Mehmet Özcan / Doğruhaber
Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları, İran’a yönelik petrol ambargosunu onayladı. AB’nin attığı bu adım Amerika’yı ziyadesiyle memnun ederken, Tahran yönetimi, kararın uygulanması halinde Hürmüz Boğazı’nı kapatacağını duyurdu. AB’nin, ambargo kararı sonrası ABD’ye ait USS Abraham Lincoln adlı bir uçak gemisi, Hürmüz Boğazı’ndan geçerek Basra Körfezi’ne girerken, uzun süredir ABD ve İran’ın süren karşılıklı restleşmeleriyle diken üstündeki bölgede tansiyonu daha da yükseltiyor. ABD uçak gemisinin Hürmüz Boğazı’nı geçerek Basra Körfezi’ne girmesinin ardından İngiltere de bölgeye asker göndereceğini açıkladı.
Nükleer silah sahibi Amerika, israil ve Avrupalı ülkelerin Nükleer silah ürettiği suçlamasıyla baskı ve ambargo uyguladığı İran, aksine ülkesinin geleceği için nükleer enerji üretiminden geri durmayacağını tekrarlayıp duruyor.
Konu ile ilgili görüştüğümüz Gazeteci yazar Ali Bulaç, AB’nin İran’a yönelik petrol ambargosu uygulama kararı, ABD uçak gemisinin körfeze girmesi ve İran’ın kendisine yönelik bu yaptırımlara karşı Hürmüz’ü kapatacağını açıklaması gibi konularda gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Yazar Ali Bulaç, aklı başında hareket etmeyen siyonist israil’in Amerika’yı böyle bir savaşa sürükleyebileceğini belirtirken ancak böyle bir savaşın çıkması halinde bunun Irak veya Afganistan’a benzemeyeceğini, çok daha kötü olacağını ifade etti.
SAVAŞ TÜM BÖLGEYE YAYILIR
Bölgede çıkabilecek bir savaşı temenni etmediğini belirten Gazeteci Bulaç, “Fakat bugünkü israil yönetimi biraz aklı başında olmayan bir yönetim, Amerika’yı böyle bir savaşa sürükleyebilir. Bundan dolayı kişisel olarak endişe ediyorum. Ancak böyle bir savaş çıkarsa Amerika’nın Irak’ı veya Afganistan’ı işgal etmesine benzemeyecek. Hem bölgeye yayılacak ve diğer bölge ülkeleri de bundan ciddi manada etkilenecek. Hem de çok daha uzun süreli olacak ve tahrip gücü de yüksek olacak. Onun için temmeni etmeyelim böyle bir savaş çıksın. İnşallah herkes aklını başına alır ve bundan tam eşikteyken dönülür diye temenni ediyorum” dedi.
AMBARGO KARARI 1 TEMMUZ’DA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK
AB’nin kararına göre 1 Temmuz’a kadar tedricen İran’dan yapılan petrol ithalatı durdurulacak. Ayrıca İran’a teknoloji transferi de durduruldu. Bazı İranlı yetkililer de 1 Temmuz’u beklemeden İran’ın tek taraflı olarak petrol ihracatına son vermesi çağrısı yaparken, AB’nin 1 Temmuz’a kadar mühlet vermesinin ardında ise ekonomik kriz yaşayan Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin en az zarara uğraması amacı yatıyor.
AB’nin kararına göre 1 Temmuz’a kadar tedricen İran’dan yapılan petrol ithalatı durdurulacak. Ayrıca İran’a teknoloji transferi de durduruldu. Bazı İranlı yetkililer de 1 Temmuz’u beklemeden İran’ın tek taraflı olarak petrol ihracatına son vermesi çağrısı yaparken, AB’nin 1 Temmuz’a kadar mühlet vermesinin ardında ise ekonomik kriz yaşayan Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin en az zarara uğraması amacı yatıyor.
İran’ın AB’ye satışlarının yüzde 90’ını petrol ve yan ürünleri oluşturuyor. Hürmüz boğazının kapatılması demek Avrupa’ya giden yüzde 20 petrolün kesilmesi ve sonrasında fiyatların yükselmesi demek oluyor. AB resmî gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren müeyyideler arasında nükleer faaliyetlerde rol oynayan 3 yetkili ve 8 kuruluşun kara listeye dahil edilmesi de bulunuyor. 2010 yılı verilerine göre İran’ın AB’ye ihracatı 14,5 milyar Euro ve AB’den ithalatı 11,3 milyar Euro seviyesinde bulunuyor.
