TARİHTE BUGÜN / İSTANBUL / DOĞRUHABER / 3 KASIM

1492 : Kristof Kolomb, ikinci seyahatinde Karayip Adaları'nı keşfetti. Karayipler ya da Batı Hint Adaları, Karayip Denizi'ni, adalarını ve çevreleyen sahilleri kapsayan bölge. Bu adalar, Florida'nın güneyinden başlayarak bir kıvrım oluşturarak Güney Amerika'da Venezuela'nın kuzey batısına dek iner. Bölgede 7.000 dolayında ada, adacık ve kayalık bulunur. Bunlar yirmi beş bağımsız ülke ya da sömürge oluşturur.
Batı Hint Adaları adı, 1492'de Hindistan'a ulaştığını zanneden Kristof Kolomb tarafından verilmiştir. Adaların en eski sahipleri Aravak ve Karayip yerlileridir.

1776 : Osmanlı Sadrazamı Köprülü Fazıl Ahmed Paşa, öldü. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa Osmanlı Devleti'nde Avcı Mehmet döneminde, 30 Ekim 1661 ila 3 Kasım 1676 tarihleri arasında on beş yıl dört gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Köprülü Mehmet Paşa'nın oğludur ve Girit fatihidir.

Köprülü Fazıl Ahmet Paşa 1635 yılında Vezirköprü'de doğdu. Babası Köprülü Mehmet Paşa'nın vasiyeti üzerine, Sultan IV. Mehmed tarafından sadrazamlığa getirildi ve 15 yıl bu görevde kaldı. Çok iyi bir öğrenim gören Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Erzurum ve Şam valiliklerinde bulundu.
Sadrazam olduktan sonra ilk iş olarak Avusturya üzerine sefere çıktı. Uyvar Kalesi'ni 1663'de ele geçirip Avusturya'yı Vasvar Antlaşması ile barış yapmaya zorlayan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, 21 yıldır alınamayan Girit'in fethine yöneldi. Venediklilerden Kandiye kalesini alarak, Girit'i Osmanlı topraklarına kattı. Daha sonra padişahla birlikte Lehistan seferine çıkan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Bucaş Antlaşması'yla Podolya'yı Osmanlı ülkesine katarak yurda döndü. 15 yıllık sadrazamlığı sırasında ülkesini eskisinden daha güçlü bir hale getiren sadrazam, sefer hazırlığı yaptığı sırada, 1676 yılında Edirne'de vefat etti.

1839: Gülhane Hattı Hümayunu'nun açıklanmasıyla Tanzimat devri başladı. Tanzimât Fermânı, Gülhane Hatt-ı Şerif-î 3 Kasım 1839'da okunan Tanzimat Fermânı, Osmanlı tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımıdır. Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı'nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerif-î (Padişah Yazısı) veya Tanzimât-ı Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler) olarak da anılır. Bu fermanla devlet kendisini yenilemesi gerektiğini söylemiştir. Fermanda yer alan başlıca konular şunlardır:
Tüm vatandaşların can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması;

Yargılamada açıklık, hiç kimse yargılanmadan idam edilemeyecek, Vergide adalet, Erkeklere dört yıl mecburi askerlik, Rüşvetin ortadan kaldırılması,

Herkesin mal ve mülküne sahip olması, bunu miras olarak bırakabilmesi.(Özel mülkiyet güvence altına alındı. Müsadere kaldırıldı)

1888 - Londra'da seri katil Karındeşen Jack, son kurbanını öldürdü. 2002 yılında cinayet romanları yazarı Patricia Cornwell, araştırmaları sonucu Karındeşen Jack'in, İngiliz empresyonist ressam Walter Richard Sickert olduğunu iddia etti.

1918 - Polonya, Rusya'dan bağımsızlığını ilan etti. Resmî adı Polonya Cumhuriyeti olup Orta Avrupa'da bulunan bir ülkedir. Komşuları, batıda Almanya, güneybatıda Çek Cumhuriyeti, güneyde Slovakya, kuzeydoğuda Rusya Federasyonu ve Litvanya, doğuda Belarus, güneydoğuda Ukrayna ve kuzeyde Baltık Denizi'dir. Ülke 312.679 km²'lik yüzölçümüyle Avrupa'nın dokuzuncu, dünyanın altmış dokuzuncu büyük ülkesidir. Yaklaşık 38 milyonluk nüfusuyla dünya sıralamasında en kalabalık 33. ülkedir.

1942 - II. Dünya Savaşı: Mütefik güçlerle Almanya arasında cereyan eden Kuzey Afrika'daki II. El Alameyn Savaşı, Erwin Rommel komutasındaki Alman kuvvetlerinin tüm gece boyunca geri çekilmesiyle sona erdi. Almanya`nın Afrika cephesinde kaybetmesi savaşın gidişatına da edip Almanya aleyhine dönüşmesine yol açtı.

1979— İran`da ABD büyükelçiliği basılarak 63 personel rehin alındı. İran İslam İnkılabından sonra İnkılabı dönüştürme ve baltalama çalışmalarının merkezi konumuna gelen ABD büyükelçiliği, inkılapçı gençlerin sabrını taşırmış ve Üniversite ağırlıklı bir grup genç, önce elçilik önünde protesto yapmış daha sonra da burayı işgal ederek her biri bir ajan gibi çalışan ABD`li görevlileri rehin almıştır.

