İslami kimliğinden dolayı tutuklanarak mahkûm edilen ve 24 yıl boyunca çeşitli cezaevlerinde kalan Hüseyin Akbalık'ın hayatını kaybetmesinin ardından ailesi ve sevenleri acıya boğuldu.

Uzun yıllar uzak kaldığı oğlunun vefatından sonra büyük acı çeken anne Meryem Akbalık, daha önce bir diğer oğlunun PKK tarafından katledildiğini belirterek, “İki kuzumu da Allah yolunda feda ettim.” dedi.

Hüseyin Akbalık`ın 18 yaşındaki kardeşi Abdurrahman, 2 Temmuz 1992 yılında tarlada çalışırken PKK tarafından katledilirken, daha sonra gözaltına alınan Hüseyin, tutuklanarak cezaevine kondu. Uzun cezaevi yıllarından sonra önceki gün vefat eden Hüseyin Akbalık, kardeşi Abdurrahman`ın yanına defnedildi.

2009 yılında cezaevindeyken babasını kaybeden Hüseyin Akbalık, babasını son defa görememenin hüznünü yaşamıştı. Akbalık`ın 24 yaşında başladığı mahkûmiyet, vefatıyla sona ermiş oldu.

Hüseyin Akbalık`ın 86 yaşındaki annesi Meryem Akbalık, oğluyla ilgili duygularını şöyle dile getirdi: “Allah bana evlat verdi, büyüttü ve sonra da sınadı. Bir oğlum şehit oldu, diğer oğlum cezaevine girdi. Ömrünü zindanlarda feda etti, canını verdi. Ben hiç pişman değilim Ya Rabbi. Çünkü bu Rabbimin emriydi, kulların değil. Onun için hamd ve şükrediyoruz.”

Oğlunun vefatı karşısında metanetini korumaya çalıştığı gözlenen anne Akbalık, “Oğlumun hayatı Allah ve Resulünün yolunda gitti. Allah`a çok şükür, hayatları küfür ve zulümle geçmedi. Ya Rabbi! Hüseynimin gidişini hayırlı kıl, bizi daha kötü bela ve musibetlerden muhafaza eyle. Bu Rabbimizin emriydi, bizler de bundan razıyız. Allah`ım, sen bizi şaşırtma. Bizler Allah`tan geldik ve yine ona döneceğiz. 2 kuzumu Allah yolunda kurban ettim. Ya Rabbi sen kabul et.” dedi.

Oğlunun ömrünü Allah yolunda feda ettiğini, bunun için de şükrettiğini söyleyen anne Akbalık, “Hüseynimi şimdi değil zindana girdiğinden beri hep hayal ediyorum. Onu o kadar merak hayal ettim ki, içim çok acıdı. Ne yapalım, bu Rabbimizin emridir, kulların değil. Oğlumu bana Rabbim verdi, büyüttü ve zindana koyarak sınadı. Ömrünü zindanlarda feda etti, canını verdi.” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Akbalık`ın 30 yaşındaki yeğeni İdris Akbalık, duygularını dile getirirken amcasıyla hiçbir anısının olmadığını söyledi.

İdris Akbalık, “Amcam cezaevine girdikten sonra ninemle görüşe gidiyorduk. Her zaman farklı cezaevlerine gidiyorduk çünkü onu bir cezaevinden başka bir cezaevine sürgün ediyorlardı. Hem amcama hem de bize eziyetler çektirdiler. Amcam cezaeviyken dedem vefat etti. Ne dedem onu ne de o dedemi görebildi. 2016 yılının Ramazan Bayramı`na birkaç gün kala cezaevinden haber geldi. Amcam hastaneye kaldırılmıştı. Kötü hastalık teşhisi konuldu, ameliyat oldu. Şimdi de Rabbime kavuştu. Belki bir Hüseyin gitti ama ardından binlerce Hüseyinler gelecek, binlerce Hüseyin yetişecek.” şeklinde konuştu.

Akbalık`ın bir diğer yeğeni Halil Akbalık ise “Amcam tutuklandığında ben bebektim. Cezaevine girdiğinde gencecik bir delikanlıydı. Amcamı gençlik halini hiç görmedim. Onu gördüğümde 50 yaşlarında yatalak ve ölüm döşeğindeydi. 48 yaşındaki amcamı sadece bir ay gördüm. O da İstanbul`a tedavi için geldiği zaman refakatçısı olduğum zaman. Başkada hiç görmedim. Amcamla konuşacak, dertleşecek hiçbir anım olmadı. Onunla doğru dürüst muhabbet etmedim.” dedi.

