Doğruhaber
Keşkül
Bir gün adamın biri Hz. Süleyman aleyhisselam`a geldi:
“Ne olur dua et de ben hayvanların dilinden anlayayım ve bundan kendime hisseler çıkartarak daha iyi bir insan olayım.” dedi.
Süleyman aleyhisselam:
“Yürü işine git, kaldıramayacağın bir yükün altına girmeye çalışma, bu hâlin senin için daha hayırlıdır.” dedi.
Fakat adam dinlemedi ısrar etti:
“Ey Süleyman! ne olur hiç değilse kapımda yatan köpekle horozun dilini anlayayım.” dedi.
Süleyman aleyhisselam her ne kadar bundan vazgeçmesi için çalıştıysa da adam ısrar etti. Bunun üzerine Süleyman aleyhisselam onun için dua etti. Adam sevinerek evine döndü. Ertesi sabah hizmetçisi sofrayı kurarken bir parça ekmek fırlayıp düştü. Horoz koşarak bunu kaptı. Köpek horoza kızdı:
“Senin bu yaptığın doğru mu? Sen buğday da yiyebilirsin arpa da. Mısır da yiyebilirsin, küçük taneleri de. Bense ekmekten başka bir şey yiyemem, neden benim rızkımı kapıyorsun?” dedi.
Horoz cevap verdi:
“Haklısın, fakat hiç tasalanma yarın bizim efendinin eşeği ölecek, sen de böylece karnını iyice doyuracaksın.” dedi.
Bunu duyan adam hemen eşeği pazara götürerek sattı.
Ertesi sabah da bakalım köpekle horoz ne konuşacaklar diye onların yanına geldi.
Köpek horoza sitem ediyordu:
“Hani eşek ölecekti, biz de karnımızı doyuracaktık. Bak, yine aç kaldım” diyordu.
Horoz:
“Eşek ölmeye öldü lakin başka yerde. Çünkü sahibimiz onu sattı. Fakat hiç merak etme yarın at ölecek, o zaman daha büyük bir ziyafete konacaksın.” dedi.
Bunu duyan adam hemen ahıra koştu, atı aldığı gibi pazara götürüp sattı. Sevinerek evine döndü:
“Bu hayvanların dilini öğrenmem çok iyi oldu. Böylece zarardan kurtuldum.” diye düşünüyordu.
Ertesi sabah yine acaba ne konuşacaklar diye köpekle horozun yanına gitti. Köpek yine horoza sitem ediyor, duruyordu:
“Yine dediğin olmadı, yoksa sen de mi yalana başladın. Bak, at filan yok!” dedi.
Horoz:
“Hayır ben yalan söylemedim at ölecekti. Fakat sahibimiz onu da sattı. Fakat merak etme, yarın sahibimizin çok değerli kölesi ölecek o zaman onun hayrına yemekler, helvalar verilecek hepimiz doyacağız.” dedi.
Bunu duyan adam o gün hiç beklemeden, kölesini götürüp sattı:
“Bu horozla köpeğin dilini öğrenmem iyi oldu. Böylece birçok zarardan kurtuldum.” diye düşünerek sevindi ve ertesi gün yine köpekle horozun yanına koştu. İkisi yine konuşuyorlardı. Köpek bu sefer çok kızgındı:
“Yalancı horoz, hani köle ölecek, bu sayede karnımız doyacaktı, günlerden beri yalanlarınla avutuyorsun beni, bu sana yakışır mı?”
Horoz:
“Ben yalancı değilim ve yalan söylemem, diye başladı. Köle öldü fakat burada değil, başka yerde. Çünkü sahibimiz onu sattı. Fakat merak etme. Yarın hepimiz doyacağız. Çünkü sahibimizin kendisi ölecek. Onun için yemekler yapılacak.”
Adam bunları duyunca ahû vah etti, başına vurdu fakat iş işten geçmişti. Bir kişi kaybedeği bir şeyi az bir karşılığa dahi elinden çıkarmak, zarardan kurtulmak ister. Canın kaybedileceği de bir hakikat olduğuna göre, o canı pazara götürüp elden çıkarmak gerekir. Canlar pazarının alıcısı da Cenab-ı Allah`tır.