Osman Gülebak, Ramazan Casuk -ŞANLIURFA

Şanlıurfa`da halkın arazileri üzerinden tehlikeli oyunlar oynanıyor. 1970`li yıllarda satın aldıkları arazilere, 2014 yılında çıkarılan 6537 numaralı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun, gerekçe gösterilerek aralarında bürokrat ve avukatların da bulunduğu kişilerce el konulmaya çalışıldığını belirten arazi sahipleri, bu durumun, önü alınamayacak olumsuzlukları beraberinde getireceğini vurguladı. Söz konusu kanunun öne sürülerek köylülerin yıllardır ekip biçtikleri arazileri köylüden habersiz bir şekilde başkalarının üzerine tapu edilmesinin arkasında bir tür ‘arazi mafyası` olduğunu belirten mağdurlar, yıllardır ekip biçtikleri arazilerinin hiç tanımadıkları birilerine verilmesi karşısında ne yapacaklarını bilemez haldeler. Özellikle Şanlıurfa`nın ‘aşiretçilik` gibi sosyal gerçekliğine dikkat çeken köylüler, bu soruna çözüm bulunmaması durumunda bölgede etkin olan aşiretler arasında önü alınamayacak kan davalarının ortaya çıkabileceği yönünde tedirginliklerini ifade ettiler.

KÖYLÜLERDEN HABERSİZ YAPILAN GİRİŞİMLERİ KABUL ETMEYİZ

Yaşadıkları sorunu ve mağduriyeti anlatan Şanlıurfa`nın merkez Haliliye ilçesine bağlı Göktepe, Kepirli ve Derman mahallesi sakinleri, bu süreçte yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek yetkililerden kimsenin mağdur edilmeyeceği bir çözüm yolunun bulunmasını istedi. Çok sayıda köylünün tarım arazisinin köylülerden habersiz başkalarına verilmesinin tüm Şanlıurfa`yı birbirine kırdıracağına dikkat çeken Göktepe Mahalle Muhtarı Hüseyin Yalçın, “Köyde hazine olsa gelip üstüne çökecek insanlar var. Mafya gibi bir şey olmuşlar. Kimsenin haberi olmadan köyden bir parsel alıyorsa ve bunun tapusu 48 saat içinde arsa sahibinin bilgisi dışında çıkartılabiliyorsa bu işin içinde bir şeyler var demektir.” dedi. 2015 yılında Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile bir toplantı yaptıklarını toplantıda bu sorunun tüm köylülerle yapılacak istişare ile çözüleceği kararının alındığını hatırlatan Yalçın, köylülerden habersiz yapılan girişimleri kabul etmeyeceklerini söyledi.

TOPLULAŞTIRMA AŞAMASINDA OLAN ARAZİLERE TAPU ÇIKARILDI!

Köylerindeki arazilerin toplulaştırma aşamasında olduğunu ve bu nedenle arazilerine tapu işlemlerinin yapılamayacağına dikkat çeken Yalçın,  “Şu anda köyümüz toplulaştırma içinde. Tarım Reformu, Tapu Müdürlüğüne bir yazı göndermiş. O yazıya göre 13 Ekim`den itibaren bu tarlalar ne alınır ne de satılır. Kanunen yasak olmasına rağmen adamlar 25 Ekim`de tapu çıkarıyor. Tapu Müdürlüğü bu işi nasıl yapıyorsa anlamadım.” diye konuştu.

“SATILACAKSA ÖNCELİKLE TARLA SAHİPLERİNE SATILMASI LAZIM”

Özellikle şehir merkezine yakın imara açık köylerdeki arazilere el konulduğunu ifade eden Faruk Emek, “Bu köyde 200-300 genç olarak babalarımız ve dedelerimiz zamanında her şeylerini satarak bu köyü aldılar. Sonradan iade meselesi çıktı. Şehir merkezine yakın ne kadar köy varsa, imara açık olan yerleri el altından satmaya çalışıyorlar. Elimizde olan 50-60 dönüm bir tarlamız var ancak bize yetiyor. Satılacaksa öncelikle tarla sahiplerine satılması lazım. Bütün milletvekillerimiz ile muhtarımız görüşmek istiyor ama hepsi kaçıyorlar. Demek ki işin içinde milletvekillerimiz de var.” ifadelerini kullandı. 1970`li yıllarda satın aldıkları tarlaların çorak topraklar olduğunu söyleyen Mahmut Bulut, 40 yıldır yaptıkları çalışmalarla arazileri ihya ettiklerini dile getirdi. Aynı sorunun yaşandığı Derman Mahallesi sakinlerinden Hıdır Derman da on yıllardır işledikleri ve verimli hale getirdikleri arazileri kimseye vermek istemediklerini belirterek, en büyük hak sahibinin kendileri olduğunu kaydetti.

