Yaklaşık 18 milyon öğrenci 20 Ocak Cuma günü karneleri alarak yarıyıl tatiline girecek. Eğitim-Öğretimde bir dönemim sonuna gelinmesiyle birlikte İLKHA`ya değerlendirmelerde bulunan Muş Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, Muş`un eğitimde artık son sıralardan kurtulduğunu belirterek, öğrenci ve velilere önemli tavsiyelerde bulundu.
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bir kısım öğretmenlerin açığa alınması ve bir kısmının da görevden ihraç edilmesiyle birlikte eğitim-öğretimde olumsuzlukların yaşandığını belirten Milli Eğitim Müdürü Arslan, aldıkları önlemlerle bunun önüne geçtiklerini söyledi.
Arslan, “Bu olumsuz şartlar eğitim açısından da olumsuzluk oluşturturdu. Fakat bizim çalışmalarımız eğitimde herhangi bir aksaklığa meydan vermedi. Bundan sonra ilimiz yoğun kar yağışı ve soğuk havanın etkisi altına girdi. Tabii ki ister istemez bu durumlar eğitimi de olumsuz etkilemektedir. Ama biz öğrencilerimizin bu dezavantajlardan etkilenmemesi için her türlü gayreti sarf ettik. Sayın valimizin başkanlığında milli eğitim camiası olarak hiçbir dersimizi boş geçirmedik. Eksik olan öğretmenlerimizin yerine sözleşmeli öğretmen takviye ederek derslerimizin boş geçmemesi için her türlü gayreti sarf ettik. Sağlıklı ve başarılı bir eğitim-öğretim yılının birinci dönemini bitirmek durumundayız. Cuma günü inşallah birinci yarıyıl tatil dönemi başlayacaktır. Bu yıl sözleşmeli öğretmenlerimiz bir ay geç geldiler. Bu öğretmenlerimizin gelmesiyle müthiş bir ivme kazandık. Ümit ediyorum ki ikinci dönemde daha başarılı ve sağlıklı bir eğitim öğretim yılı geçireceğiz.” İfadelerini kullandı.
“Son 2 yılda artık son sıralarda değiliz”
Yapılan çalışmalar sonucunda son 2 yılda Muş`un eğitimde son sıralardan kurtulduğunu ifade eden Arslan, “Biz son 2 yıllık çalışmalarımızda TEOG ve diğer akademik başarılarda Türkiye ortalamasına önemli ölçüde yaklaştık. Bu da, Muş ilinin önemli bir mesafe kat ettiğini göstermektedir. Bütün akademik ve sosyal çalışmalarda bunu görüyoruz. İnşallah Muş, eğitimde son sıralardan kurtuldu zaten. Son 2 yılda artık son sıralarda değiliz. Son 2 yıldır bakanlığımız Türkiye ortalamasını vermemektedir. Ama tahminlerimize göre ortalara ulaşmış durumdayız. Bu da bizim için bir başarıdır. Çalışmalarımızın verim verdiğini görmek bizi son derece mutlu etmektedir.” dedi.
“Bu başarı ikinci dönem daha da artacaktır”
Yapılan çalışmalardan sonra Muş`un Türkiye ortalamasına önemli ölçüde yaklaştığını söyleyen Arslan, “Son 2 yıldır müthiş bir çalışma yaptık. Biz çocuklarımızın akranlarından geri kalmaması için, yani Türkiye`nin diğer illerinde verilen eğitimden geri kalmamaları için her türlü çalışmayı yaptık. Bakanlığımızın uygulamış olduğu hazırlayıcı ve yetiştirici kurslar açtık. Bunun yanında lise mezunu öğrencilerimize Halk Eğitim destekli hazırlayıcı ve yetiştirici kurslar açtık. Bütün bu çalışmalar öğretmenlerimizin, eğitim yöneticilerinin çalışmaları sonucunda şu anda birinci dönem TEOG ortalamamız 54, Türkiye`nin ortalaması ise 58, dolayısıyla aradaki farkı biraz kapatmış olduk. 2 yıl önce bu rakam 49`du. Şu anda 54`e yükselttik. Bu da büyük bir başarıdır. Çünkü Türkiye ortalamasına yaklaşmak öyle kolay değildir. İnşallah bu başarı ikinci dönem daha da artacaktır. Türkiye ortalamasına ne kadar yaklaşırsak iller arasındaki sıralamamız da o kadar yükselecektir. O anlamda çalışmalarımız devam etmektedir.” şeklinde konuştu.
“Tatil, vakti boşa geçirmek anlamına gelmez”
Genellikle tatil kavramının yanlış yorumlandığını belirten Arslan, tatilin vakti boş geçirmek anlamına gelmediğini belirterek öğrenci ve velilere önemli tavsiyelerde bulundu.
Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“İnsan zihni ne kadar çalışırsa o kadar etkileşim olur ve kendini yenileyip geliştirir. Çocuk dersten sıkılmış olabilir. O zaman kitap okur veya başka sosyal aktiviteler yapar. Zaten sayın bakanımızın imzasıyla çıkan genelgede öğrencilere tatilde zorlayıcı ödevler değil, sosyal ve kültürel aktivitelerin öğretilmesi belirtilmektedir. Çocuğun dersten kitaptan kopmaması gerekir, sürekli olması gerekir. 15 gün kesinlikle çocuğumuzun kitaptan, defterden kopmaması gerekir. Fakat bu, bir ders çalışma şeklinde değil de sosyal aktivite ve kitap okuma şeklinde olabilir. Velilerle vakit geçirme, sosyal aktivitelere katılma veya sinemaya gidebilirler. Dediğim gibi tatil boş durmak, zamanı boşa harcamak demek değildir. Biz hem akademik olarak, hem de inançlarımız gereği düşündüğümüzde, zamanın kıymetini bilip iyi değerlendirmemiz gerekir. Onun için Şubat tatilinde çocuklarımız bir kitap okuduğunda kendisini geliştirmiş olur, kelime haznesi genişler, eğitimden kopmamış olur. Bunlar önemli şeylerdir. Tabi velilerin öğrencilerimize yardımcı olması gerekir.”
Velilerin öğrencilerin derslerindeki yetersiz notlarından dolayı darılmaması gerektiğini vurgulayan Arslan, son olarak
“Karne, öğrencilerimizin değerlendirilmesidir. Velilerimizin de çocuklarımızın ne durumda olduğunu görmeleri gerekir. Bazı öğrencilerimizin dersleri yetersiz olabilir. Velilerin panik yapıp öğrencilere darılmaması gerekir. Çocuğumuzun önemli olduğunu vurgulamamız gerekir. Dersten ziyade insan olarak çocuklarımızın çok değerli olduğunu bilmemiz, ve çocuklarımıza o şekilde yaklaşmamız gerekir. Eğer çocuğun dersi zayıf diye ötelersek, veya ona kızıp moral ve motivasyonunu bozarsak, bu daha büyük sıkıntılara sebep olur.” tavsiyelerinde bulundu. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)