Mardin Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Kadir Üründü, özgür ve çok sesli bir medya ortamının şeffaf yönetim, açık toplum ve bilgi edinme hakkının en önemli teminatı olduğunu kaydetti.

Üründü, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında, farklı görüş ve düşünceleri nesnel bir şekilde ortaya koyan tarafsız bir basının, toplumun bilinçlenmesinde dolayısıyla da barış, huzur, güven ve refah ortamının güçlenmesine önemli katkılarının olacağının sözlerini ekledi.

Basına yönelik nereden gelirse gelsin yapılan bütün baskı ve sansürlerin, aslında toplumun sesine ve vicdanına ambargo koymak anlamı taşıdığını kaydeden Üründü, bunun yanında bütün yayın kuruluşlarının da kendi bünyesinde yaşadığı toplumun menfaatine uygun bir otokontrol mekanizmasının olması gerektiğine işaret etti.

Toplumun gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dili olan gazeteciler ve dolayısıyla da gazeteciliğin maalesef gün geçtikçe kan kaybetmekte, yıpranmakta ya da yıpratıldığına dikkat çeken Üründü, şunları söyledi:

"7/24 değil, 365 gün değil, yeri geldiğinde 365 günün gecesini de mesleğine ifa etmeye çalışan meslektaşlarımız, yeri geldiğinde her türlü olumsuzluğun sorumlusu gibi hedef gösterilmekte; tehditlere ve saldırılara maruz kalmaktadırlar. Özellikle de yerelde görev yapan meslektaşlarımız, ülkemizdeki çalışma koşullarını standartlarının çok altında mesleklerini kararlılıkla ifa etmeye çalışmalar. Her türlü takdirlerin üstünde olmasına karşın söz konusu meslektaşlarımızın gerek maddi gerekse de manevi anlamda çabalarının karşılığını hiçbir şekilde alamamaları bizleri derinden üzmektedir. 'Gazetecilikte Tarafsızlık' ilkesinin yanında yaşadığı toplumun değer yargılarını, memleketinin gelişimi ve büyümesini referans alarak yerel anlamda yayın yapan gazetelerin söz birliği edilmişçesine bütün kesimler tarafından yapılan olumsuz uygulamalarla sesinin kısılmaya çalışılması ne kadar da düşündürücü ve üzücüdür. Bir gün herkesin ve her kesimin mutlaka ihtiyaç duyacağı gazetecilerin ve gazetelerin, daha güçlü olması aslında bütün toplumun gelişmişlik düzeyiyle de eş anlamlıdır."

Mesleki örgütlenme uyarısı

Basın kanununda gazetecilere uygulanan yıpranma payı düzenlemesinin ‘Sarı Basın Kartı Sahibi" olma şartının kaldırılması ve sahada olan bütün gazetecileri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunan Üründü, açıklamasında basın alanında faaliyet gösteren mesleki örgütlenmelere statü kazandırılarak, sektörde söz sahibi haline getirilmeleri için gerekli düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Üründü, “Basın sektöründe görev yapan emekçilerin tekrar yürürlüğe konan (Yıpranma Payı) fiili hizmet zammının yeniden düzenlemeden geçirilerek, sektör emekçilerinin gerçek manada yararlandırılmaları sağlanmalıdır. Bu kapsamda 'Basın Kartı sahibi olma şartı' kaldırılmalı ve mesleği layıkıyla yapan sahada çalışan emekçi gazetecilerin yıpranma payından yararlanma haklarının sağlanması gerekmektedir. Diğer bir taraftan, Basın alanında faaliyet gösteren gazeteciler; avukatlık, doktorluk, mühendislik veya mali müşavirlik gibi mesleki standartlara sahip değildir. Eğitimine, birikimine bakılmaksızın herkes gazeteci-haberci olabilmektedir. Bu neden sektörde acil olarak mesleki düzenlemeye gidilmelidir. Aynı kapsamda, sıradan dernek statüsünde olan basın meslek örgütlerinin sektörde söz sahibi olmalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır." ifadelerini kullandı. (M. Salih Keskin – İLKHA)