Türkiye`de sayıları milyonları bulan engellilerin, sorunları bir türlü bitmek bilmiyor. Çıkarılan yasaların yerel yönetimler tarafından hayata geçirilmeyip sadece kâğıt üzerinde kaldığını belirten engelliler, yaşadıkları ilgisizlikten yakındı.
2005 yılında 25868 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5378 Engelliler Hakkında Kanunun geçici 2`inci maddesi ile "Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir" hükmü getirilmiş ve bu hükmün uygulanması için de kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yerel yönetimlere 7 yani 2012 yılına kadar bir süre verilmişti.
Bu süre zarfında yerel yönetimlerin engelliler için kanuni olarak gerekenleri yapmaması üzerine yerel yönetimlere ek süre verilerek bu tarih, 2015 yılına ertelendi. Bu süre de dolmasına rağmen yerel yönetimlerde bazı kaldırımlar ve otobüslerde yapılan değişimler dışında herhangi bir gelişme yaşanmadı.
Aynı zamanda BM Genel Kurulu`nda 13.12.2006 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, 30 Mart 2007 tarihinde ülke temsilcilerinin imzasına açılmış ve Türkiye bu sözleşmeyi imzalayarak ilk imza atan ülkeler arasında yer almıştı. Bu sözleşme, 3 Aralık 2008 Dünya Özürlüler Günü'nde 5825 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunmuş ve Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanmıştı.
Çıkarılan yasalar uygulanmayı bekliyor
Tüm bu ulusal ve uluslararası yapılan düzenlemelere karşın ve verilen ek sürelere rağmen birçok kamu kurum ve kuruluşun hizmet binaları, yollar, kaldırımlar, yaya geçitleri, açık ve yeşil alanlar, spor alanları, sosyal ve kültürel yapılar ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan umuma açık hizmet veren yapılarda engellilerin erişebilirliğine ilişkin düzenlemelerin bir türlü istenen düzeye gelmemesi kamuoyunun tepkilerine neden oluyor.
Yaşadıkları mağduriyeti İLKHA'ya anlatan Şanlıurfa Felçliler ve Omurilik İstihdam Derneği Başkanı Habip Polat, engellilerin kanuni olarak herhangi bir sorunlarının olmadığını belirterek asıl sorunlarının yerel yönetimlerin çıkan yasaları uygulamaması olduğunu söyledi.
"Yetkililer hep yanımızda olduklarını söylüyor ama hep uzağımızdalar"
Yasalar konusunda herhangi bir sıkıntılarının olmadığını bilakis yerel yönetimlerle çok büyük sorunlar yaşadıklarını belirten Polat, "Şimdi yollarda gidemiyoruz. Kaldırımlarımız engellilere uygun değil. Engelliden kastım sadece tekerlekli sandalye kullananlar değil hepsini kast ediyorum. Görme, sağır ve bedensel engelliler için ulaşımda yüzde 60-70 gibi sıkıntılarımız ortadan kalkmıştır ama sadece bununla bitmiyor. Bugün otobüslerin yanaştığı duraklar engelliye uygun değil, biz kaldırımları kullanamıyoruz. Kırmızı ışıklardan geçemiyoruz. Görme engelliler için Şanlıurfa merkezde birkaç yerde sesli sinyalizasyon var. Şöyle bir sıkıntı var ki hep yanımızda olduklarını söylüyorlar ama hep uzağımızdalar. Bu neden böyle çünkü hizmete geldiği zaman kaldırım, yollar ve üst geçitler yapıldığı zaman biz yokuz."
Projeler yapılırken engelli vatandaşların görmezden gelindiğini ifade eden Polat, "Biz sadece Engelliler Gününde hatırlanmak istemiyoruz. Biz her vatandaş gibi sokaklarda yürümek istiyoruz. Belki biz ayaklarımızla yürümeyeceğiz ama tekerlekli sandalyemiz ile beyaz bastonumuzla yürüyeceğiz. Eğer sağır ya da dilsiz isek bir otobüste, minibüste, alışveriş merkezlerinde veya bir kamu kurumunda bizi anlayacak birilerini görmek istiyoruz." diye konuştu.
