✒ ORHAN ÖZSOY

“Dikkatle bir bak kendine; sen bu alemin özüsün. Sen varlıkların gözbebeği olan insansın.”  İnsan alemdeki en yüce varlıktır. Kainatın nüktesidir. Varlık aleminin tümü insanda hülasa edilmiştir. İnsan yaratılmışların en şereflisi olarak ahseni takvim üzere yaratılmış olup, İslam irfan geleneğinde Hz. İnsan diye vasıflandırılımıştır. Meleklerin secde ettiği insan balçıktan yaratılan cismaniyet değil, Cenab-ı Allah`ın insanın özüne yerleştirdiği mana idi. İnsanı alemin özü kılan amil de, varlıkların gözbebeği kılan mana da bu vasıfta saklıdır. Yani diğer bir tabirle İnsan, zübde-i alem olur adem olunca…

Mahlukatın eşrefi olan insan; fıtratında taşıdığı kemal ile yaşamını sürdürdüğü vakit Hz.İnsan olur, eline tutuşturulan İlahi emaneti taşıdığı müddetçe Hz.İnsan olarak kalır.

İnsanın fıtratından uzaklaşması ise bu vasfı ayaklar altına almak, bu emaneti çiğnemektir. Dağların haşyetinden titrediği yükü omuzlayan insanın bu yükü omuzundan düşürmesidir. İnsanı fıtratından, kendisinden, taşıdığı emanetten uzaklaştıran her fiil ve davranış, insan için amansız bir düşman oluverir. Her yönüyle insanın mahvına yeltenir. Kaygan bir zeminde yürüme çabası içerisinde olan insanı hırpalar. İnsan mahlukatın zirvesinden yuvarlanmaya başladığı zaman bu düşüşü engellemek çok zordur.

Düşüşün şiddeti de bulunduğu yere nispetle ölçülecek olursa, mâlum insan ki; halifetullahtır, insanın yaşadığı bu savrulma ve düşüşü bihakkın şiddetli olacaktır.
İnsan bu kaygan zeminde, bu ilahi emanetin gölgesinde, bu varlık aleminin yüreğinde pür dikkat yürümeli, dâr-ı imtihan olan bu dünya hayatını düşmeden, düştüğü vakit düştüğü yerden kalkıp seyrine devam eyleyerek “merdüm-i dide-i ekvan” olmalıdır ebeden ve daimen…