“Herkesin ve her şeyin hesabını en iyi bilen.”
Kâinatta ne kadar insan varsa, herkesin kendine göre bir hesabı vardır. Hattâ ölüme bile çare bulmak için hesap yapanlar var.

Öyle de, ecel başa gelince bütün hesaplar şaşar. Ve Allahü Teâlâ şöyle buyurur:

“Hesaba çekici olarak Allah kâfidir.”(Nisa 6)
Allah`ın hesabı kulların hesabına benzemez. Çünkü O, her hesabı ve her şeyi, hiçbir ameliyeye muhtaç olmadan, doğrudan doğruya ve apaçık bilir.

O`ndan bir şeyi gizlemenin de imkânı yoktur. O`nun ilmi bütün kâinatı ihata etmiştir.

Uzak gibi görünen İlâhî hesap günü gelecek, mükellef olan her insan Allah`a karşı hesap verecektir. Ben bir yere gitmem, kimseye hesap vermem, diyebilecek bir aslan da yaratılmamıştır.

Kıyametin bir adı da “Hesap günü” dür. Hemen herkes, her şeyinden hesaba tâbi tutulacaktır. Hesapsızlığın sonu nedamet, inkârın sonu ateş çukuruna düşmektir.

Tâ Hz. Âdem (a.s.)`dan bugüne kadar dünyaya ne kadar insan gelmiştir, bundan sonra ne kadar gelecektir, bunların sayısını ancak Allah bilir.

Hem o türlü ki, ilk insandan son insana kadar hepsini bildiği gibi her insanın ömrü müddetince ne kadar nefes aldığını, her nefeste iyi veya kötü neler yaptığını, göz açıp kapayacak kadar bir zamanda hesabını görerek karşılığını verir.

Milyarlarca insanın hesabını birbirine karıştırmadan, birinin hesabı görülürken, öbürü aksamadan bir lâhzada herkesin defterini eline vermeye kadirdir.