Sağlık-Der tarafından düzenlenen, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından desteklenen ve 2-4 Aralık 2016 tarihinde İstanbul`da düzenlenen Dünya Müslüman Sağlık Toplulukları Kongresi sonuç bildirgesinde, başta Suriye olmak üzere İslam coğrafyasında yaşananlara ilişkin etkin tedbirler alınması çağrısında bulunuldu.
Kongre süresince “Sığınmacılar ve Sağlık Sorunları”, “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemleri”, “Müslüman Topluluklarda Sağlık Yardımları Organizasyonları”, “Müslüman Topluluklarda Sağlık Eğitimi ve Öğrenci Değişim Programları” konuşuldu.
Organizasyona yurt içinden ve yurt dışından 65 ülkeden 550 katılımcı, katılım sağlarken kongre boyunca gerçekleştirilen 4 panel ve bir konferansta toplam 23 konuşmacı sunumda bulundu ve ayrıca 10 komisyon çalışması yapıldı.
Paneller ve komisyon çalışmaları sonucunda ana hatları ile Dünya Müslüman Sağlık Toplulukları Kongresi Sonuç Bildirgesinde şu hususlar kararlaştırıldı:
1) Acı, gözyaşı, fakirlik, çatışma ve adaletsizlik çoğunlukla Müslüman ülkelerde gözleniyor. Ne yazık ki sosyal ve siyasal alanlardaki bu trajik tablo sağlık alanında da kendini gösteriyor. Bu dönemde sağlık camiasının sorumluluğu daha da artmıştır. Her gün yüzlerce Müslümanın öldüğü, yaralandığı, mülteci olduğu, aç ve evsiz bırakıldığı günümüz dünyasında sağlıkla ilgili alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları olarak kökten çözümler üretemesek de bizlerin uluslararası düzeyde yapabileceği birçok faaliyetin olduğu düşüncesindeyiz. Bu kongreye katılan tüm sivil toplum kuruluşları bu sorumluluğun farkındadır.
2) Dünyanın dört bir yanında Müslüman kimliği altında çok sayıda sivil toplum kuruluşu büyük ya da küçük düzeyde yardım çalışmaları yapmaktadır. Diğer taraftan sağlık alanında faaliyet gösteren global örgütler İslam coğrafyasındaki trajedi ve katliamlara sessiz kalmakta, yardım çığlıklarına kulaklarını tıkamaktadır. Müslüman sağlık toplulukları arasında bir koordinasyon mekanizmasının oluşturulması, bir çatı altında birleşmesi zaruridir. Bu ihtiyaca binaen “Dünya İslam Sağlık Birliği” kurulmuştur.
3) Hem koruyucu hem de tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin sunumunda ülkeler arası bilgi paylaşımı için gerekli ortam sağlanmalı, İslam dünyasında ilaç ve tıbbi ürün üretimi teşvik edilmelidir.
4) İslam ülkelerinin bir kısmında sağlık alanında kalifiye personel sıkıntısı çekilmekte, yeterli eğitim imkânı sağlanamamaktadır. Bu kapsamda Müslüman ülkeler arasında öğrenci değişim programları geliştirilmelidir.
5) Başta Suriye olmak üzere birçok İslam ülkesinde milyonlarca Müslüman yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Diğer ülkelere sığınan bu kardeşlerimizin yeterli barınma, eğitim ve sağlık şartlarına sahip değildir. Güvenli barınma imkânları sağlanmalı, çocuklara İslami değerlere uygun eğitim verilmeli ve kolayca ulaşılabilir, koruyucu ve tedavi edici sağlık şartları sağlanmalıdır.
6) İslam ülkelerinin mevcut sağlık sistemlerine yönelik geniş bir veri bankası kurulmalı, buradan elde edilen bilgiler ışığında ülke bazlı politikalar geliştirilmeli, sivil toplum kuruluşlarının ülke yönetimi ile ortak çalışmalar yaparak bu politikaları hayata geçirmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda alanında uzman kişilerle birlikte “Sağlık Politikası Geliştirme Laboratuvarları “ oluşturulmalıdır.
Kongreyi Türkiye`den YTB, TİKA, SGK, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, YÖK gibi çok sayıda kamu kurum ve kuruluşu ile sivil toplum kuruluşu kurumsal olarak destekledi. Ayrıca çok sayıda özel sektör kuruluşu da kongrenin organizasyonuna katkıda bulundu.
Ayrıca yurtdışından FIMA, IMANA, Kuzey Almanya Müslüman Doktorlar Birliği, Konfo Anokye Teaching Hospital, Uluslararası Merhametli Kalpler Derneği, İslamic Medical Assosiation of North America gibi kuruluşlardan temsilcilerde organizasyonda yer alarak sunumda bulundular. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)