ÇİN VE HİNDİSTAN İRAN’DAN DAHA FAZLA PETROL İSTEDİ
İran’ın petrol ihracatını çok az düzeyde etkilediği halde ambargo kararı alan AB’ye karşın Çin, Hindistan ve diğer bazı ülkelerin İran’dan petrol taleplerini arttırdığı belirtiliyor. Raporlara göre Sri Lanka %100, Türkiye %51, Güney Afrika %25, Yunanistan %14, İtalya ve İspanya %13, Çin %11, Japonya ve Güney Kore %10 petrol ihtiyacını İran’dan ithal ediyor. Buna göre uzmanlar AB’nin İran petrolüne ambargo uygulamasının sadece petrol fiyatlarının yükselmesine yol açacağını ve en çok, krizde olan Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğini dile getiriyor.
İran’ın petrol ihracatını çok az düzeyde etkilediği halde ambargo kararı alan AB’ye karşın Çin, Hindistan ve diğer bazı ülkelerin İran’dan petrol taleplerini arttırdığı belirtiliyor. Raporlara göre Sri Lanka %100, Türkiye %51, Güney Afrika %25, Yunanistan %14, İtalya ve İspanya %13, Çin %11, Japonya ve Güney Kore %10 petrol ihtiyacını İran’dan ithal ediyor. Buna göre uzmanlar AB’nin İran petrolüne ambargo uygulamasının sadece petrol fiyatlarının yükselmesine yol açacağını ve en çok, krizde olan Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğini dile getiriyor.
Türkiye Batı’nın çizdiği sınırların dışına çıkamıyor
Bölgede İran-ABD restleşmesi sürerken Türkiye’nin tüm bu olanlar karşısındaki tavrını ve politikasını da değerlendiren gazeteci yazar Ali Bulaç, “Maalesef Türkiye Batı ittifakının bir üyesidir. Batı’nın çizdiği sınırların dışına çıkamaz. Ama hem bugünkü hükümet devlet yetkilileri mümkün mertebe böyle bir savaşta yer almamaya çalışıyorlar, uğraşıyorlar. Ancak maalesef Malatya’da NATO’ya ait uyarı radar sistemi konuşlandırılmış. Bu bizi, tabii çok zor duruma düşürüyor. Ben Türkiye’nin sonuna kadar direneceğini zannediyorum. Yani böyle bir savaşta Batı’nın yanında yer almamak için elinden gelen gayreti gösterecek diye ümit ediyorum” diye konuştu.
Bölgede İran-ABD restleşmesi sürerken Türkiye’nin tüm bu olanlar karşısındaki tavrını ve politikasını da değerlendiren gazeteci yazar Ali Bulaç, “Maalesef Türkiye Batı ittifakının bir üyesidir. Batı’nın çizdiği sınırların dışına çıkamaz. Ama hem bugünkü hükümet devlet yetkilileri mümkün mertebe böyle bir savaşta yer almamaya çalışıyorlar, uğraşıyorlar. Ancak maalesef Malatya’da NATO’ya ait uyarı radar sistemi konuşlandırılmış. Bu bizi, tabii çok zor duruma düşürüyor. Ben Türkiye’nin sonuna kadar direneceğini zannediyorum. Yani böyle bir savaşta Batı’nın yanında yer almamak için elinden gelen gayreti gösterecek diye ümit ediyorum” diye konuştu.
Şii’lik Sünni’likten çok ‘Ümmetin Birliği’ önemli
Diğer bir önemli noktanın ise İran ve Şiilik konusunda Türkiye’de yaygın bir propagandanın yürütülüyor olması olduğunu dile getiren Yazar Ali Bulaç, “Biz tam bu sırada Şii’lik Sünni’lik veya mezhep konusunu değil de yani İslam’ın hakikatini ve ‘Ümmetin Birliği’ni savunmamız lazım. Mezhebin üstünde Müslümanların birliği önemlidir” diyerek bu konuda Müslümanların çok daha dikkatli olması gerektiğine dikkat çekti.