AA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile görüşmesinin ardından ortak basın açıklaması yaptı.

Erdoğan, AB ile ilişkiler konusunda, "13 Aralık'ta, Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. AB sürecimize destek veren Slovenya'ya çabalarından dolayı bir kez daha teşekkür ederim ancak metindeki 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği...' ifadesini, Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar AB'nin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir." değerlendirmesinde bulundu.

"Yaşadığımız krizler, ortak sorunlardır ve bunlar ancak tam bir işbirliğiyle çözülebilir." diyen Erdoğan, "Bu nedenle Türkiye'yi dışlamaya çalışmak, bölgenin istikrar ve güvenliğini de tehlikeye atmak demektir. Türkiye'nin kapıda bekletildiği, Türkiye'nin yer almadığı bir Avrupa'nın güven ve huzur içinde olması da mümkün değildir. Türkiye artık kısır siyasi çekişmelerin, popülizmin ve siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemelidir.  Biz, AB sürecimizde samimi olduk, verdiğimiz sözlerin daima arkasında durduk." ifadelerini kullandı.

Obama ile telefon görüşmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Az önce Sayın Obama ile uzunca bir görüşmemiz oldu, kendileriyle yaptığımız görüşmede de sadece Suriye değil aynı zamanda Irak'taki gelişmeleri de ele aldık, Irak konusunu da görüştük. Çünkü bölgede şu anda sadece Suriye yok, aynı zamanda Irak var. Irak'ta da özellikle Telafer ve Sincar'da istenmeyen bir durum olması halinde buradaki sorumluluğumuzun ne denli önemli olduğunu da kendilerine ifade ettim. Kendileri, 'Biz nasıl yardımcı olabiliriz?' dediler, ben de kendilerine nasıl yardımcı olabileceklerini ayrıca ifade ettim.

"Bin 150 sivil ve yaralı İdlib'e geldi"

"Bu saat itibarıyla takriben bin 150 sivil ve yaralı tahliye edilerek İdlib'e gelmiş bulunuyor." diyen Erdoğan, "Ateşkes ve tahliye sürecini yakından takip etmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tabii oradaki sayı bu kadar küçük değil, sayı çok çok büyük. Temenni edelimki bundan sonraki süreçte tekrar bir kesintiye uğramaz." açıklamasında bulundu.

"Çözüm için Halep'teki durum kontrol altına alınmalı"

Halep'teki katliamın ve zulmün tüm dünyanın gözü önünde işlendiğini vurgulayan Erdoğan, "Rejim ve destekçileri ateşkesin uygulanmasını, tahliyeyi engellemeye çalışıyorlar. Bu süreç içinde bizler yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. 21. yüzyılda böylesi bir trajedinin yaşanıyor olması insanlık adına utanç vericidir. Suriye'de bir çözüm isteniyorsa öncelikli olarak Halep'teki durumun kontol altına alınması şarttır." dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Vize konusunda beklenen neticeyi alamazsak şüphesiz ki aynı şekilde, tabii Kızılay'a ödenmesi gereken rakamlar ödenmeyecek olursa bütün bunlar, bu verilen sözler yerine gelmediği takdirde Türkiye'nin de bir B planı olacaktır, bir C planı olacaktır. Hakkımızda alınan her karara evet demek mecburiyetinde değiliz. Çünkü AB'nin bize bugüne kadar kazandırdığı hiçbir şey yok. Bunu da özellikle açık ve net söylemek zorundayım."