Hüseyin KAYA / doğruhaber / siyaset gemisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın Amerika ve Avrupa ülkelerine karşı dili gittikçe sertleşiyor.
İp geriliyor ve Amerika tarafı buna rağmen tutumunda bir değişikliğe gitmiyor.
Erdoğan da gittikçe diplomasiyi bir tarafa bırakıp açık açık hatta biraz da “Kasımpaşalı” ağzı ile rest çekiyor. Sözlerini tutmadıklarını, ikiyüzlü davranışlar sergilediklerini bundan dolayı da ilişkilerin kopabileceği mesajı en üst perdeden veriliyor.
Mesela Erdoğan`ın şu açıklamasındaki dobralığı başka hangi liderde bulabilirsiniz?
“Koalisyon güçleri olarak siz Menbiç`te bana söz verdiniz. PYD ve YPG birer terör örgütüdür, oraya girmeyecek dediniz. Oranın yüzde 95`i Araptır. Ama sözlerini tutmadılar biz de gereğini yaptık. Bu sabah bile bu mesaj iletildi. Eğer orayı PYD ve YPG`den temizlemezseniz sizinle ortaklığımız biter.”
Evet, 15 Temmuz sonrası Amerika bir yol ayırımına gelmiş bulunuyor.
İster kapitalist-komünist, ister sözümona emperyalist-antiemperyalist ittifakı deyin neticede Amerika, PKK ve yedeğindeki Marksist gruplarla beraber bölgeye bir dizayn vermeye çalışıyor.
Suriye`de girilen ittifakın Irak`a taşınması planları yapılıyor. Bunlar ilk aşamalar. Şu anda Amerika ve İran arasında bahar havası varsa da ilk aşama dizayn işlemi halledildikten sonra PKK`nin İran`da da kullanılması yoluna gidilecek.
15 Temmuz`daki “çocuklar”ın başarısızlığı Amerika`yı rahatsız etti.
Bu yüzden çok ağırına gitse de Amerika`nın planlarını revize etmesi gerekebilir. Türkiye ile arasında iplerin kopması en az elli yıllık yeni planlamalara neden olabileceği için rahatsız edici ve Amerika bunu istemez.
Amerika yol ayırımında.
Ya PKK ve diğer proje güçlerle yoluna devam edip CIA`nın operasyonlarından medet umacak ya da Türkiye`nin “doğu”ya yanaşmasını ve ipleri koparmasını önlemek için PKK`yi satacak.
Amerika bunu zamana yaymayı istiyor; ama Türkiye`nin Menbic ya da Tel Abyad`a müdahale etmesi durumunda işler değişebilir.
Amerika başkanlık seçimlerini bekliyor, Türkiye uygun şartları…