■ Riyad Makaev - Doğruhaber/Analiz
 
Bildiğiniz gibi, Suriye`de her gün yüzlerce kişi ölmektedir. Her gün ölüm, katliam, savaş, terör, kaçırma, vahşet, tecavüz, saldırı ve daha nice şiddet haberleri alıyoruz. Çocuklarımızın bilgisayar oyunları bile şiddet üzerine ve savaş oyunları olmuş durumda. Birkaç gün önce çocuk oyuncak mağazasına girdim. Gözlerime inanamadım, gittim yakından göreyim dedim. Bir bölüm tamamen sırf oyuncak silahlara ayrılmıştı. Her çeşit tabanca, otomatik silahlar, el bombası bile vardı. Çocukların çoğu da o bölümdeydi. Yanında bir de kitap satan mağaza vardı. Bir de oraya gideyim ve kitaplara bakayım. Kurtlar vadisi, ikinci dünya savaşı, gladyo, medeniyetlerin çatışması, İslam`ın büyük savaşları, Peygamberimizin savaşları, cihat, mehdiyet ve ahir savaşları daha neler neler savaş-savaş-savaş… Bunu düşünerek eve döndüm ve akşam haberleri seyredeyim dedim.. İnanın haber bülteni tamamen savaşı anlattı. Şehit haberleri, PKK, DAEŞ, Baas rejimi, Musul operasyonu, Hakkâri neler yok ki, tüm haberler şiddet ve savaşlar hakkında. Dedim ki Arap dünyasında neler oluyor bir bakayım, Al-Jeezire kanalını açtım. Değişen bir tablo olmadı; savaş, saldırılar, terör. Al-Arabiye kanalını açtım, Türkiye`de savaş, saldırılar, PKK, şiddet olayları haberlerde veriliyor. Dedim CNN international`a bakayım yine aynı. Rus kanalını açtım… Vatandaşlarına savaşta nasıl davranacaklarını anlatan program devam ediyordu. İnanın yazdığım hiçbir kelimeyi abartmıyorum…
 
Savaş… savaş…savaş…!!! Ne güzel bir şey değil mi? Herkes kendi savaşını yürütüyor. Kendi savaşını doğru gösterebilmek için kendince doğru propagandasını yürütüyor. Peki, gece-gündüz tv`lerde ve gazetelerde ve internette savaşla ve şiddetle yaşarsak yarınımız nasıl olacak? Çocuklarımız da savaşa gitmezler mi? Bilerek tüm sorunların çözümünü savaşla halledilir diye öğretmiş olmuyor muyuz? Rusya Halep`te bombardımanına ara verdi! Yaşasın… Rusya iyidir dememiz lazım. Bu sadece bunu dedirmek için yapılmış bir olaydır. Sonra tekrar bombalamaya devam etmeyecek mi? Edecek tabi ki…
 
BÜYÜK SAVAŞLAR BEKLİYOR BİZİ…
Şuanda yaşadığımız durum ise gelecek olan savaşlara oranla sadece fındık bahçesi için Karadeniz`de kavga eden iki kişiye benzer. Çok yakın gelecekte çocuklarımız büyüdüğünde daha büyük savaşlar bekliyor bizi. Neden mi diyorsunuz? Kendiniz düşünün, TV`lerde dizilerimiz savaş üzerine, kitaplarımız savaş üzerine, dinimizi bile savaş üzerine anlıyoruz. Çocuklarımıza oyuncak silah alıyoruz… Geçen berbere gittim, futbol maçı kanalı açık futbol oynanıyor. İlk yarı bitti reklamlara girdiler.
 
Tahmin edin… Savaş oyunu reklam ediyorlar. O kadar güzel reklam yapmışlar ki Arnold Schwarzenegger oynuyor reklamda. Bilgisayara ihtiyacınız yoook. Smartfonunuz varsa oyunu ona yüklüyorsunuz. Acaba nereye varacak işimiz. Ne olacak çocuklarımız? Televizyon almazsan, telefon almazsan, internet bağlamazsan bitiyor mu bu iş? Hayır, bitmiyor… bitmez de… Bu eğitimi veren devlettir. Devlet politikası böyle olduğu müddetçe bu iş değişmez. Sen ne kadar çocuklarını korursan koru, ekseriyette korunmamış olacak ki sen de sonra onlardan zarar göreceksin…
 
İLLA SAKALLI TERÖRİST! TERÖRİST NASIL OLURMUŞ 15 TEMMUZ`DA GÖRDÜK
 
Gece gündüz bu ara DAEŞ`i kötülüyoruz. Peki, biz kimiz. İlla sakalı bırakıp saçları uzatıp eline silah alan mı terörist. Daha demin 15 Temmuz`da görmedik mi terörist nasıl olurmuş. Peki, çocuklarımızın zihin altına şiddeti yerleştirenlere hangi terminolojiyi kullanalım? Okullarda, daha küçücük hiçbir şeyden haberi olmayan çocuklara 15 Temmuz olaylarını bir kompozisyon olarak ödev verenlere ne demeli. Çocuk ne anlar darbeden… Çocuğumuzu neden karıştırıyoruz siyasete…
 
HER NE OLURSA OLSUN SAVAŞA HAYIR DEMEMİZ LAZIM
 
Dönelim şu Musul`a!!! Savaşsız olmaz… Biraz da savaşı konuşmamız lazım!!! Musul çok önemli. Halep`te çok önemliydi. Halep`i halettik; sıra geldi Musul`a. Musul öyle bir yer ki, varlığımız ve devamımız için çok önemli. İlla o savaşta yer almalıyız! Almazsak olmaz! Ama şunu söyleyeyim, siz gerçekten bir savaşı hissetmiş olsaydınız hiç biriniz savaş haberini bile seyredemezdiniz. Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir demiyor mu yüce Allah. Peki, bir insan ölünce biz ne yapıyoruz? Cenaze töreni ve taziyeler için üç gün cenaze evinde toplanıyoruz.
 
Peki, Müslümanlar kardeştir ayetini de kabul ediyoruz değil mi? Elbette, kabul ediyoruz. Peki, Müslüman kardeşlerimiz her gün öldürülüyor, nerede cenaze töreni ve cenaze evinde taziyeler. Her gün bir yerde taziyeler kabul eden bir yer olması lazım ve bu Müslüman ölümler bitene kadar bu yerden ayrılmamamız lazım. Ne sebeple olursa olsun şiddete ve savaşa hayır dememiz lazım. Yeter artık kardeşlerimiz ve çocuklarımız artık ölmesin dememiz lazım… Samimi olmamız gerekiyor. Büyük hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmemiz gerekiyor! Dün Halep, bugün Musul ve yarın …???