TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL / 19 EKİM

1781  Amerikan Bağımsızlık Savaşı`nda Amerkan ordusu İngilizlerin kontrolündeki Yorktown ve Virjinya`ya girdi. Lord Cornwall komutasındaki 7000 kişilik İngiliz ordusu teslim oldu ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı`nın karadaki kısmı sona erdi. Denizde devam eden savaş, daha çok Amerika`ya yardım eden Avrupa devletleri ile İngilizler arasında yapılmıştır.  1783`te imzalanan Paris Antlaşması ile İngiltere, batıda Mississippi Irmağını da içine alan geniş sınırlarla, Amerika'nın bağımsızlığını tanıdı.Kanada İngiltere'nin elinde kaldı, ama Doğu ve Batı Florida İspanya'ya verildi.Antlaşmanın imzalanmasından 3 ay sonra, son İngiliz askerlerinin 25 Kasım 1783'te New York'tan ayrılmasından sonra George Washington şehre girdi.George Washington'a teslim olmalarıyla sona erdi. Amerika bağımsızlığını ilan etti.

1872  215 kilogram ağırlığındaki, dünyanın en büyük altın külçesi  Avustralya New South Wales'de bulundu.

1934  Mübadele Komisyonu görevini tamamladı. Anadolu ve Trakya Rumları ile Yunanistan Müslümanlarının mübadelesini düzenlemekle görevli Komisyon 7 Ekim 1923'de kurulmuştu. Bu çalışma sonucunda binlerce Rum Yunanistan`a göç etti ve karşılığında binlerce Yunanistan`lı Müslüman Türkiye`ye getirildi.

1951  İngiliz askerleri, Süveyş Kanalı'nı ele geçirdi. İngiltere`nin attığı bu adım İsrail siyonistlerine açık askeri bir destekti. Mısır`ın Süveyş Kanalı`nı İsrail aleyhine kullanması engellenmek isteniyor ve bu konuda Mısır`ın fazla ileri gitmemesi için gözdağı veriliyordu. İsrail terör devletini kurdurup İslam ümmetinin bağrına bir ateş yumağı bırakan İngiltere kurdurduğu terör devletini hiçbir zaman yanlız bırakmayacağının sinyalini de vermiş oluyordu.

1960  6-7 Eylül Olayları ile ilgili dava başladı. 6 - 7 Eylül 1955'te basın yoluyla Atatürk`ün Selanik`teki evinin yakılıp tahrip edildiği yaygarası kopartılarak galeyana getirilen halk İstanbul'da yaşayan başta Rumlar olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketine girişmiş birçok öldürme ve yaralama olayı gerçekleştirilmişti.

1962   TBMM'de, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kabul edildi. Bu kanunla Avrupa`da olduğu gibi mitingler ve yürüyüşler yapılabilecek izin dahilinde protesto gösterileri yapılabilecekti. Ama hiçbir zaman Avrupa standartlarında bir özgürlük ortamı pratize edilememiş ve birçok kanunda olduğu gibi bu kanun da kağıt üzerinde kalmıştır.

1982  Milli Güvenlik Konseyinin son şeklini verdiği anayasa metni açıklandı. Geçici maddelerle eski parti yöneticilerine 10 yıl siyaset yasağı getiriliyor, anayasanın kabulüyle birlikte Kenan Evren cumhurbaşkanı oluyor. Darbeyle, silah ve şiddet zoruyla yönetimi ele geçiren Cunta, Anayasa`yı ve kanunları istedikleri şekliyle kendilerinin yapacağını gösteriyor ve dipçiklerin gölgesinde bu Anayasa`yı halka sözde onaylatmaya hazırlanıyordu.

1987  Londra Borsası çöktü. Yaşanan büyük panik sonucunda 50 milyar sterlinlik değer kaybı yaşandı.

1988   İngiltere, IRA mensuplarıyla yapılan röportajların yayımlanmasını yasakladı. Bir halkın özgürlüğüne yıllarca ipotek koyan 20. Yüzyılın sözde en özgürlükçü ve demokrat ülkesi İngiltere, özgürlük mücadelesinin medyaya yansımasından da rahatsız olmuş ve bunu yasaklama yoluna gitmişti. Türkiye de bu taktiğin aynısını taklit etmiş ve rejime muhalif hareketlerle ilgili haberlere sansür getirerek sözkonusu hareketleri bastırmaya çalışmıştır.