"STK`ların hak temelli çalışmak yerine yardım temelli çalışıyorlar"
Özellikle engelli vatandaşlar tarafından kurulan sivil toplum kuruluşlarının, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında aktif olmadıklarını belirten Polat, bu STK`ların hak temelli çalışmak yerine yardım temelli çalıştıklarını söyledi.
"Engelli vatandaşlar, yasa kapsamında kamu kurumlarına dava açabiliyor"
Polat, sözlerine şöyle devam etti:
"5378`inci sayılı Engellilere yönelik yasa çıkarıldığında yerel yönetimlere 7 yıl süre tanındı. 2005 ile 2012 yılı arasında tüm kamu kuruluşlarının engellilerin erişimi için uygun hale getirilmesi gerekiyordu. Yerel yönetimler yetiştiremediklerinden dolayı bu süre 2015`e ertelendi. Peki, bu zaman diliminde bir şey yapıldı mı? Maalesef yine bir şey yapılmadı. Şu an engelli vatandaşlar, bu yasa kapsamında davalar açabiliyor. Örneğin İŞKUR, bize uygun değilse bir defa uyarır, iki defa uyarır ya da bir yazı yazar. Ondan sonra hakkı elinden alındığı engelli vatandaş dava açabiliyor. Bu sadece İŞKUR için değil, belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar için kısacası tüm kamu kurumları için geçerlidir."
"On okuldan ancak bir tanesinde engelliler düşünülmüş"
Engellilerin en fazla olumsuz etkilendiği kamu kurumlarının başında okulların geldiğini ifade eden Polat, 10 okuldan ancak bir tanesinde bu sorunun çözüldüğünü belirterek Milli Eğitim`in bu konuda çok ağır davrandığını ifade etti.
"Düzenleme olmadığı için camilere gidemiyoruz"
Camilerde de aynı sorunla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Polat, "Sanki Müftülüğümüz Müslüman kabul etmiyor gibi… Şanlıurfa`da yaklaşık 100 cami varsa inanın 100`ünde de engelliler için bir düzenleme yoktur. Namaza gidemiyoruz, abdest alamıyoruz, caminin lavabosunu kullanamıyoruz, caminin içine giremiyoruz. Ve bu sıkıntılar hayatın her alanında maalesef var. Ve birilerinin sadece engelliler gününde siz seviyoruz demesini istemiyoruz. Eğer bizi seviyorlarsa şehrimizi bizim gibi düzenlesinler. Bu konuda bizi anladıklarını sanmıyorum." şeklinde konuştu.
Harran Üniversitesi ile yapılan protokol gereği hayata geçirilmeye çalışılan projenin sonuç vermediğini belirten Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz yaklaşık 15 tane arkadaşla birlikte 10 gün boyunca üniversitenin binalarında tarama (inceleme) yaptık. Onlara çok detaylı bir rapor da sunduk. Yapacaklarını söylediler ama ortada bir gelişme yok. Geçenlerde onlara biz yazı yazdık raporumuzla ilgili. Bize öyle klişeleşmiş bir yazı gönderdiler ki… Eski binalarında çalışma olduğunu söylemişler ki ortada çalışma yok. Oranın projelendirilmesini ne zaman olacağına dair kesin bir şey yok. Ve şunu söylüyorlar ‘yeni yapacağımız binalarda bunu göz önüne alacağız`. Onların bizden istediği şu idi: Dediler ki ‘Bize Harran Üniversitesi Osmanbey Kampüsündeki tüm derslikleri engellilere uygun yapalım`. Ama ulusal basında da yer alan o çalışmamız olmadı. Biz zaten gerekli yazılarımızı Toplumsal Haklar ve Araştırma Derneğine gönderdik. Oradan da Ankara`ya göndereceğiz. Bu konuda büyük ihtimalle Harran Üniversitesi ile davalık olacağız." (Osman Gülebak, Ramazan Casuk- İLKHA)