Diyarbakır`da yaşanan ve 11 kişinin hayatını kaybettiği, 378 kişinin de yaralandı PKK`nin bombalı araç saldırısı nedeniyle İnsan Hakları Cemiyeti Genel Merkezi tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Kaosu hedefleyen hiçbir eyleme tolerans göstermemek, sesimizi yükseltmekle yükümlüyüz” mesajı verildi.
Küresel ve bölgesel gelişmelerle ilintili olduğuna işaret edilen saldırının kınandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Daha önce yapılan benzer saldırılara bir yenisi eklenmiş; toplumsal barış ve huzur hedef alınmıştır. Yerleşim yerlerine hendekler kazarak şehirleri çatışma alanına çeviren; sonrasında da seri bombalama eylemleriyle korku ve kaos ortamı oluşturmayı hedefleyenler, bu vahşi eylemle halkı umursamadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Örgütsel ve ideolojik çıkarları için halkın can, mal emniyetini, tüm hak ve özgürlüklerini ihlal ve yok etmekten çekinmeyen bu zihniyet, tüm toplumu ve dinamiklerini hedef alır hale gelmiştir. Küresel ve bölgesel gelişmeler ve olaylar da dikkate alındığında bu tür saldırı ve eylemlerin hesaplı, organizeli olduğu ve mazlum halkımızın maslahatına olmayan amaçlara hizmet ettiği aşikârdır.”
Şiddete dayalı, kaosu hedefleyen hiçbir eyleme tolerans gösterme lüksümüz yok
“Hiç kimsenin halkımızı siyasi emelleri için bir obje olarak görmeye hakkı ve haddi yoktur.” Denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Bu menfur saldırılardan herkes bıkmış ve bezmiştir. Halk adına halkını katlederek, şehirleri harabeye çevirerek siyasi mücadele yaptıklarını iddia edenler ancak muzır anlayış ve projelerin taşeronu olabilirler. Akl-ı selim sahibi halkımızın bu tarz bir siyaset anlayışına onayı ve desteği yoktur. Son süreçte tüm kışkırtma ve provokasyonlara prim vermeyen toplumsal sağduyu, bu anlayışa en iyi cevap olmuştur.
Şiddetle ve katliamlarla toplumu dizayn etmenin, dayatmacı zihniyete dayalı siyasetin geçerliliği kalmamıştır. Hiçbir değere, toplumun maddi ve manevi kalkınmasına yönelik projelere sahip olmayan anlayışın sadece yıkıma, felakete sebebiyet vereceği açıktır. Bu anlayışla gerekli adımları atma ve toplumsal duyarlılık oluşturma zamanıdır. Şiddete dayalı, kaosu hedefleyen hiçbir eyleme tolerans gösterme lüksümüz olmadığı gibi bu saldırıya karşı da sesimizi yükseltmekle yükümlüyüz.”
“Halkın can ve mal emniyeti güvence altına alınmalıdır”
Vahşet olarak nitelendirilen saldırının kınandığı açıklamada, hükümete de çağrıda bulunuldu:
“İnsan Hakları Cemiyeti olarak bu vahşi saldırıyı ve faillerini lanetlerken siyasi otoriteye ve hükümete de seslenmek istiyoruz. Öncelikle bu saldırının failleri tespit edilip yakalanmalı, bu tip saldırıları önleme noktasında ciddi ve planlı tedbirler alınarak halkın can ve mal emniyeti güvence altına alınmalıdır. Bu saldırıda maddi ve manevi mağduriyet yaşayan her ferdin zararları bir an önce tazmin edilmelidir. Toplumsal güven ve huzur ortamının oluşması ve korunması için gerekli tedbirlerin sadece ekonomik paketlerle, teşviklerle olamayacağı anlaşılmalıdır. Hakkı, adaleti önceleyen bir anlayışla atılacak adımların ve yapılacak düzenlemelerin, ayrıştırıcı olmayan kucaklayıcı yaklaşımların kamplaşma ve çatışmalara set olacağı unutulmamalıdır.” (İLKHA)