Şanlıurfa-Diyarbakır E-5 Karayolu üzerinde geçtiğimiz günlerde hizmet vermeye başlayan Şanlıurfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünün önünde kavşağın bulunmaması hem cezaevi ziyaretçilerinin hem de yolcu taşıyan minibüs şoförlerinin hayatını tehlikeye atıyor.
Cezaevine en yakın kavşağın yaklaşık 600 metre uzak bir mesafede olmasından dolayı cezaevindeki yakınlarını ziyarete gelen insanlar, karşıdan karşıya geçmek için yolun kenarında bulunan demir bariyerleri aşmak zorunda kalıyor. Cezaevi görüşüne yetişme telaşı içinde olan ziyaretçilerin kimi bariyerlerin üzerinden atlarken yaşlı ve hasta olanların ise altından geçmeye çalıştığı görüldü.
Bariyerleri aşamayan birçok ziyaretçinin de yaklaşık yarım kilometre mesafedeki kavşağı yaya yürümek zorunda kalıyor. Araçların hızla ilerlediği yolda birçok insan kaza yapma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Cezaevi görüşüne gelen ziyaretçileri cezaevi önünde indirmek zorunda kaldıkları için aynı tehlikeyi yaşadıklarını belirten yolcu minibüsü şoförleri, konu hakkında İLKHA`ya konuştu.
Yetkililere durumu bildirmelerine rağmen bu konuda herhangi bir gelişme olmadığını belirten Hilvan Şoförler Kooperatifi Başkanı Hasan Özbey, ”Cezaevinin karşısında yolcuları indirdiğimizde çok büyük bir riskle karşılaşıyoruz. Geçenlerde yolcularımdan biri bayandı, onu cezaevinde indirdim. Bayan kilolu olduğu için ne bariyerlerin altından ne de üstünden geçebildi. O kadın ağlayarak cezaevine yaklaşık bir kilometre uzakta olan kavşaktan dönmek zorunda kaldı. Biz yetkililerden cezaevinin karşısında bir kavşak yapılmasını istiyoruz. İlçedeki yetkilere de bunu söyledik. Gerek Kaymakam gerek Belediye Başkanına söyledik ama henüz bir çalışma yok. Cezaevi açıldığından beri bu tehlike devam ediyor. Yetkililerden acilen buraya kırmızı ışık levhaları veya durak yapmalarını istiyoruz.” diye konuştu.
“Dörtlü sinyalleri yakmama rağmen az kaldı araba çarpıyordu”
Yetkililerden bu konuda çözüm beklediklerini belirten minibüs şoförü Rıdvan Bayuk da, ”Cezaevinin karşısında bir kavşağın olmaması başlı başına bir sıkıntıdır. Cezaevine gelen yaşlılar ve özürlüler karşı tarafa geçmek için bayağı bir zorluk çekiyorlar. Yetkililerden orası için acilen gereken ne varsa yapılmasını istiyoruz. Bundan bir ay önce bir kadın ile çocuğunu orada indirdim, dörtlü sinyalleri yakmama rağmen az kaldı araba bana çarpıyordu. İlgili yetkililerin bu konuya duyarlı olmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Yolcular bariyerlerin altından geçmek zorunda kalıyorlar”
İndirdikleri birçok yolcunun bariyerleri aşarak karşıya geçtiklerini, bunun da kaza riskini beraberinde getirdiğini ifade eden Şevket Baytuk, yetkililerin bu soruna bir çözüm bulmasını istediğini söyledi.
Baytuk, ”Ben Şanlıurfa`dan Cezaevine yolcu getirirken yolcuların çok zorluk çektiğini görüyorum. Her an tehlike ile karşı karşıyalar, bu da bizi rahatsız ediyor. Özellikle cezaevine gelen bayanların bazen yaklaşık 600 metre uzaklıkta olan kavşaktan dönmeleri gerekiyor. Cezaevinin karşısında yolcuları indirdiğimiz zaman bariyerlerin altından geçmek zorunda kalıyorlar. Orada dolmuşların durması için mutlaka ya bir cep durağın ya da kavşağın yapılması veya bariyerlerden geçit verilmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
“İlla ki birilerinin o yolda karşıdan karşıya geçerken ölmesi mi lazım?”
Duruma sosyal medya üzerinde tepki gösteren Avukat Ömer Sinikan, şunları dile getirdi:
“Şanlıurfa -Diyarbakır karayolu üzerinde bulunan Şanlıurfa T Tipi Cezaevine yakınlarını ziyarete giden vatandaşlar, karayolunda karşıya geçebilmek için herhangi bir yaya geçidi olmadığı gibi, dolmuşların yolcu indirebileceği bir cep de yok. İnsanlar o metal orta refüjlerin üzerinden atlamak zorunda kalıyor, yaşlı, hasta ve çocuklu kadınların yaşadığı eziyeti tahmin edin artık. Yolcular vızır vızır geçen arabaların, tırların yolu üstünde indiriliyor. Her gün onlarca ve belki yüzlerce insan Şanlıurfa içinden ve dışından gelerek o cezaevine gidiyor ve arabaları olmadığı için dolmuşa, otobüse binmek zorunda kalıyor. İlla ki birilerinin o yolda karşıdan karşıya geçerken ezilmesi/ölmesi mi lazım tedbir almak için?” (Ramazan Şefkatlı, Osman Gülebak-İLKHA)