Türkiye`de darbecileri için idam cezasının getirilmesi gerektiğini belirten Prof.Dr. Mümtaz`er Türköne, "Bana sorarsanız ben onlar için `idam yerine` eskiden olduğu gibi `yağlı kazıklara oturtularak` cezalandırılması taraftarıyım. Bizler, darbecileri cezalandıralım ki bir daha başkası darbe yapmaya yeltenmesin" dedi.
SÖYLEŞİYE KONUŞMACI OLARAK KATILDI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine atanan ve tepkiler nedeniyle istifa eden gazeteci-yazar ve siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Antalya`da Kumluca Belediyesi tarafından kültürel etkinlikler kapsamında düzenlenen ayın söyleşisine konuşmacı olarak katıldı. Belediye Kültür Salonu`nda düzenlenen ayın söyleşisini Kumluca Kaymakamı Salih Işık, Belediye Başkanı AK Parti`li Hüsamettin Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Nail Çetinkaya, CHP Kumluca İlçe Başkanı Dilek Engin, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
"DARBE GASP EYLEMİDİR"
Türkiye`deki askeri darbeleri anlatan Türköne, darbelerin tam anlamıyla bir silahlı gasp eylemi olduğunu söyledi. 12 Eylül ile ilgili yargı yolunun açıldığını belirten Türköne, sonraki nesillerin bu tür olaylarla karşılaşmaması amacıyla kendisinin de bu davaya müdahil olduğunu kaydetti. Silahın üstünlüğünün Türkiye`ye çok şey kaybettirdiğine dikkati çeken Türköne, "Biz bu ülkede silah gölgesinde değil, hukuk çerçevesinde yaşamak istiyoruz. Bu ülke öyle bir yere geldi ki, artık darbeciler tarafından yönetilebilecek bir ülke değil" dedi.
"DARBECİLER İÇİN İDAM GETİRİLSİN"
Darbe yapan veya yapmak isteyenler için idam cezasının geri getirilmesi gerektiğini savunan Türköne, "Darbeciler için idam cezası getirilsin istiyorum. Darbeciler de bunu bilerek darbe yapsınlar. Bana sorarsanız ben onlar için `idam yerine` eskiden olduğu gibi `yağlı kazıklara oturtularak` cezalandırılması taraftarıyım. Bizler, darbecileri cezalandıralım ki bir daha başkası darbe yapmaya yeltenmesin" diye konuştu.
"DARBECİLERİN EŞYADAN FARKI YOK"
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bazı kesimlerin kendisine vatanı korumak için verilen silahı vatandaşa doğrultarak darbe yaptığını ya da darbeye teşebbüs ettiğini kaydeden Türköne, şunları söyledi: "Bunların Kurtuluş Savaşı`nda cepheden kaçarak dağda eşkıyalık yapanlardan farkı yok. Ben de asker çocuğuyum. Annem de, babam da Türk. Yani anlayacağınız gibi ben bu açıklamaları yaparken bir etnik kaygı taşımıyorum. Amacım geçmişle hesaplaşmak değil. Sadece gelecek nesillere bizim yaşadığımız acıları yaşatmamak için üzerime düşen görevi yapmaya çalışıyorum. Yoksa intikam almak gibi bir amaç gütmemiz zaten mümkün değil."
"12 EYLÜL DAVASINA MÜDAHİL OLDUM"
12 Eylül iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edildiğini hatırlatan Türköne, "12 Eylül davasına ben de müdahil oldum. Bir mağdur olarak, avukatım aracılığı ile davaya müdahil oldum. Mutlaka bu hesabın verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir daha darbe olmaması için bu davanın görüşülmesi ve hesabının verilmesi gerekiyor. Darbeyi gerçekleştiren Kenan Evren`in ve darbe hazırlığında olduğu iddia edilen Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ`un yargılanıyor olması bile Türkiye`de özgürlükler adına, demokrasi adına, hukuk hâkimiyeti adına ileri bir gelişme olarak değerlendiriyorum" dedi.