DOĞRUHABER / SURELERİ  TANIYALIM / ZUHRUF SURESİ

Zuhruf suresi Mushafta 43. Sırada olup 89 ayetten oluşmaktadır. Sözlükte “süs” mânasına gelen, süslenmede vazgeçilmez bir araç olduğu için altın mânasında da kullanılan zuhruf kelimesi (35, âyet) Kur`an`da, bu sûreden başka yerlerde de geçmektedir. Bu süreye isim olmasının sebebi, sûrenin amaç ve konularından biri olan “dünya ve âhiret güzelliklerinin karşılaştırılması, ebedî güzelliğin tercih edilmesine yönlendirme” bağlamında kullanılmış olmasıdır

 Nüzul Zamanı:  Bu surenin nüzul zamanı ile ilgili kesin bir kayıt yoktur. Ancak muhtevasından surenin indiği dönemle, Fussilet ve Şûrâ Surelerinin indiği dönemin aynı olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bu surenin konuları bir zincirin halkaları gibi birbirine benzemektedirler. Hepsi de kafirlerin Hz. Peygamber`in (s.a) hayatına son vermek için planlar kurmaya başladıkları bir dönemde nazil olmuştur. Hatta o dönemde kafirler böyle bir girişimde de bulunmuşlardır. Nitekim surenin 79-80. ayetlerinde bu olaya işaret edilmektedir.

Konu: Bu surede, Kureyş`in ve diğer Arap kabilelerinin cahilce inanç ve davranışları şiddetle eleştirilerek, onların bu akidelerinin bir temele dayanmadığı ve asılsız olduğu ispatlanmaktadır. Ayrıca bu cahiliye toplumunun bireylerinden aklıselime sahip olanları “Toplumun hurafelere yapıştığının ve bu hurafeler yüzünden batacağının açıkça görülmesi ve kendilerini kurtarmak için çırpınmasına rağmen Hz. Muhammed`i (s.a) reddetmelerinin ne kadar akılsızca olduğunu” düşünmeye çağırmaktadırlar.

Surenin girişi şu şekildedir: “Siz, aklınız sıra zorbalık yapmak suretiyle Kitab`ın nüzulunu önleyeceğinizi sanıyor ve bunun için çabalıyorsunuz. Ancak hiçbir zaman kitapların ve peygamberlerin gönderilmesi şerrin muhalefetinden ötürü durdurulmamış, bilakis, Allah, peygamberlere ve kitaplara karşı koyan kafirleri en sonunda helâk etmiştir.

Şayet sizler de aynı yolda ısrar ederseniz, akibetiniz onlarınki gibi olacaktır.» Aynı konuya ilerideki ayetlerde tekrar değinilmiştir. Daha sonra muhatap Hz. Peygamber (s.a) gibi görünüyorsa da aslında onun hayatına kastetmek isteyenlere, şöyle bir ikazda bulunulmuştur: “Sen hayatta kalsan da, kalmasan da onlar mutlaka hak ettikleri cezayı göreceklerdir.” Bunun yanısıra kafirler “Sizler, Peygamber`e (s.a) karşı bir karar aldınız, ancak biz de sizlere karşı bir karar alacağız” denilerek tehdit edilmektedirler.

Daha sonra kafirlerin inandıkları “din”, Hz. Peygamber`e (s.a) karşı öne sürdükleri “deliller”, şu şekilde ele alınmaktadır.

Kendileri de kabul etmektedirler ki; kainatın, Allah`a ortak koştukları ilahların ve bizzat kendilerinin dahi yaratıcısı Allah`tır. Yine bilmektedirler ki, faydalanmakta oldukları dünyadaki tüm nimetlerin yaratıcısı da Allah`tır. Fakat buna rağmen onlar, başkalarını Allah`a ortak koşmakta hâlâ ısrar ediyorlar. Hakikat gözlerinin önünde olmasına rağmen görmezden geliyorlar.