2 amcasını kaybetmenin hüznünü yaşadığını sözlerine ekleyen Akbalık, “Bir amcamı PKK, diğerini de devlet bizden aldı. 86 yaşındaki babaannem şimdi ne yapsın, bu acıya nasıl dayansın? Amcam tedavi için çıkarıldı ama vefat etti. Mahkûm olarak vefat etti. Bu ayıp devlete yeterdir. Allah, dünya ve ahirette bize bu mağduriyetleri yaşatanlara hakkımızı bırakmasın. Rabbim vefatını şehadet olarak kabul etsin. Biz şehit olarak kabul ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“48 yıllık ömrünün yarısı zindanda geçti”

Hüseyin Akbalık`ın dava arkadaşı Ğemgin Yıldırım da kardeşlik hukukunu yerine getirmek için İstanbul`dan geldiğini söyledi.

Yıldırım,  “Hüseyin ağabey 48 yıllık ömrüne 24 yıl zindan hayatı sığdırdı. Ben bunu bu dünyada yaşama olarak görmüyorum. Hüseyin ağabey Kemalist rejimin kumpasları ve zulümleri sonucu Rabbine iltica etti. Allah`ın izniyle biz şehit olarak görüyoruz. Çünkü biz ömürleri hayatlarına şahidiz.” şeklinde konuştu.

Hüseyin Akbalık`ın sahabeler gibi bir hayat yaşadığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sahabe hayatı gibi bir ortamda yetiştikleri için onların geçmişlerine şahitlik ediyoruz. Bu 2 kardeşimiz ‘Allah`a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım` diyenden daha güzel sözlü kimdir?` ayetini hayatlarında yaşayıp topluma yansıtmaya çalıştıkları için Apoistlerin ve Kemalist rejimin baskılarına maruz kaldılar. Bir kardeşimiz gençliğinin baharında 18`inde şehadet şerbetini içti. Bu abimiz de 24 yaşında şehadet şerbetini içti. Çünkü bu dünyada dünyalık namına hiçbir şey görmedi.”

Hüseyin Akbalık`ın özgeçmişi

Hüseyin Akbalık, 1 Ocak 1966`da Mardin`in Nusaybin ilçesi Durumu köyünde dünyaya geldi. Köyde dindar olarak bilinen Meryem ve Haci Akbalık ailesinin çocukları olan Hüseyin, küçük yaşlardan itibaren İslami eğitimler almaya başladı. Köydeki camide Kur`an dersi veren Hüseyin Akbalık, 90`lı yıllarda PKK tarafından defalarca tehdit edildi. Akbalık`ın kardeşi Abdurrahman,  2 Temmuz 1992 yılında tarlada pusu kuran PKK tarafından şehit edildi. Kardeşinin Şehadetinden kısa bir süre da gözaltına alınan Hüseyin, ağır işkencelerden geçirilerek müebbet hapse mahkûm edildi.

Önce Şırnak`ın İdil ilçesindeki cezaevine konulan Akbalık, ardından birçok cezaevi dolaştırıldı. En son kaldığı Van F Tipi Kapalı Cezaevinde yapılan iğnelerle bitkin düşen Akbalık, günlerce yataktan dahi kalkamadı. Hastaneye kaldırılan Akbalık, daha sonra beyin tümürü teşhisiyle önce Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine oradan da yer olmadığı gerekçesiyle Malatya`ya sevk edildi. Yaklaşık 3 ay önce Malatya Turgut Özal Tıp Merkezinde beyin tümürü nedeniyle ameliyat oldu.

Ameliyatın ardından toparlanmaya çalışan Akbalık`ın tedavisine 3 ay dışarıda devam edilmesine karar verildi. İstanbul`da tedavi gören Akbalık, Çarşamba günü getirildiği evinde hayatını kaybetti.

Ziraat Mühendisliğini okuyan Akbalık, cezaevine girdikten sonra 2 yıllık İlahiyat bölümünü üstün başarıyla bitirdi. Cezaevinde Kur`an-ı Kerim`i de ezberleyerek hayatının en büyük atılımını yaptı. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan–İLKHA)