binin üzerinde de vakıf ve dernek var. Bunlar halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme adına önemli bir kısmı yola çıkmış ve bunu yapıyorlar. Ama meseleye ilmi olarak istatistikler gölgesinde baktığımızda, temel dini bilgileri dahi doğru bir şekilde halka veremediğimizi gösteriyor. Bizim bir defa ilk ayeti 'oku' diye başlayan bir dinin mensupları olarak, bu cehaleti yenmemiz gerekiyor. Bugün bütün bahsettiğimiz bu kaymalar ve benzeyişler cehaletten kaynaklanıyor.” ifadelerini kullandı.
İyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama noktasında toplumda aidiyet ve mensubiyet sorunu yaşandığını belirten Kılıç, özellikle TV'lerdeki reklamlar aracılığıyla İslam'da yasak olan bir durumun normalleştirildiğini ve bu durumun da toplumda Batı'ya doğru bir kaymaya neden olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Yani tabelalar aidiyetinden ümmet aidiyetine dönmediğimiz sürece, toplumun tamamını ıslah noktasında başarılı olamayız. Buradan hareketle bizim topyekûn, özellikle de kendimizindir dediğimiz medyayı da kullanarak, bir karşı taarruza geçmemiz gerekiyor. Haramlarla ilgili bir mücadele vermemiz gerekiyor. Ne yazık ki bir kısım İslami medyada özellikle reklam adı altında, bilerek ya da bilmeyerek farklı maksatlarla, reklamlar üzerinden bu kaymalara katkı sağladıklarını görüyoruz. Reklam firmaları bir şeyi halka beğendirme ve halkın üzerinde etkisini göstermek için çok profesyonel çalışıyorlar. Yani hiç bizim ihtiyaç duymadığımız ve alakası olmayan bir ürünü bile, eğer 10-20 defa gösterirlerse ve belki yüz defa gösterdiklerinde hayatında onu hiç kullanmayacak birisi bile, 'ben bunsuz yaşayamam' demeye başlıyor.”
Toplumda gittikçe yaygınlaşan dövme yaptırma alışkanlığının özellikle gençler arasında yaygınlaştığını belirten Molla Bahri Kılıç, gençlerin TV ve reklamlardaki karakterlere özenerek kendi değerlerinden uzaklaştığını ve bu konuda da sorumluluk sahibi olan herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.
Peygamber Efendimizin 'Allah, dövme yapan ve yaptırana lanet etmiştir' hadisini hatırlatan Kılıç, “Dövme yapmak haramdır. Resulullah'ın (sav), bazı yanlış işleri sadece yapana değil, yaptırana da ve aracı olan insanlara da lanet etmesi, aslında meselenin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor. Resulullah 'Allah, dövme yapan ve yaptırana lanet etmiştir. Bu insanın kendi fıtratını değiştirmesine yönelik bir iştir ki, Allah'ın yarattığını bozmaya kalkışmak, Allah'ın (cc) gayretine dokunacak çok yanlış bir davranıştır.” dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)