6-8 Ekim sürecinde Bingöl`ün Karlıova ilçesinde PKK saldırılarının hedefi olan, Cengiz Tiryaki ve Fethi Yalçın, şehadet yıldönümlerinde yakınları ve sevenleri tarafından kabirleri başında anıldı.
Şehid Fethi Yalçın ve Şehid Cengiz Tiryaki`nin kabirlerini ziyaret eden halk, burada şehitler için dua ettiler.
Kabristan`da bir konuşma yapan HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, “9 Ekim`de Cengiz kardeşimiz coğrafyamızda Kürtlerin başına bela olmuş kan içici bir örgüt olan PKK tarafından evinde çoluk çocuğuyla oturduğu bir esnada şehit edildi. Bizler bugün ve bundan sonra şehitlerimizi hiçbir zaman unutmayacağız. İnanmış olduğumuz dava, Habil`den beri şehitlerimizin pak ve mübarek kanları sayesinde günümüze geldi. Hayat kaynağımız Kur`an-ı Kerim onların pak kanı sayesinde bizlere ulaştı. İnşallah bundan sonraki nesillere ulaşmaya da devam edecektir. Bu kardeşlerimiz katillerinden daha uzun yaşayacak. Çok kısa bir süre sonra bu kardeşlerimizin kanları bu coğrafyanın başına bela olmuş, örgütün gerçek yüzünü ve gerçek kimliğini halkımıza gösterdi. Hem 6-7 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşları ve hemen akabinde şehit Cengiz ve Fethi kardeşlerimizin pak kanları bu örgütün gerçek yüzünü halkımıza gösterdi.” dedi.
Şehid Cengiz Tiryaki`nin ağabeyi Ubeydullah Tiryaki kabir ziyaretinde bulunanlara yönelik yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“Şehit Cengiz yaşantısı zaten şehit yaşantısıydı. Onu en iyi tanıyan bendim çünkü gece gündüz beraberdik. Son günlerinde bana ‘Sence sen mi yoksa ben mi şehid olacağız?” diye sordu. Ben de onu ancak Allah bilir dedim. Yine ısrar edince bende dedim ayet ve hadislerde okuduğuma göre Allah kim layıksa ona nasip olur dedim. Yine gülerek sorunca bende şüphesiz sen daha çok layıksın dediğimde tekbir getirerek Allah sana da nasip etsin, dedi. Bir mümin nasıl ki hayatını yaşıyorsa Cengiz`de aynen o şekilde hayatını yaşıyordu. Ben onun hayatında aykırı bir davranış sergilediğini görmedim ve ben ona baktığımda ondan ders alıyordum. Şu an bile bazen kardeşimi gözümün önüne getirdiğimde bazı eksikliklerim olduğunda onunla eksikliklerimi düzeltmeye çalışıyorum. O benim için rehber ve bir hocaydı, benden 10 yaş küçüktü ama akıl olarak benden 20 yaş büyük gibiydi.”
Ağabeyinin yaşantısından örnekler sunan Ubeydullah Tiryaki, “O cesaretli ve inançlı biriydi. Onun hayatı sahabe hayatıydı. Bizler 1400 yıl önceki sahabelerin hayatlarını okuyoruz ama Şehit Cengiz de bu ahir zamanın sahabesi gibiydi. Çünkü o hiçbir zaman Allah`ın emrinde çıkmaz ve O`nun emretmediği davranışları yapmazdı. Onun devamlı sözleri Allah, Kur`an ve Resulullah`tı. O benim aynamdı, ben ona baktığımda kendime çeki düzen veriyordum. Evet, o şehit oldu. Benim alnımın şerefidir. Ondan sonra çevreme ve aileme baktığımda onun yerini dolduracak kimsenin olmadığını görüyorum. Yine de Allah`a şükrediyorum. Rabbim ona şahadeti nasip etti, inşallah bize de nasip olur.” dedi.
Kabir ziyaretinden sonra Karlıova Kar-Der tarafında şehitleri anma programı düzenlendi. Programa çok sayıda vatandaş katıldı. Düzenlenen programa konuşmacı olarak katılan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, burada yaptığı konuşmada; Hz. Musa, Hz. İbrahim ve birçok peygamber ve sahabenin müşriklere karşı mücadelesini ve onların yaptığı zulüm karşısında boyun eğmediklerine değindi.
Çelik konuşmanın devamında, şunları söyledi: “Allah, ayeti kerimede Hz. Adem`e ve şeytana hitaben, diyor ki, inin oradan aşağıya, dünya hayatından biri birinize düşman olarak… Hz. Adem hakkın, iyiliğin ve İslam`ın sembolü; şeytan da haksızlığın, kötülüğün ve zulmün lideridir. Bu mücadele kıyamete kadar böylece devam edecektir. Hak ehli, iman ehli sürekli küfür ehline karşı, kulluk mücadelesi vermiştir. Yeryüzünde tuğyanı ve zulmü kabul etmemiş, Allah`ın emrettiği o medeniyeti yeryüzüne tahsis etmek için mücadele etmiş, bu uğurda canlarını vermiş, mallarını vermiş ve muhaceret görmüşlerdir.”
“Her dönemi Nemrudu, Firavunu farklıdır, her dönemin Musa`sı da İsa`sı da İbrahim`i de farklıdır.” diyen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizler bu dönemim İbrahim`i, Musa`sı ve Ammar`ıyız. Rabbimize hamdolsun bundan asla gocunmuyoruz, bundan asla şikâyet etmiyoruz. Tek derdimiz Rabbimiz bizleri Sıratı Müstakimden ayırmasın, ayağımızı sabit kılsın. Malımız mı gitti zararı yok, evladımız mı gitti zararı yok, canımız mı gitti zararı yok, esas zarar kıyamette hüsrana uğramaktır. Bu bölgemizde ilahlık iddiasında bulunan, Firavunluk yapan, Nemrutluk yapan bir örgütle biz imtihan edildik. İnsanlarımıza zulüm ettiler, kardeşlerimizi şehit ettiler bunlar. Birilerinin bu zulme dur diyebilmesi için bedel ödemesi gerekiyor. Hakikatin görülmesi için bedelin ödenmesi lazım.”
Düzenlenen program sinevizyon gösterimi ve yapılan dua ile son buldu. (Nihat Kanat - İLKHA)