HAYVANCILIK BİTTİKTEN SONRA KÖYLÜLER NE YAPACAK

Onlarca köye hitap eden mera alanının şimdilerde özel bir çimento fabrikasına verilmek istenmesi halkın tepkisine neden oluyor. Şanlıurfa`ya gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik`in bölgede hayvancılığın gelişmesi için mera alanlarının öncelikle hayvancılık yapan şahıslara verileceği yönündeki sözlerine rağmen onlarca köyün hayvancılık alanı olan mera için hazırlanan ÇED raporunun onaydan geçmesi köylüleri tedirgin ediyor. Merkez Karaköprü ilçesine bağlı Kırkpınar, Tülmen, Aşağıisaveren, Esenkuyu, Kurukezan, Mustafacık, Yarımtepe, Kalecik, Günışık mahallelerine ait yaklaşık 4 bin dönüm mera arazisinin özel bir şirkete verilecek olmasına tepki gösteren köylüler, bu projenin çevredeki tarım ve hayvancılığı bitireceğini söyledi. Çevresindeki onlarca köye hitap eden meralarına sahip çıkacaklarını belirten Kırkpınar Mahalle Muhtarı Mehmet Parmaksız, bir şirketin menfaati için bu kadar insanın mağdur edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

“KÖYLÜLER BURADAN GÖÇ EDERSE ÇOLUK-ÇOCUK NE YAPACAK”

Hazine arazilerinin son dönemde bölgede çok büyük sorunlar oluşturduğunu dikkat çeken Korukezen Mahallesi ikinci azası İbrahim Çoban, geçtiğimiz günlerde yaşanan köylüler arasında hazine arazisi yüzünden çıkan kavganın bunun bir örneği olduğunu söyledi. Söz konusu merada hayvancılık yaparak geçimlerini sağladıklarını ifade eden Kurukezen köy sakinlerinden Mustafa Çiftçi, bu meranın elden çıkması durumunda köyden şehre taşınmak zorunda kalacağını bunun da birçok sorunu beraberinde getireceğini söyledi. Aynı meranın ormanlık alan olması için Orman Müdürlüğüne başvuru yaptıkları halde bu meranın ormanlık yapılmayacağının kendilerine iletildiğini belirten Kırkpınar Mahallesi ikinci azası İhsan Aslan ise buna karşılık aynı meranın bir şirkete verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

ARAZİ MAĞDURLARI SORUNLARINI BAKAN AVCIYA ANLATTI

Şanlıurfa`da, 1970`li yıllarda satın aldıkları arazilerin, 2014`teki kanun gerekçe gösterilerek bazı yetkili kişiler tarafından el konulmaya çalışıldığını belirten Göktepe Mahallesi sakinleri, geçtiğimiz gün bazı temaslarda bulunmak üzere bölgeye gelen Kültür ve Turizm bakanı Nabi Avcı`ya yaşadıkları mağduriyeti anlattı. Arazilerinin ellerinden alınmaya çalışıldığını söyleyen Göktepe Mahallesi sakinleri, Haliliye ilçesine bağlı Örencik (Xerabreşk) Mahallesi`nde dünyanın ilk tapınağı olan Göbeklitepe`ye ziyaret gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı`nın aracının önüne gelerek bakanla konuşmak istediklerini söyledi. Araçtan inen Bakan Avcı ve Şanlıurfa Valisi Göngür Azim Tuna, bir süre mağdur mahalle sakinlerini dinledi. Yıllardır çok zor şartlar altında temizledikleri arazilerinin kendilerinden habersiz bir şekilde başkalarının üzerine tapu edildiğini fakat bu konuda seslerini Cumhurbaşkanına ulaştıramadıklarını anlatan mahalle sakinlerini dinleyen Bakan Avcı`nın, bu sorunu Cumhurbaşkanına ileteceği sözünü verdiği ifade edildi.

ARAZİLERİMİZ HABERİMİZ OLMADAN ELİMİZDEN ALINDI

Kendilerinin, atalarından bu yana ekip biçtiği yaklaşık 805 dönümlük hazine arazilerinin başkalarının adına tapu edildiğini belirten 90 haneli Horzum Mahallesi`nde ikamet eden vatandaşlar, yaptıkları müracaatlardan bir sonuç alamadıklarını söylediler. Arazilerinin kendilerinden habersiz bir şekilde eski AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Müfit Yetkin`in halası Emine Yetkin`in üzerine tapulandığını ileri süren Horzum Mahallesi (köy) Muhtarı Mustafa Kılıç, gizli yapılan bu tapulama işleminden ancak 6 ay sonra haberdar olduklarını belirtti.

