DİYARBAKIR - Diyarbakır Merkez Kayapınar ilçesinin Huzurevleri semtinde faaliyetlerini yürüten Hizmet Der (Halkla Dayanışma, Yardımlaşma ve Hizmet Derneği), Peygamberimiz Hz. Muhammed`in dünyaya teşriflerinin hicri yıl dönümü münasebetiyle bir program düzenledi.

Dernek binasında düzenlenen ve saat: 19.00`da başlayan programa çok sayıda vatandaş katıldı. Özcan Günel`in okuduğu mevlit ile başlayan program, ilahilerle devam etti. Ardından günün anlam ve önemine binaen Recep Özkişi bir konuşma yaptı.

124 bin peygamberin dünyaya geldiğini hatırlatan Özkişi, tüm bu peygamberlerin bir silsile gibi bir birlerine ahir zaman peygamberi Hz Muhammed Mustafa`dan bahsettiğini söyledi. Hz İsa`dan sonra uzun bir süre peygamberin gelmediğini belirten Özkişi, insanların cahalet içinde hayatlarını sürdüklerini söyledi. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed`in dünyaya gelmesiyle önemli bazı olayın yaşandığını ifade eden Özkişi, Kisra kalesinin 14 sütunu yıkıldığını, Mecusilerin bin yıldır sönmediği ateşleri söndüğünü, Save gölünün kuruduğu ve kuru olan Semave gölünün taştığını söyledi.

Allah Resulü Bizim İçin En Güzel Modeldir
Peygamber efendimizin doğmasıyla çocukluk, gençlik ve peygamberlik dönemi geçirdiğini belirten Özkişi sözlerine şöyle devam etti; "Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV), çok güzel bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdi. Peygamberlik görevi verilmeden önce El-Emin olarak tanındı. Bir davetçi için, ben Müslüman`ım diyen birisi için bu çocuk önemlidir. 25 Yaşına geldiğinde Hz Hatice ile evlendi. Özellikle bazen Hira mağarasına çıkıp orada tefekkür ederdi. Onu oraya çıkartan belki de cahiliye adetlerdi. Efendimiz `Ben halkımı, akrabalarımı nasıl kurtarabilir` diye düşünürdü. Bizlerde evlerimizde bunu düşünmeliyiz! Allah`ın Resulü, bizim için en güzel modeldir ve onu en güzel şekilde anlatan Kur`an-ı Kerimdir."

İman`ın İspatı İmtihandır
Mekke döneminde müminlere yapılan işkencelerden bahseden Özkişi, "Ben iman ettim demek bir iddiadır, bunun ispatı imtihanlardır. Mekke dönemi bir imtihandı. Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV), küfrün önünde eğilmediği gibi, asla taviz de vermezdi. Efendimize peygamberlik verilmeden önce maddi olarak durumu çok iyiydi, ama peygamberlikte karnına 3 taş bağlardı. Bu çok önemlidir, zira bizler tek bir şey için dünyaya gelmişiz, oda Allah`a kul olmaktır. Medine`de ise işkence yoktu, ama imtihan devam ediyordu. Cihat başlamıştı. İlk önce İslam kardeşliği tesis edildi, arından İslam devleti kuruldu. Ensar ve Muhacir öyle bir İslam kardeşliği örneğini sergilediler ki halen o muazzam kardeşlikten bahsediliyor" diye konuştu.

Resulullah`ı Ne Kadar Yüceltirsek Değerimiz O Kadar Artar
Müslümanların gündemi Resulullah olması gerektiğinin altını çizen Özkişi, bizim için model olan Allah Resulünü iyi anlamız ve kaybetmemiz gerektiğine dikkat çekti. Özkişi sözlerini şöyle bitirdi; "Bugün Müslümanlar olarak, Resulullah`ı ne kadar yüceltirsek değerimiz de o kadar artar. Müşrikler Hubeyb bin Adiy`i yakalayıp Mekke`ye getirdiler ve bir ağaca bağladılar. Müşrikler, `Ey Hubeyb Muhammed`i inkâr et, ona hakaret ve küfret, seni bırakalım` dediler, Hubeyb ise bu asla mümkün değildir, vallahi dinimden asla dönmem!` dedi. `Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?` sorusuna ise: `Ben Muhammed aleyhisselâmın değil benim yerimde olmasını, Medine`de yürürken ayağına bir diken bile batmasına asla razı olmam!` cevabı verdi."

Yapılan konuşmanın ardından katılımcılara ikramlar yapıldı, efendimiz üzerine bestelenen ilahiler seslendirildi.

M. Salih Keskin - İLKHA