9. Büyükelçiler Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği`nin Türkiye için ‘stratejik bir tercih` olma özelliğini koruduğunu belirtti. “Trump ile karşılıklı diyaloğu hızlandıracağımıza, bölgesel konularda mesafe kat edeceğimize inanıyorum” dedi. Suriye'de ateşkes için “Çok kırılgan olmasına rağmen bir fırsattır, bir umut belirmiştir, heba edilmemesi için çalışacağız” diyen Erdoğan, Türkiye`nin IŞİD`e daha once görülmemiş zararı verdiğini söyledi:
“Son dönemde DEAŞ ile mücadele konusunda, maalesef müttefiklerimizin ve koalisyon odaklarının sınıfta kaldıklarını ifade etmek istiyorum. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun veya terör örgütlerinin yuvalandığı kurtarılmış bölgelerin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Milli güvenliğimizi ilgilendiren konularda masada ve sahada olmaya kesinlikle devam edeceğiz. Öte yandan, Irak'taki gelişmelere de kayıtsız kalmadık, kalmıyoruz ve kalmayacağız.
DEAŞ, FETÖ ve bölücü örgütlerden gelen tehditlere karşı müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri'ni kararlı, güçlü ve tereddütsüz bir biçimde yanımızda görmek istiyoruz. Yeni Başkan Trump'ın 20 Ocak'ta görevi almasıyla özellikle birlikte karşılıklı diyaloğu hızlandıracağımıza inanıyorum. Bilhassa bölgesel konularda Sayın Trump ile anlayış birliğine vararak kısa zamanda mesafe katedeceğimize inanıyorum.”
“FETÖ mensubu, Amerika'da bir üniversiteye rektör olarak atanabiliyor”
Erdoğan, konuşmasının önemli bir kısmını Gülen örgütüyle mücadeleye ayırdı:
“15 Temmuz, nasıl içeride hainler ile vatan aşıklarını ayırmış, ayrıştırmışsa, dışarıda da aynı görevi icra etti. Bu hadise, dostlarımız ve müttefiklerimiz için de turnusol kağıdı oldu. Bunu çok açık, net gördük.
Sığınma hakkı, Suriyeli masumlardan, Arakanlı mazlumlardan, Afganistanlı, Afrikalı gariplerden esirgenirken Fetocu ve PKK'lı teröristlere altın tepside sunuluyor. Canını kurtarmak için bir tas çorba için kapılarına gelenleri kovanlar, darbecilere ve azılı teröristlere sahip çıkmaktadır. 'Dost' demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz. Bakıyorsunuz şu anda ülkemizde kara listede olup kaçan Feto Terör Örgütünün mensubu, Amerika'da bir üniversiteye rektör olarak atanabiliyor. Bu ne menem iştir, bu nasıl bir şeydir?
Bir yandan FETÖ ile cebelleşirken diğer yandan da bölücü örgütle, DEAŞ'la ve DHKP-C ile mücadele ediyoruz. Bu terör örgütlerinin amacı, ülkemizi inanç ve etnik köken üzerinden bir çatışmanın içine çekmektir. Toplumumuzun farklı kesimlerini hedef aldıkları saldırılarla bu örgütler, Suriye ve Irak'taki ateşi ülkemize taşımaya çalışıyorlar. Misafirlerimizi hunharca katlederek ülkemizi bilhassa turizm yönünden yaralamak istiyorlar. Tüm gayretlerine rağmen, tüm pervasızlıklarına rağmen, medya, siyaset, akademi içindeki bazı kendini bilmezlerden aldıkları açık desteğe rağmen hamdolsun şimdiye kadar bunu başaramadılar."
"Avrupa Birliği hâlen ülkemiz için stratejik bir tercihtir"
Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilgili ise şunlrı söyledi:
"Dünya beşten büyüktür. Avrupa da Avrupa Birliği'nden büyüktür. Avrupa Birliği'nin tam üyelik sürecine verdiğimiz öncelik değişmemiştir. Avrupa Birliği hâlen ülkemiz için stratejik bir tercihtir. Bir taraftan bu hedef doğrultusunda adımlar atarken, Birliğin ülkemize yönelik tutarsızlıklarına, çifte standartlı politikalarına da 'eyvallah' demeyiz. Çabalar ancak karşılıklı olursa, adımlar iki taraflı atılırsa anlamlıdır.
Geçtiğimiz yıla, özellikle Suriyeli kardeşlerimizin ölümü göze alarak çıktıkları o tehlikeli yolculukların son bulması için Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz çabalar sayesinde olumlu bir havaya gelmiştik. Maalesef bu olumlu havanın devamı gelmedi. Avrupa Birliği'nin artık göç mutabakatı bağlamındaki taahhütlerini yerine getirmesi, ipe un sermekten vazgeçmesi gerekiyor.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesi müzakerelerine öncelik verilmesi isabetli olacaktır. AB tarafından gündeme getirilen zirve önerisini de olumlu buluyorum."
AA