“BU ADAMLAR İŞİN İÇERİSİNDE İSELER BİZ GİREMEYİZ, ONLARDAN KORKUYORUZ”

Kılıç, “4-5 ay önce reforma gittik. Bize ‘sizin hazine tarlanızı gizliden tapulamışlar` dediler. Kimin olduğunu sorduğumda da ‘A.Ş, H.D. ve M.D. adlı avukatlar` dediler. Bazı müdür ve memurlar da bu kişilere yardımcı olmuşlar. ‘Bu hazine köylüye ait değil midir? 100 yıldır bu dedelerimizindir` dediğimizde ‘yok bunlar tapulanmış, ne yapıyorsanız yapın` dediler. Bir ara bize mektup gönderdiler. Mektupta ‘bir dönüm araziyi 15 bin TL`ye size verelim` dediler. Mahkemeye gittiğimizde avukatlar bize ‘bu adamlar işin içerisinde iseler biz giremeyiz, onlardan korkuyoruz` dediler.” diye belirtti.

“BU, ŞANLIURFALILARIN BİRBİRLERİNİ ÖLDÜRMELERİ DEMEKTİR”

Şanlıurfa`da onlarca köyde on binlerce dönüm arazinin aynı yöntemlerle alındığını belirten Mahmut Aslan ise doğru olmayan bu uygulamanın bölgede çok kötü sonuçlar doğuracağını belirterek yetkililerin derhal bu yanlışı gidermesi gerektiğini ifade etti. Aslan, “Bildiğim kadarı ile 270 bin dönüm arazi var. Bu da Şanlıurfalıların birbirlerini öldürmeleri demektir. 270 bin dönüm arazi demek 100 tane köy demek. 100 köyden de toprak için şu şunu öldürdü diye haberler izleyeceğiz. Horzum, Küçük Horzum, Akziyeret, Yarım Tepe köyü ilk mağdur edilen köylerden. Bu fırsatçılar da iyi olan yerleri seçmişler.” dedi.

“BU SORUN, KAN DAVALARINA DÖNÜŞECEK”

Karaköprü Muhtarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Tülmen Mahallesi Muhtarı Bakır Rastgeldi, bu uygulamanın bölgede önüne geçilemeyecek büyük kargaşalara sebep olacağını, devletin bu sorunun çözümü için bir komisyon kurması gerektiğini söyledi. Rastgeldi, sözlerine şöyle devam etti: “Bu konuda 2013 yılında devlet hazine arazilerini satışa çıkardı. Biz de kullandığımız araziyi satın almak için gerekli taleplerimizi iletmiştik ama satışlar hazine arazilerinin bu şahıslara verilmesi için durduruldu. Tabi ki bunu sonradan öğrendik. Burada halkı karşı karşıya getiriyorlar. Şimdi biri benim köyüme gelip hak sahibi olmak isterse ben buna izin vermem. Ve benim gibi binlerce insan var. Bu sorun, kaos ve kargaşaya sebep olacak. Hatta sonucu telafi edilemeyecek boyutlara varacaktır. Kan davalarına dönüşecek. Geçenlerde Gölpınar`da yaşanan silahlı kavga buna örnektir.”

“BAKAN FARUK ÇELİK ‘BU SORUNU KENDİ ARANIZDA HALLEDİN` DEDİ”

Sorunun çözümü için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile görüştüğünü söyleyen Rastgeldi, Çelik`in “bu sorunu kendi aranızda halledin” dediğini belirterek şunları ifade etti: “Şimdi bu sorunun bu şekilde halledilemeyeceğinin elimizde örneği var. Ördek köyünde araziler, bazı şahısların adına tapulanmış. Köylü olmayan birileri de sıkıntı çıkmasın diye demişler ki ‘bu arazileri dönümü 5-6 milyara (eski para) ya da belirlenen makul bir fiyata bize satın biz de arazileri köylüye verelim. Fakat karşı taraf dönüm başına 20-30 milyar istiyor. Şimdi adamın elinde 100 dönüm hazine arazisi varsa bu 2 trilyon para eder. Zaten köylünün elinde 2 trilyon olsa gider başka bir iş yapar. Bu yüzden köylü parası yok diye alamaz, alan da gelip satışını yapamaz.” şeklinde konuştu.

“DEVLET ÇÖZÜM İÇİN BİR KOMİSYON KURMALI”

Bu sorunun çözümü için devletin bir komisyon kurması gerektiğini ifade eden Rastgeldi, “Bu komisyon bu arazilerin bedelini belirlesin. Ya söz konusu arazinin satışını kendisi bize yapsın ya da hak talep eden diğer şahıslar ile aramızda hakem olsun. Fiyatı belirlesin, biz alımını yapıp o parayı ödeyelim. Şimdi Harran`da, Akçakale`de, Viranşehir`de zamanında arazileri ellerinden alınmış birileri benim köyüme gelecek arazime sahip çıkacak, bunu kim kabul eder. Böyle giderse bu konuda çok sıkıntılar yaşanacak ve devlet sonra da bu sıkıntıların önüne geçemeyecek. Ve hepimiz mağdur olacağız.” diye konuştu.