1981: Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Ecevit, siyasal demeç vermek ve yaymak suçundan dolayı, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce, tek celse süren yargılanmasından sonra 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

1982 - Afganistan'da Salang tünelinde yangın çıktı, 2.000'den fazla kişi hayatını kaybetti. Salang tüneli  Afganistan'ın kuzeydoğusunda, başkent Kabil'in kuzeyinde, idari olarak Parvan Vilayeti'nde bulunan önemli bir karayolu tünelidir. Salang tüneli, Hindu kuş dağları'ndan geçer ve Afganistan'nın kuzey ve güneyini birbirine bağlar. Tünel, yolculuk süresini 72 saatten 10 saate düşürür. Tünelin uzunluğu 2,6 km., genişliği yaklaşık 7 m'dir.  Tünel 1964'te açılmış ve ulaşım sağlanmıştır. 1973'e kadar dünyada en büyük tünel yolu idi.

1983   Güneydoğu Anadolu Projesi, GAP kapsamındaki Atatürk Barajı'nın temeli atıldı. Barajın dünyanın 5. büyük barajı olacağı açıklandı.

1991 – Siyonist İsrail Filistin Kurtuluş Örgütü yetkilileri arasındaki ilk yüz yüze görüşmeler, Madrid'de başladı. Filistinliler Arafat`ın siyonistlerle görüşmesine tepki gösterdi ve bu görüşmelerin işgale meşruiyet kazandırdığı şeklinde yorumladı. Böylece Arafat ve örgütünün Filistin`i temsil edemeyeceği görüşü yaygınlık kazanmaya başladı.

1994 - Türkiye ile İsrail arasında teröre karşı işbirliği anlaşması imzalandı. Bu işbirliği Türkiye`nin Filistin direnişine destek vermemesi ve siyonist işgalcilerin desteklenmesi anlamına geliyordu.

1996: Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında bir Mercedes arabayla bir kamyon çarpıştı. Arabada bulunan Ülkü Ocakları eski başkanı ve Bahçelievler Katliamı sanığı Abdullah Çatlı, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ve eski Abdullah Çatlı`nın metresi Gonca Us öldüler; DYP Şanlıurfa milletvekili Sedat Emin Bucak yaralandı. "Susurluk Olayı" adıyla anılan olaydaki arabanın içinde susturuculu silahlar bulundu. Devlet-siyaset-mafya ilişkileri açığa çıktı. Susurluk olayı devlet içinde meydana gelen kirli ilişkiler ve devletin işlediği cinayetleri açığa çıkarması bakımından bir milat oldu. Bu olayla beraber ortaya çıkan devlet-mafya-siyaset-medya ilişkilerinin perde arkası henüz tam olarak ortaya çıkarılmış değil.

2002: Adalet ve Kalkınma Partisi, erken genel seçimlerden birinci parti çıktı. Erken genel seçim yapıldı. 41 milyon 407 bin 27 seçmenden, 32 milyon 768 bin 161`i sandık başına gitti. 8 milyon 638 bin 866 seçmen, sandık başına gitmezken, yüzde 79.14 ile son 7 seçim içinde katılım oranı en düşük seçim oldu. 1999 seçimlerinde katılım oranı yüzde 87,9 olarak gerçekleşmişti. Seçimde, 57. Hükümet`i oluşturan koalisyon partilerinin toplam oy oranı yüzde 14.71 oldu. Seçim sonucunda, yüzde 34.29 oy alan AKP 363 milletvekiliyle, yüzde 19.38 oy alan CHP ise 178 milletvekiliyle TBMM`ye girdi.1954 yılından sonra ilk kez sadece iki parti TBMM`de temsil edildi. Toplam yüzde 1 oy alan bağımsız adayların 9`u TBMM`ye girdi. Türkiye tarihinin en ilginç seçimlerinden biri yaşanırken medya, ordu ve devlet kurumlarının karşı çıkmalarına rağmen Ak Parti, muhaliflerinin beklemediği şekilde tek başına iktidar oldu. Şu ana kadar da bu pozisyonunu muhafaza eden Ak Parti; ekomomik istikrarı sağlarken yargı ve yönetimde gerçekleştirdiği reformlarla devlette çeteleşmenin önüne geçmeye çalıştı, devlet içinde yuvalanmış Ergenekon Örgütü`nü çökertmek için operasyonlar düzenledi, ordu içinden, medyadan ve bürokratlardan birçok kişi tutuklandı, 28 Şubat darbesini yapanlar ile sonrasında bir dizi darbeyi planlayanlar yargılanmaya başlandı, 12 Eylül darbesinin de yargılanması yolu açıldı. Bunun yansıra analizcilere göre 28 Şubat darbesinde yer alan tüm generallerin henüz yargılanmaması, okullardaki tesettür probleminin devam etmesi, İslami STK`lara karşı yargının yanlı ve çifte standartlı davranması, İslami kesimin özgürlüklerden diğer kesimler gibi yararlandırılmaması konularında Ak Parti sınıfta kaldı. 

2002: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim sonuçlarının kesinleşmeye başlamasının ardından düzenlediği basın toplantısında, sorumluluğun şahsına ait olduğunu belirterek, ``Bu sorumluluk anlayışıyla, 2003 yılında büyük kurultayı toplayacak MHP`yi yeni bir yönetime kavuşturmak ve yeni bir genel başkan önderliğinde kutsal davamızı hedefe taşıyacak yapıya kavuşturmak görevim olacaktır`` dedi. Ama MHP`de durum değişmedi; Bahçeli genel başkanlık görevine devam ederken partinin söylem ve eylemlerinde pek de bir farkın bulunmadığı gözlendi.