Batı`da ahlak yoktur, orada her şey menfaat ve her şey ticarettir. Orada kardeş kardeşini satar. Onlar, kendilerini ahlak ve yüce değerler sahibiymiş gibi gösterirler. Ancak bunlar sadece gösteride kalır. Yaşayışları onları ele veriyor. Gerçek yüzleri sonrada ortaya çıkıyor. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi böyle kötü bir huyları var işte.
Bu konuda Fransa`nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy`yi örnek verebiliriz. Sarkozy, seçim kampanyalarını finanse etmek için Libya`nın eski Lideri Muammer Kaddafi`den 5 Milyon Euro almıştı. Paraları, Paris`te iş ve finans çevrelerinde bilinen meşhur bir şahıs olan Lübnan asıllı Ziyad Takyidin götürmüştü.
Libya`daki devrimden önce Kaddafi`yle samimi iki adam gibi sağlam ilişkileri vardı. Devrimden sonra bütün her şeyi unuttu. Fransa`nın ve diğer Batı ülkeleriyle Amerika`nın bahsettiği Ahlak ve yüce değerler nerede...
Yine siyaset ve parti hiyerarşisinin zirvesinde halktan uzak gizlice yapılan rüşvet ve yolsuzlukların hadi hesabı yoktur. Ardından menfaatleri çatıştığında rüşveti veren ve alanlar birbirilerini ifşa ediyorlar.
İşte bu, kendisinin şeffaf olduğunu, yüce değerlere ve ahlaka sahip çıktığını iddia eden batıdır. Ancak kesinlikle yalnız kaldıklarında ne ahlak, ne yüce değerleri kalıyor. Kaddafi`yle ilişki konusunda Sarkozy için söylenilenin aynısı daha önce Tony Blair için de söyleniyordu. Ayrıca Tony Blair, Saddam döneminde Irak`ta Kitle imha silahları olduğunu söyleyerek İngiltere parlamentosunu yanıltmıştı. Daha sonra parlamento bu iddianın sadece yalan ve iftiradan ibaret olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Amerika`da, seçimlerden önce demokratlar ve cumhuriyetçilerin ikisi de Yahudi yerleşim birimlerine karşı olduklarını iddia ediyorlardı. Ayrıca yaptıkları açıklamalarda, iki ülkenin sorunlarının çözümünü ve doğrudan müzakereleri destekleyeceklerini söylüyorlardı. Ancak seçimden sonra Filistin liderliğinin kandırıldığı ortaya çıktı. Şöyle ki, seçimleri kazanan Donald Trump yaptığı bir açıklamasında, “israil ne zaman isterse yerleşim birimlerini kurabilir. Bu onun hakkıdır” dedi.
Her kim Avrupa`nın ve özellikle de siyasetçilerinin ahlak ve yüce değerler dedikleri şeyleri araştırırsa, sersemleşir ve kafayı yer. Çünkü onların ne ahlakı, ne yüce değerleri ve ne de ilkeleri vardır. Özellikle de Arap ve İslam âleminin sorunlarıyla ilgili mesellerinde bu değerlerin hepsini göz ardı ediyorlar. Avrupa, Suriye sorununu önemsemiyor. Orada insanlığa karşı işlenen suçları, katliamları, soykırımları, imhaları, çocuk ölümlerini görmüyor. Sadece mültecileri nasıl sınırlarına yaklaştırmamanın peşindedirler. Çünkü keyifleri menfaattarı bunu gerektiriyor.
Eğer sen Sakoziy, Tony Blair, Obama`yı veya diğer başkanları ya da Batı toplumunu araştırırsan, şu an basının Donald Trump`a yönelttiği ırkçılık ve cinsi sapkınlıkların hepsinin onlarda da mevcut olduğunu görürsün. Bununla beraber Trump seçimleri kazandı ve beyaz saraya girerek, 45`inci lider oldu.
Benim garibime giden ise, Arap ve İslam âleminin, işleri göçleri sadece bozgunculuk olan bu liderler ve yine bozgunculuğun bütün çeşitlerini içinde barındıran batı toplumundan yardım beklemesidir. Çölde ateş aramak ne kadar akla aykırıysa, Bizim de onların müdahaleleriyle ülkelerimizin iç savaştan kurtulacağını sanmamız o kadar saçmadır.
Prof. Dr. Yusuf Zerka - Çeviri: Mücahid Temel / doğruhaber