Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi dalında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dâhil edilen Gaziantep'in önemli yemekleri arasında yer alan Beyran ile Yuvalamanın tescillenmesi sevinçle karşılandı.
Türk Patent ve Marka Kurumunda gerçekleşen tescil ve takdim törenine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan katıldı. Törende Şahin, tescil belgesini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çelik’in elinden aldı.
Törende bir konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çelik, Gaziantep’in coğrafi işaretler konusunda farkındalığının yüksek şehirler arasında olduğunu, Avrupa Birliği nezdinde tescil edilen ilk coğrafi işaretin Antep baklavası olduğuna dikkat çekti.
Özellikle son zamanlarda geleneksel ve yerel ürünlere ilginin artığını ifade eden Çelik, “Yeni kanunla birlikte coğrafi işaretler konusunda farkındalığı daha da artırmayı hedefliyoruz. Coğrafi işaretin hem geleneksel ürünlere güç katacağına ve şehirlerin kalkınmasına destek olacağına inanıyoruz.” dedi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise törende yaptığı konuşmada, coğrafi işaret tescili konusunun dünya meselesi olduğunu yarım asırdan fazla bir süredir Avrupa’nın önem verdiği bu konuyla ilgili Türkiye’de de farkındalığın artması gerektiğini söyledi.
Anadolu’nun her noktasının bir hazine olduğunu da vurgulayan Şahin, “Bu hazinenin hak ettiği yere gelebilmesi için de ilgili yasanın düzenlenmesi gerekiyordu. Bu yüzden yapılan yasal düzenlemeleri ülkemizin geleneksel değerlerinin korunması yönünde oldukça değerli bir adım olarak görüyorum.” dedi.
Yuvalamanın sadece bir yemek değil bayramların birleştirici unsuru olduğunun altını çizen Şahin, “Bugün coğrafi işaret tescilini aldığımız yuvalama, her Ramazan Bayramı sabahında bütün şehirde zengin fakir herkesin mutfağında pişer. Yuvalama sadece bir yemek değil kültürel bir değerdir. Hem bayrama, hem misafire verdiğimiz kıymeti gösterir. Dağlardan gelen, kekikten, zahterden gelen bambaşka bir lezzet vardır. Bu lezzete Anadolu kadının zekâsı, yaratıcılığı ve çalışkanlığı da ekleniyor. Gaziantep mutfağının diğer lezzeti Beyran ise doktorlar tarafından kas ve kemik hastalığı için önerilen bir yemek. Hem sağlık var hem lezzet. O yüzden dünyanın dört bir yanından insanlar gelip bu lezzeti keşfetmeye çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Asan da yeni yürürlüğe giren Sinai Mülkiyet Kanunu ile marka, coğrafi işaret, tasarım, patent ve geleneksel ürün adlarının korunmasına ilişkin önemli adımlar atıldığına değindi.
Yuvalama
Yuvalama; Gaziantep’te Ramazan Bayramı’nın ilk gününün geleneksel bayram yemeğidir. İçinde yaklaşık bezelye tanesi büyüklüğünde köfteler bulunur. Bu köftelerin yapımında pirinç, et, soğan, karabiber ve tuz kullanılır. Köfteler elde yuvarlanarak hazırlanır, hazırlığı oldukça zahmetlidir ve uzun süre alır. Köfteler hazırlandıktan sonra et ve nohut ile pişirilir, sonrasında üzerine süzme yoğurtla hazırlanan ve ısıtılmış karışım eklenir. Hazırlanan yemeğin üstüne veya servis yapıldığı sırada tabakların üstüne naneli yağ dökülür.
Beyran
Beyran; etli ve pirinçli yöresel bir yemektir. Kayıtlara göre Gaziantep çarşısı içinde ilk Beyran dükkânı 1885 yılında açılmıştır. Yapımı oldukça zahmetli ve ustalık gerektirmektedir. Kullanılan et, Antep Beyran'ının en önemli unsurudur. Etin yumuşaklığı ve pişirilmesi lezzete etki eden faktörlerdir. Antep Beyran'ı yapımında kullanılan et, koyunun sadece kolları ve boynundan elde edilir. Bolca ilikli kemik de et ile birlikte pişer. Etin hazırlığı ve pişirilmesi 15 saat sürmektedir. Beyran'ın sunumunda geleneksel bakır sahanlar kullanılmaktadır. Bakır sahanın tabanına isteğe göre et kaynarken üstte biriken yağ koyulur, bunun üzerine haşlanmış pirinçler konur ve üstüne lif halinde et konur; bakır sahan harlı ateşin üstüne oturtulur, üzerine dövülmüş sarımsak ve kırmızı pul biber eklenir ve üstüne et suyu eklenir. Et suyu eklendiği anda yağ alevlenir, bu sırada hazırlıklar aynı zamanda görsel bir sunuma da dönüşmüş olur. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)