Muhsin Şenol – İstanbul / İbrahim Koçyiğit -Gaziantep

Bugün yaklaşık 18 milyon öğrenci karne alıyor. Büyük çoğunluğun heyecanla beklediği gün bazı öğrencilerin de kâbusu olabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda yapılan baskılar ile bazı çocukların evden kaçtığı veya intihara kadar sürüklendikleri görüldü. Ailelere, karne her şey değildir diyen Prof. Dr. Sefa Saygılı ve Psikolojik Danışmanlık Uzmanı Özgür Osman Demir, karnedeki kırık notlara aşırı tepkilere karşı aileleri uyardı.

EBEVEYNLERİN KARNESİ NASIL?

Karne dolayısıyla öğrencilerin konuşulduğu bugün için ebeveynlerin çocuklarına verecekleri eğitim ve terbiyenin ise asli bir unsur olduğu ve çocuğun gelişim, karakter ve geleceğine yön verdiği konusunda uzmanlar hemfikir.

Ebeveynler açısından, çocuklarının okulda aldığı eğitimin yanı sıra insani, İslami ve ahlaki eğitiminin yeterli derecede verilip verilmediği konusu hayati bir öneme sahip.

Okul derslerinin öneminin yanı sıra okulda görülmeyen insani birçok ders ve konu hakkında ebeveynleri uyaran uzmanlar; çocuğun doğru sözlü olması, ahlaklı, sözünde duran, temizlik, namaz kılma, Kur`an okuma, büyüklere saygı, akraba sevgisi, paylaşmayı bilme ve zararlı yayınlara karşı çocukların korunması ve eğitilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

AİLE, ÖĞRENCİNİN PROBLEMLERİYLE İLGİLENMELİ

Karnenin çok önemli olduğunu ancak her şey demek olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Sefa Saygılı, “Tabi öğrencinin karnede kırığı fazlaysa ailenin çocuğa baskı yapması doğru değildir.  Bazı ailelerde görüyoruz dayağa kadar gidebiliyor. Bu tip yanlış davranışlar ters teper. Bunlar çocuğu başarılı kılmaz. Aksine bazı çocuklar kırılgan olduğu için psikolojik bunalıma girip intihara kadar sürüklenebilir. Bu konuda yapılması gereken, ailenin burada oturup ‘çocuğumuzun karnesi niye kırık, neden ders çalışmıyor, okulla ilgili problemi mi var?` diye düşünmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“DERS DIŞI FAALİYETLERİN MUTLAKA YAPILMASI GEREKİYOR”

Öğrencilerin yarıyıl tatilini dinlenerek geçirmesi gerektiğine dikkati çeken Saygılı, “Bakanlığın ödev verilmemesi yönündeki kararı bu açıdan önemlidir. Fakat tümden öğrencinin başıboş bırakılması anlamına gelmiyor. Çocuğun zihinsel gelişimini sağlayacak kitapları okuması gerekiyor. Ders dışı faaliyetlerin mutlaka yapılması gerekiyor. Bunu ödev gibi vermek doğru değildir. Tavsiye niteliğinde olması gerekiyor. Zorlama olmaması ve cezası olmaması gerekiyor bu tavsiyelerin. Öğrencilere kitap okumayı sevdirmek için bu tatiller fırsat bilinmelidir.  Bilgisayar ve telefon bağımlılığından kurtarmak için bir fırsat olması gerekir. Biz de birikimimizi bu tür tatil günlerinde kitap okuyarak elde ettik.” diye konuştu.

"AİLELER KARNE NOTLARININ GEÇİCİ OLDUĞUNU UNUTMAMALI"

Aileleri karne psikolojisi konusunda uyaran bir diğer uzman isim de Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Uzmanı Özgür Osman Demir oldu. İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) konuşan Demir, karnesinde düşük not olan bir çocuğu cezalandırmanın yanlış olduğu kadar iyi not alan çocuğu ödüllendirmenin de bir o kadar yanlış olduğunu belirtti.

Demir, "Karne dönemi herkesin 'Dönem sonu gelsin de karneleri alalım' diyerek heyecanla beklediği süreçtir. Ama aileler, bu heyecanı bazen farklı şekilde çocuklarına yansıtabiliyorlar. Kötü örneklerde aşırı bir şekilde öfkelenip yanlış tepkiler verebiliyorlar. Burada şunu unutmamamız lazım. Çocuğun bundan sonraki geleceğini etkileyecek herhangi bir şey yapmamamız lazım. Eğer bu durumda çocuğa başarısızlık duygusunu tattırırsak ona 'Sen başarısızsın.' imajını verirsek kafasında sonrasında o karneyi değiştiremeyeceğimiz bir geleceğe dönüştürme imkânına sahip oluyoruz. En önemlisi de aileler çocuğunun notlarını herhangi biri ve kendileri ile karşılaştırmamaları gerekiyor." dedi.

KARNEDE MERHAMET YAZMIYOR

Ailelerin çocuklarına güven duygusunu telkin etmesinin önemli olduğunu vurgulayan Demir, “Karnede çocuğun Türkçe, matematik, geometri ve beden eğitimi notları var. Bu notlar hayatın sadece bir kısmını yansıtıyor. Önemli olan çocuğun merhameti. Karnede merhamet yazmıyor. Çocuk dürüst biri mi? Bu yazmıyor. Bizim çocuğumuz ile ilgili bu kısmını bilmemiz gerekiyor. Çocuğun bu özellikleri de var. 'Oğlum sen çok merhametlisin, kızım sen çok dürüstsün. Bu özelliklerini takdir ediyorum. Bunlar karnede yok; ama senin böyle çok güzel özelliklerin de var.' diyerek bunları da teşvik etmemiz lazım” şeklinde konuştu.