1992 : Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Hava ve Kara Kuvvetleri'nin ortaklaşa düzenledikleri operasyonda 600 PKK`lının öldürüldüğü, özellikle Hakurk kampı civarında şiddetli çatışmaların sürdüğü belirtildi.

1995  Avrupa Parlamentosu Yeşiller sözcüsü Claudia Roth, Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir aleyhine kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle 3 milyar liralık manevi tazminat davası açtı. Avrupa parlementeri Roth, o yıllarda hararetli bir biçimde Türkiye-PKK çatışmasını takibe almıştı ve sık sık Türkiye`ye gelerek çeşitli kesimlerle ve PKK`lılarla görüşmelerde bulunmaktaydı. Bu durum karşısında hazımsızlık problemi yaşayan ve elinden bir şey gelmeyen Bakan Ayvaz Gökdemir çareyi Claudia Roth`a küfürlü hakaret etmede bulmuş ve içerden medyanın, dışardan da tüm Avrupa`nın hışmına uğramıştı.

1996 : Çeçenistan ile Rusya arasında varılan antlaşma uyarınca, Aslan Mashadov Çeçenistan Devlet Başkanı oldu. Sonraları Rusya anlaşmanın aleyhinde olduğunu değerlendirmiş ve Çeçenistan`a tekrar savaş açmıştı. Savaş yılları boyunca, şu ana kadar en kirli taktikleri ve uluslararası terör yöntemini de kullanarak Çeçenlere karşı soykırım uygulamış; Aslan Meşhedov, Zelimhan Yandarbiyev, Şamil Basayev ve daha birçok Çeçen lidere içerde ve dışarda suikastler düzenlemiştir.

1998 : Başbakan Yılmaz, Malki cinayeti ile ilgili olarak bir günde 700 trilyonun el değiştirdiğini ve bu konuda gözlerin Erol Evcil ile Hayyam Garipoğlu`na çevrildiğini söyledi.

2000 Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, geçen yıl İran'ın Piranşehir sınır bölgesinde sınırdan beş kilometre içeride Türk uçaklarının yanlışlıkla yaptıkları bombardıman sonucu "zarar görenlerin acılarının hafifletilmesi için bir miktar yardımda bulunulduğunu" belirterek, "İki ülke arasındaki dostluk ve güven ilişkileri çerçevesinde bu mesele artık geride kalmıştır" dediler.

2002 : AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kurucular Kurulu üyeliğinden istifa etti. Parti kapatmanın bir bardak su içmekten daha kolay olduğu Türkiye`de bu alanda her türlü tedbiri almakta fayda mülahaza edilmiş ve Erdoğan gereğini yapmıştı.

2004 : Şartlı Salıverilme Yasası gereğince 8 ayrı suçtan hakkındaki arama kaydı kaldırılan Rize eski Belediye Başkanı, kapatılan Refah Partisi'nin eski Rize milletvekili Şevki Yılmaz Türkiye'ye döndü.

2005 : YÖK, olağanüstü toplandı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aşkın'ın tutuklanması ile ilgili konunun YÖK tarafından incelenmesi gerektiğini” söyledi. Toplantı sonrasında açıklanan bildiride ise “Rektör Aşkın'ın çete kurarak suiistimal yaptığı için mi yoksa medreseleştirilmek istenen üniversitenin Cumhuriyet'in laik, çağdaş yapısını korumak için mi bedel ödemek zorunda kaldığını takdirinize sunuyoruz” dedi. Prof. Dr. Teziç başkanlığındaki rektörler, bildirinin okunmasının ardından Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i makamında ziyaret ettiler. Çiçek, kabul sonrasında”konu siyasi zemine çekilmek isteniyor” dedi. YÖK derin devletin bir kurumu olma görüntüsünde ısrar ediyor ve son ana, son nefer düşene kadar mücadelesine devam etme kararlığını gösteriyordu. İlim, irfan yuvası olması gereken Üniversiteler`i yöneten YÖK bilim ve ilim adına hiç bir varlık göstermezken daha çok çetin bir muhalefet partisi profili çiziyordu.