Muş Alparslan Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Görevlisi Selahattin Aslan, doğuda sanat icra etmenin kolay olmadığını, doğuda sanatın zor olduğu kadar da zevkli olduğunu, malzeme tedarik etmede sıkıntı yaşandığını söyledi.

Ebru sanatı tarihinin milattan önceye dayandığını belirten Aslan, bu sanatın özellikle Türkistan bölgesinde icra edildiğini ve sanat olma olgusunu da 1900`lü yıllarda kazandığını söyledi.

Ebru sanatının ilk olarak bir Özbek Şeyhinin çalışması olarak önümüze geldiğini belirten Aslan, “Daha sonra Osmanlı`da Şebek Mehmet Efendi`nin bir çalışması olarak gün yüzüne çıkmıştır. Şebek Mehmet Efendi`nin kitabında ebrunun hangi malzemeden yapıldığını, nasıl bir uygulamadan geçilip hangi alanlarda kullanıldığını ve hangi hareketlerle hangi ebru çeşidinin yapıldığını öğrenebiliriz. Bu sanat daha sonra 1900`lü yılların başında Necmettin Okyay aracılığıyla kendi başına bir sanat niteliği kazanmıştır. Necmettin Okyay`dan önceki ebru sanatlarının hepsi kitap sanatlarına giriyor. Necmettin Okyay`dan sonra çiçekli ebrular yapılmaya başlanıyor.” dedi.

“Çocukluğumdan itibaren sanata hevesim vardı”

Sanata olan ilgisinin çocukluk yaşlarında başladığını söyleyen Aslan, öğretmenleri tarafından fark edilmesiyle sanata olan ilgisinin arttığını belirterek, “Okula gitmeden önce çok güzel evler yapardım. Ahşaptan kendime has oyuncaklar yapardım. Daha sonra okul hocalarımın beni fark etmeleriyle sanata olan ilgim arttı. Ebru sanatını üniversite yıllarımda tanıdım. Ebru, geleneksel sanatlarımızın içinde en dinlendirici, en rahatlatıcı ve gerçekten insana sabrı öğreten bir sanat olduğunu söyleyebilirim. Görüntüsü çok kolaydır ama işin içine girdiğimizde baya zor olduğunu görebiliyoruz.” İfadelerini kullandı.

“Malzemeleri tedarik edemiyoruz”

Doğuda malzeme tedarik etmekte sıkıntı yaşadığını söyleyen Aslan, “Öğrencilerimize ebrunun nasıl yapıldığını, malzemelerini ve suyun nasıl hazırlandığını öğrencilerimize gösteriyorum. Vaktimiz kısıtlı olduğu için öğrenciler burada uygulama yapamıyorlar. Doğuda sanat yapmak çok ta kolay olmuyor. Malzemeleri tedarik edemiyoruz. Doğuda işimiz biraz zor ama bir o kadarda zevklidir.” şeklinde konuştu.

“Ebru sanatını hastalara bir aktivite olarak sunuyorduk”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı`nda belli bir süre görev yaptığını söyleyen Aslan, Ebru sanatını akıl hastalarına aktivite olarak sunduklarını belirterek, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı`nda 2 yıl görev yaptım. Ebru sanatını oradaki hastalara bir aktivite olarak sunuyorduk. Gerçekten akıl hastalarına çok fazla faydası olduğunu gördük. Bizim hastalarımız şizofren hastalardı. Buna rağmen belli bir ivme kazanıp iyileşebilecek hastalarımız oldu. Bunun örneklerini tarihte de görebiliyoruz. Ebrunun  Darulşifalarda, Osmanlı dönemlerinde, tasavvuf tekkelerinde, nakkaşhanelerde ve esnaflar tarafından icra edilen bir sanat olduğunu tarihte de görüyoruz. Musiki ve diğer sanat dalları gibi ebru sanatının da akıl hastalarına fazlaca faydası olduğuna inanıyorum.” dedi. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)