Dicle Üniversitesinde dün başlayan ve 3 gün sürecek olan (1-3 Aralık) ‘INESEC-Uluslararası Mühendislik, Bilim ve Eğitim Konferansı’nın açılış programı, Rektör Prof. Dr. Talip Gül’ün yanı sıra akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşti.
Organizasyon komitesi adına konuşma yapan Prof. Dr. Kemal Akkılıç, disiplinler arası çalışma ortamı oluşturmak, yeni ve yaratıcı fikirlerin yeşermesine zemin hazırlamak, değerli bilim insanlarının teorik ve pratik bilgi beceri ve tecrübelerini paylaşabilecekleri bir ortam hazırlamak gayesi yola çıktıklarını söyledi.
Akkılıç, bu yolda bütün katılımcıların bu konferanstan azami ölçüde faydalanmasını temenni ettiklerini ifade ederek bir de “Akıllı Şebeke Sistemlerin Geleceği ve Türkiye’de Uygulanabilirliği” konulu çalıştay düzenleyeceklerini söyledi.
Kongreye onursal başkan sıfatıyla katılan rektör Prof. Dr. Talip Gül ise konuşmasında, Mühendislik mesleğinin önemi üzerinde durdu.
Gül, mühendisliğin insanoğlunun merak duygusu ile başladığını, mühendisliğin doğaya karşı yine doğadan elde edilen malzemelerle hayatı kolaylaştırmanın adı olduğunu belirterek, binlerce yıl boyunca yeni icatların keşfi ile gelişen mühendislik biliminin günümüzde uzay ve bilgi teknolojilerinin gelişimi ile muazzam seviyelere ulaştığını vurguladı.
Mühendislik ve bilimin insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştırdığını ama bir o kadar da karmaşık hale getirdiğini aktaran Gül, geliştirilen mikro düzeydeki nanoteknolojik ürünler, mikroçipler gibi bilimsel harikalar sayesinde bilişim ve iletişim anlamında dünyanın küçülüp global bir köy haline geldiğini söylerken, bu teknolojilere sahip ülkelerin bugün bilim, eğitim ve mühendislikleri sayesinde dünyanın en müreffeh ülkeleri haline geldiklerine dikkat çekti.
Rektör Gül konuşmasının devamında, “Sağlık, sanayi, ulaşım, iletişim, enerji gibi alanlarda mühendisliğin ulaştığı olağanüstü düzey, ona sahip ülkelere büyük avantaj sağlıyor. Bu anlamda artık coğrafi ve stratejik değerler alt üst oldu. Dolayısıyla ülkelerin bilimdeki başarıları, askeri üstünlükleriyle doğru orantılı hale geldi.” dedi.
Konuşmasının son bölümünde nükleer ve yenilenebilir enerji konularındaki düşüncelerini dile getiren Gül, “Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum ve enerjiye olan talebin artması nedeniyle, nükleer enerjiye geçmenin elzem olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çevresel hassasiyetleri de gözeterek, atom fiziği ve ilgili mühendislik dallarının üniversitelerde yaygın olarak kurulup, geliştirilmesi taraftarıyım. Ülkemizin bilhassa Diyarbakır’ın yenilenebilir enerji ve özelikle güneş enerjisi alanında iklim ve çevresel şartlar bakımından oldukça elverişlidir.” İfadelerini kullandı.
Gül, Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi olarak bu alandaki çalışmalara hız verdiklerini belirterek, “Mühendislik Fakültesi bünyesinde İnşaat, Elektrik-elektronik, Maden, Makina, Bilgisayar bölümleriyle öğretime devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemlerde Biyomedikal Mühendisliği ve Metalürji bölümlerini de açarak öğrenci sayısını artıracağız.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Konferansa Danimarka’nın Aalborg Üniversitesi’nden katılan ve ilk bildiriyi sunan Prof. Dr. Josep M. Guerrero ise “Akıllı Şebeke Sistemlerinin Geleceği ve Örnek Uygulamaları” konulu bir sunum yaptı.
Guerrero, “Mevcut şartlarda fosil yakıtların çok da uzun olmayan bir vadede tükenmesi öngörülürken, çevreye verdikleri zarar giderek daha çok tepki çekiyor. Alternatif enerji kaynaklarının ortaya çıkması sonucu pek çok ülke de tercihini bu yönde yaparken, ilerici enerji üretimi gitgide yenilenebilir kaynaklara doğru kayıyor. Hatta geçtiğimiz yıl yenilenebilir enerjinin kömürü geçerek dünyada kurulu güç bakımından en büyük enerji kaynağı haline geldi.” dedi.
Gazi Üniversitesinden konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. İnan Güler de, ‘Mühendislik Eğitimi’ konulu sunumunu yaptı.
Mühendisler olarak toplumdaki en önemli mesleklerden birini icra ettiklerini belirten Güler, insan hayatındaki zorlukların giderilmesine dair çözümler ürettiklerini belirterek, bu mesleğin eğitiminin diğer bütün eğitim alanlarını kucaklayan bir özelliği olduğunu vurguladı.
Daha sonra söz alan Dünya Enerji Birliği Başkan Yardımcısı ve Marmara Üniversitesi Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, “Yüzde Yüz Yenilenebilir Enerjiye Doğru Atılması Gereken Adımlar” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Uyar, konuşmasında Türkiye’nin rüzgârını, güneşini ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını daha aktif bir şekilde nasıl kullanabilir sorularına cevap aradıklarını, bu nedenle öncelikle mevcut kullanılan kaynaklarla, yenilenebilir enerji kaynaklarının karşılaştırmalı bir stratejik araştırmasının hazırlanması, enerjinin etkin kullanımına öncelik verilmesi ve Türkiye’nin ekonomi, enerji ve ekolojik karar destek sistemi kurularak, geleceğin enerji modellemesi ve uzun vadeli stratejik planlamasının yapılması gerektiğini söyledi.
Uyar daha sonra, “Türkiye’nin her yeri güneşli ve her yerde o kentin elektriğini üretecek kadar kaynak var. Akıllı şebeke sistemiyle üretilen elektrikten, her konut, her kent güneş enerjisinden faydalanabiliyor. Rüzgar ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi, hammaddesi ücretsiz olan ve uzun vadede en ucuz üretim yöntemidir. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kullanımı konusunda acil önlemler alması, doğru bir stratejiyle hareket etmesi gerekiyor” diyerek sunumunu tamamladı.
Konferansın açılış programı sonrasında katılımcılar ve dinleyiciler "Kurşunlardan Sonra Kurşunlu Camii" adlı fotoğraf sergisini gezdi.
INESEC-Uluslararası Mühendislik, Bilim ve Eğitim Konferansı, yedi farklı ülkeden 247 katılımcının bildiri ve sunumları ile yarın da devam edecek. (İLKHA)