EL-ALİYY(C.C.) 

Her şeyiyle yüce ve yüksek olan, Büyüklüğü, yüceliği, ilmi sonsuz olan demektir.

“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut da bir elçi gönderir de iz­niyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O çok yüce­dir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Şûra: 51)

Kendisi yüce ve yüksek olan, şanı büyük ve yüce olan Allah, bu ismin gölgesinde yol alıp yücelmek ve yüksel­mek isteyen kimseleri, ismi hürmetince yüceltir. Çünkü dün­yevi veya uhrevi bütün makamlar ve mevkiler O`na aittir. Dilediğiniz aziz eder, dilediğini de zelil. Kulun haddini bil­mesi ve hiçbir şekilde şımarıklığa ve doymuşluk hissine kapılmaması lazımdır. Bu durumda bulunan bir insan, kıs­men de olsa kemale ermiş, ya da kemal ufkuna doğru yola çıkmış demektir ki, böyle bir yerde bulunan kimse, kim olduğunu ve kimin eliyle yücelip yükseldiğini asla unut­mamalı, haddini bilip, hududunu aşmamalıdır.

Unutmamak gerekir ki, Cenab-ı Hak, insanlara ba­zen imtihan için önemli makam ve mevkiler de verebilir.

“İnsan hak etmeden elde ettiğini, layık olmadan da kaybedebilir” gerçeğini unutmadan, kendisinden bek­lenenleri yerine getirmeli; gurur-kibir gibi öldürücü afet­lerle, insanı çürüten süfli duygulardan, düşüncelerden te­mizlenmeli tevazu ve mahviyetten ayrılmamalıdır. Allah`ın azamet ve büyüklüğünü güç ve iktidarını, ilmini ve irade­sini, derin nüfuz ve idareciliğini kısaca, yüceliğini anlatan şu ayetlerin üzerinde durup düşünmek gerekir:

“Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyük­tür ve yücelerden yücedir. Sizden sözü gizleyenle açı­ğa vuran, gece gizlenenle gündüz açığa çıkan, O`nun açısından eşittir (hepsini görür ve bilir). Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah`ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme ver­diğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe de­ğiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murat etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkân yoktur. Onlar için Allah`tan başka bir veli de bulunmaz. Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yüklü bu­lutları meydana getiren 0`dur.”(Ra`d:9-12)

Allah son­suz güzellik ve sonsuz yücelik sahibidir. İnsan, Allah`ı an­cak kendisinin bildirdiği kadarıyla tanıyabilir, büyüklük ve yüceliğini ancak Kuran ayetleriyle idrak edebildiği kadar takdir edebilir. Biz her ne kadar takdir etsek de hakkıyla onu tanıyamadığımız için takdir etmemiz de sınırlı olacak­tır. Zaten bu husus bir ayette, “Allah`ı hakkıyla takdir edemediler” şeklinde ifade edilmektedir. Bizim bu acizliğimize karşılık yüce Rabbimiz, kendisini ve yüceliğini bize anlata­rak,”Ayet`el-Kürsî”de şöyle tanıtmaktadır:

“Allah… O`ndan başka ilah yoktur. Diridir, Kaimdir. O`nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O`nundur. İzni olmaksızın O`nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O`nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O`nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O`na güç gelmez. O, pek Yü­cedir, pek büyüktür.” (Bakara: 255)