2016-2017 eğitim ve öğretim yılının ilk döneminin sona ermesiyle öğrenciler 15 günlük yarıyıl tatiline başladılar. Bitlis İl Müftüsü M. Faysal Geylani, öğrencilerin tatillerini değerlendirmesiyle ilgili ailelere tavsiyelerde bulundu.
Çocukların gönlüne İslam'ın güzelliğinin nakşedilmesi gerektiğini vurgulayan Geylani, ebeveynlerin, çocuklarını yarıyıl tatilinde camilere götürmesinin faydalı olacağını söyledi.
Geylani, "Çocuklarımızın elinde tutup onları camiye götürelim. Çocuk yedi yaşında neyi öğrenirse yetmiş yaşında da onu yapar. Onun için büyüklerimiz hep demiş, 'Yedisinde neyse yetmişinde de odur.' Şimdi okullar tatile girdi. Öğle ikindi, akşam yatsı namazları arasında bütün camilerimizde hocalarımız görev yapıyor. Çocuklar o gün içerisinde hangi vakitlerde uygunsa o zaman da gidebilirler. İsteyenler öğle ile ikindi namazları arasında, isteyenler de akşam ile yatsı namazı arasında çocuklarını camiye götürebilir." dedi.
"Onlara İslam'ın güzelliklerini anlatarak sahip çıkalım"
Cami hocalarının çocuklara Kur'an-ı Kerim ve İslam'ın güzelliklerini öğretmekle yükümlü olduğuna değinen Geylani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yedi yaşında çocuğun kalbine, gönlüne Allah'a, peygambere, meleklere ve ahiret gününe imanı yerleştirdiğimiz zaman bu çocuk yarın büyüyünce ilk önce kendisi için faydalı olur. Ailesi için faydalı olur. Milleti ve memleketi için faydalı olur. Eğer yedi yaşında bir çocuğa Allah korkusunu, ahirete imanı kalbine ve gönlüne yerleştirmezse çocuk büyüdüğü zaman bu imandan, bu inançtan, bu itikattan uzak kalır. Bundan dolayı ister istemez haram da yer, hırsızlık da yapar, yalan da söyler, başkasının malını da gasp eder. Onun için çocuklarımıza bu şekilde sahip çıkalım. Onlara İslam'ın güzelliklerini anlatalım. İnşallah anne ve baba olarak vazifemizi bu şekilde yerine getirmiş oluruz. Eğer güzel bir şekilde anne ve babalık vazifesini yerine getirirsek çocukların dünyası da ahireti de cennet olur."
"Çocuklarımızın elinden tutup camiye götürelim"
Geylani, ahlaki açıdan iyi yetiştirilmeyen çocuğun kendisine, ailesine ve çevresine zarar vereceği uyarısında bulunarak, "Nitekim bugün içerisinde bulunduğumuz ortama bakıyoruz. Çocuklara gerçekten iyi bir şekilde sahiplik yapmadığımızdan dolayı ne kadar acıklı olaylarla karşılaşıyoruz. Bunun tek bir sebebi onların kalbinde ve gönlünde İslam'ın güzelliklerini geliştirmeyişimizdendir. Torunlarımızın, çocuklarımızın elinden tutup beraberce camiye götürürsek bir dede, bir baba olarak inşallah onlara karşı vazifemizi yerine getirmiş oluruz. Onun için en azından günde bir vakit veya iki vakit o çocukların elinden tutup camiye götürelim. Çocuklar camiyi, minberi, mihrabı görsün. Cemaati görsün, ezanı duysun. Bu çocukta iz bırakıyor. İleriki zamanlarda 'Ben yedi yaşında dedemle beraber camiye, öğle namazına, cuma namazına gittim.' der. Bunlar hiçbir zaman için unutulmuyor. Onun için elimizden geldiği kadar çocuklara bu şekilde sahip çıkalım." diye konuştu.
Camilerin toplumdaki fonksiyonuna değinen Geylani, camilerin toplum için huzur evleri olduğunu, toplumun ortak paydası olmasıyla sadece namazların kılındığı yerler değil dertlerin ve sorunların çözüldüğü mekânlar olduğunu ifade etti.
Mahalle ve sokaklarda bulunmayan huzurun camilerde bulunabildiğini dile getiren Geylani, "Çünkü cami herkesin ortak paydasıdır. Herkesin oraya gidip namaz kıldığı, yüzünü Allah'a yönelterek Kâbe'ye döndüğü ve duaların kabul edildiği mekânlardır. Camiler aynı zamanda dertlerin ve sorunların çözüldüğü bir yerdir. Günde beş defa camiye gidip, cemaate katılarak o mahallenin, köyün ve beldenin sorunları orada çözülür. Onun için Peygamber Efendimiz 'Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.' buyuruyor. Onun için elimizden geldiği kadar farz namazlarımızı camilere devam ederek kılalım." ifadelerini kullandı.
"Anne ve baba olarak çocuklara karşı vazifemizi yerine getirelim"
Çocukların anne ve baba üzerindeki hakkına dikkat çeken Geylani, ailelerin şefkat ve merhamet duyguları çerçevesinde onlara İslami eğitim vermesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"Çocuklarımızı fazla zor durumda bırakmadan gönüllerini kazanarak, elimizden geldiği kadar onlara moral vererek şefkat ve merhamet duyguları içerisinde çocuklarımıza sahip çıkalım. Çocuklarımız, Allah'ın bize bir emanetidir. Allah, bu emanetin hesabını yarın bizden soracaktır. Onlara karşı vazifelerimiz vardır. O vazifeleri yerine getirmek anne ve baba olarak bizim en önemli sorumluluğumuzdur. Çocuk dünyaya geldiği zaman sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması, çocuğa güzel bir isim bırakılması, onu ilim sahibi yapmak, sanat sahibi yapmak anne ve babanın vazifelerindendir."
"Çocuğun kiminle arkadaşlık yaptığı kontrol edilmeli"
Geylani, çocukların arkadaşlık yaptığı kişilerin denetlenmesinin önemli olduğuna değinerek, "Çocuk kiminle arkadaşlık yapıyor? Çocuklar çarşı pazara çıkıyor ama kiminledir, kiminle geziyor, nerelerde oturuyor, nerelere takılıyor, neyi seyrediyor, neyi dinliyor? Anne ve baba kontrol etmeli. Bugün artık internet çağındayız. Çocuğun durumu nedir, onları o şekilde bilmemiz lazım. Ona helal lokma getirmemiz lazımdır." şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)