Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7.com yazarı Mehmet Acet, Türkiye'nin PYD'yi vurduktan sonra Suriye'nin hava savunma sistemlerini Türkiye jetlerine kilitlemesiyle başlayan ve 19 gün süren sürecin perde arkasını yazdı...

İşte Mehmet Acet'in o yazısı;

Türkiye savaş uçakları Suriye semalarından 19 gün boyunca uzak kaldı.

19 gün sonra, geçen hafta sonu, F-16 lar Fırat Kalkanı operasyonuna katılmak için yeniden havalandı.

Peki neden böyle oldu?

Türkiye savaş uçakları bu süre zarfında neden uçamadı? O arada ne oldu? Sorun nasıl çözüldü ki, 19 günlük aradan sonra uçaklarımız yeniden havalanabildi.

Bunun bir sebebi ve hikayesi var.

Öncelikle şunun altını çizelim.

Fırat Kalkanı operasyonunun başarısında havadan yapılan müdahalelerin büyük katkısı oldu.

Zaten günümüz savaşlarında hava gücünü elinde bulunduran ve iyi kullanan ülkelerin ciddi bir avantaj sahibi olduğunu söyleyebiliriz.

TSK YPG`Yİ HAVADAN VURUNCA…

Hikayemiz şöyle başlıyor:

Geçen Ekim ayının sonlarına doğru, Suriye`nin kuzeyinde, PYD kontrolündeki Afrin`in güneyinden El Bab ilçesine doğru bir hareketlilik oldu.

YGP militanları birkaç köyü aldıktan sonra Bab`a doğru ilerlemeye kalkınca, Türkiye Savaş uçakları havalandı ve YPG`yi ağır bir bombardımana tabi tuttu.

Hani diyebilirim ki, bu bombardıman ile YPG, Suriye savaşının başından beri en büyük kayıplarından birini verdi.

TSK`nın o günlerde yaptığı açıklamaya göre 160 tan fazla YPG militanı öldürüldü.

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.

Suriye Hava Savunma Sistemi, Türkiye Savaş uçaklarına kilitlenmeye başladı.

Üstüne Şam`dan bir de açıklama yapıldı, “Türk savaş uçakları bir daha topraklarımıza girerse, icap eden bütün yöntemler kullanılarak bu uçaklar düşürülecek” dendi.

Kendi halkını katleden bir rejimin böyle bir tehdit savurmasına karşın Ankara, meseleyi uhulet ve suhulet içerisinde çözme yönünde bir tutum sergiledi.

Gelinen noktaya baktığımız zaman iyi ki, böyle bir tutum takınıldı diyebiliyoruz.

HULUSİ AKAR`IN VE HAKAN FİDAN`IN MOSKOVA ÇIKARMASI İLE DÜĞÜM ÇÖZÜLÜYOR

Askeri kaynaklardan edindiğimiz şöyle bir bilgi de var.

O arada Rus tarafı, Ankara`ya, Şam`ın savurduğu tehditler konusunda “Önceden haberdar” olduklarını ima eden bir şeyler de iletiyor.

“Bakın biz Şam`a sakin olması yönünde telkinde bulunuyoruz ama siz yine de bu açıklamaları dikkate alın. Kazara bir felaket yaşanmasın” gibisinden bir cümle kuruyorlar.

Mesele anlaşılmıştır.

Şam`dan yapılan açıklamanın önünde, arkasında ya da bir yerinde Moskova vardır.

Ankara, Suriye füzelerinin F-16`lara kilitlenmeye başlaması üzerine, uçakları pistte tutmaya başlayıp, ‘Diplomasi` kartını açarak meseleyi çözme yolunu tutar.

Tabi bu arada uçakların havalanamaması nedeniyle Fırat Kalkanı operasyonu durma noktasına gelir.
Sahadan gelen şehit haberlerinde de bir artış olmuştur.

Tam o günlerde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Moskova`nın yolunu tutar.

Türkiye ve Rus Genelkurmay Başkanları, Türkiye ve Rus İstihbarat Başkanları arasında yapılan görüşmelerde masada yer alan konuların başında Türkiye savaş uçaklarının yeniden havalanabilmesi talebi vardır.

Türkiye tarafı Ruslara, Fırat Kalkanı operasyonunun amacını detaylı bir şekilde yeniden anlatır.

O görüşmelerin sonucunu hafta sonu F-16`ların yeniden havalanarak Suriye`deki operasyonlara katılması ile görüyoruz.

Fırat Kalkanı operasyonunun başında Ankara ile Moskova arasında bir mutabakata varıldığını biliyoruz.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Ankara`ya geldiğinde “Biz kayıtlara geçmesi için bazen tepki veririz ama siz operasyonlarınıza devam edin” diyerek Türkiye`nin yürüttüğü operasyona yeşil ışık yakmış, Fırat Kalkanı`na engel olmayacaklarının teminatını vermişti.

Anladığımız kadarıyla Fırat Kalkanı operasyonu El Bab`a dayanınca Ruslar, Türkiye ile ‘yeni bir durum değerlendirmesi` yapmak istediler.

Ankara`nın verdiği garantiler üzerine, tekrar bir anlaşma sağlandı ve Türkiye Savaş uçakları yeniden Suriye semalarında havalanmaya başladı.

KAYNAK HABER7