Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık bizim için ne diplomasinin sahte dili, ne gülen yüzlerin riyakârlığı ne de sahte övgülerin parıltısı bir şey ifade ediyor.” dedi.

Yüksek Hızlı Tren Garının Ankara`nın sembol eserlerinden biri olacağına inandığını ifade eden Erdoğan, konuşmasının başında şunları söyledi:

"Burası Türkiye, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde ne varsa Türkiye'de en azından bunlar da olacak. Niye kıskanıyorlar? İşte bundan dolayı, biz de kıskananlara diyoruz ki 'Çalışın, koşun sizin de olsun.' mesele bu. Niye benim ülkemi karıştırıyorlar? Niye benim ülkemde, benim vatandaşımın verdiği vergiyle 15 Temmuz darbesini yapacak alçaklar, kansızlar ortaya çıkıyor. İşte bundan dolayı. Onlar kansız, onlar alçak, onlarda vatanseverlik, milliyetperverlik yok." dedi.

“Egemenlik milletin olduğuna göre mesele bitmiştir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken vatandaşların "idam, idam" şeklindeki sloganları üzerine ise "Yakın, yakın merak etmeyin. Yakın inşallah, hükümetimiz parlamentoya bunu getirecek, ben inanıyorum ki parlamentodan bu da geçer, bana da geldiği zaman ben onaylarım. Niye? Millet ne istiyorsa o olur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi, milletin. Egemenlik milletin olduğuna göre mesele bitmiştir. 'Batı şöyle diyor, Batı böyle diyor.' Kusura bakmayın Batı'nın ne dediği değil, milletimin ne dediği önemlidir." diye konuştu.

FETÖ/PDY ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Ne işin var senin Pensilvanya'da, hadi gel. Niye gelemiyorsun, neden çekiniyorsun? Şimdi de diyorum ki ey tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Tanımı bu, bu örgütün. Ben o tabanında kalanlara sesleniyorum 'öyle veya böyle, şöyle yaptınız böyle yaptınız, bak hala oralarda kalmaya devam ederseniz, bilesiniz ki bu Hakk'ın duvarına çarpacaksınız.' Çünkü bu millet bunun bedelini ödetecek.” dedi.

Musul…

Musul meselesine de değinen Erdoğan, "'Misak-ı Milli' diyorum ya, Gazi Mustafa Kemal bir Misak-ı Milli çizgisi çizmişti, birilerini rahatsız etti. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum, incele, bak, ne var o Misak-ı Milli'de? Ben 'Lozan' dedim, rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsun? Burnumun dibindeki adalar, bağırıyoruz, çağırıyoruz bu adalar bizimdi, bu adalarda bizim eserlerimiz var, tarihimiz var, camilerimiz var, kervansaraylarımız var. Rahatsız oluyor adam. Niye rahatsız oluyorsun? Bunların altına kim imza attıysa, sorumludur sorumlu." diye konuştu.

“Bizim için ne diplomasinin sahte dili, ne gülen yüzlerin riyakârlığı ne de sahte övgülerin parıltısı bir şey ifade ediyor”

Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olan 15 Temmuz'un yurt içi ve dışında iyi anlatılması gerektiğini belirten Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"15 Temmuz'un bir başka hayırlı neticesi de içeride ve dışarıda dostumuz kim, düşmanımız kim hepsini tüm çıplaklığı ile görme imkânını bulduk. Artık bizim için ne diplomasinin sahte dili, ne gülen yüzlerin riyakârlığı ne de sahte övgülerin parıltısı bir şey ifade ediyor. Biz, ülkemizin ve milletimizin zor günlerinde yanımızda kimler var, elimizi kimler tutuyor, bize yüreğini kimler açıyor sadece ona bakıyoruz. Suriye'de sıkıntımız mı var, gidip kaynağında kendimiz çözeceğiz. Irak'ta sıkıntımız mı var, meseleye bizatihi el atıp hal yoluna sokacağız. Terör örgütleri yola gelmiyor mu balyoz gibi tepelerine bineceğiz. Avrupa Birliği bize verdiği sözleri tutmuyor mu kendi işimize bakacağız. Şu ya da bu devlet hassasiyetlerimizi dikkate almıyor mu biz de onları kale almayacağız. Ekonomide bizi zayıflatmaya mı çalışıyorlar, hemen yeni pazarlara açılacak, yeni tedbirler geliştireceğiz. Siyasi ve sosyal alanda provokatif saldırılara mı uğruyoruz, kararlı bir şekilde hepsinin de üzerine milletçe gideceğiz. Çünkü artık eski Türkiye yok. En son 15 Temmuz saldırısıyla gördük ki ne yaparsak yapalım, bize çelme takan, taş atan, yumruk vuran eksik olmayacak. Her zaman bunlar olacak, bunu bileceğiz. Öyleyse bu mücadeleyi pısırık bir şekilde sağa sola yalpalayarak değil, hedeflerimize kilitlenip yürüyerek vereceğiz. Kazanacaksak adam gibi kazanacağız, öleceksek adam gibi öleceğiz. Artık bunun ortası kalmadı."  (İLKHA)