Bitlis`in Güroymak (Norşin) ilçesine bağlı Yemişveren (Balekan) köyünde Güldal ailesi arasında 21 yıl önce yaşanan ve bir kişinin hayatını kaybettiği kan davası barışla sonuçlandı.

23 Nisan 1996 tarihinde başlayan kan davası, Nakşibendi Şeyhi, Şeyh Abdülkerim Çevik`in büyük çabası neticesinde bugün gerçekleşen barış ile Güldal ailesi bireyleri birbiriyle kucaklaştı.

Tarafların anlaşması uzlaşması üzerine öğlen saatlerinden sonra Norşin`de, Şeyh Abdülkerim Çevik`in medresesinde barış programı düzenlendi. Düzenlenen programa, bölgenin kanaat önderlerinden Şeyh Nureddin Mutlu, Şeyh Abdülkerim Çevik, alimler, müderrisler, ailelerin akrabaları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Şeyh Abdülkerim Çevik, İslam ümmetinin tek kurtuluşunun Kur`an`a sımsıkı sarılmakla olabileceğini vurguladı.

“Eğer aklımızı başımıza almasak, küfür bizimle oynamaya devam edecek”

Çevik, Kur`an-ı Kerim`deki kardeşlik vurgularına dikkat çekerek, “Allah, Müslümanları kardeş kılmıştır. Kardeş kıldığı Müslümanlar arsında bir husumet yaşandığında, diğer kardeşlerin bu iki kardeşin aralarını yaparak, onları barıştırması emrediliyor. Kardeşliğin bir hukuku vardır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) hadisi şeriflerinde ‘Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz` diye buyuruyor. Peygamber efendimizin koyduğu ölçü doğrultusunda, kendimize istediğimiz bir şeyi, dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman kardeşimiz için de istemeliyiz.” dedi.

Peygamberin kardeşlik hukukunun maalesef bugün unutulduğunu dile getiren Çevik, yapılan bu tür barışların, daha büyük barışa vesile olması temennisinde bulundu.

“Küfür bizleri paramparça etmiş”

Küfrün, İslam âlemi üzerinde oynadığı oyunlara da dikkat çeken Çevik, şunları söyledi: “Bu tür barışlar, İslam ümmetin barışına vesile olsun. İslam âleminin özgürlüğüne vesile olsun. Bugün dünyanın dört tarafından küfür, İslam âlemi üzerinde projelerini uygulamaya çalışıyor. Bunun sebebi, Müslümanların kendisine istediği bir şeyi kardeşine istemediğindendir. Biz Müslümanlar, bugün öyle bir duruma gelmişiz ki, işimiz, gücümüz, kardeşlerimizi ve akrabalarımızı zelil etmektir. Bugün bakıyorsun; Suriye`de, Irak`ta, İslam coğrafyasının tamamında, küfür bizimle oynamış, bizleri param parça etmiş. Her birimize bir isim koymak suretiyle, elimize silahı vermiş, bizi bir birimize öldürtüyor. Vurup öldüren de tekbir getiriyor, vurulup ölende tekbir getiriyor. Eğer biz aklımızı başımıza almazsak, bunlar bizimle oynamaya devam edecekler.”

“Tek çaremiz Kur`an`a sarılmaktır”

Tek çözümün Allah`ın ipine sarılmak olduğunun altını çizen Çevik, “Tek çaremiz Kur`an`a sımsıkı sarılmaktır. Kur`an`ın hükümlerini önce kendi nefsimizde, sonra ailemizde, çevremizde, ülkemizde tatbik edersek, Allah; bize ülfeti ve kardeşliği nasip edecektir. Bugün kardeşliği ve barışı evimizde yapacağız. Eğer çocuğumuzu, fertlerin ve toplumların kin ve nefretleriyle büyütürsek, bu çocuk büyüdüğünde tabi kötü biri olacak. Fakat küçüklüğünde onu İslam`ın ahlakıyla, Peygamberin ahlakıyla büyütürsek o zaman bu çocuk, topluma ve cemiyete faydalı biri olacak. Onun için akrabamıza, komşumuza, köylümüze iyi davranmalıyız. İçimizdeki kin ve nefreti söküp atalım.” diye konuştu.

Düzenlenen barış töreni,  kan davalı ailelerin büyükleri Necdet Güldal ile Kazım Güldal`ın Kur`an-ı Kerim`in altında geçerek, birbirine sarılmasının ardından verilen ikram ile sona erdi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)