AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Musul operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 'Operasyonda da olacağız masada da olacağız” sözünü hatırlatan  Başbakan Yıldırım, bu sözün arkasında olduklarını söyledi.

Yıldırım, şöyle konuştu: “İşte şu anda operasyonda ön saflarda olanlar, bizim Başika'da eğittiğimiz milislerdir. Ninova mücahitleridir. Peşmergelerle birlikte operasyona katılmışlardır. Ayrıca koalisyon güçleri içerisinde havadan müdahalede bizim Hava Kuvvetlerimiz de yer almıştır. 'Musul'da Türkiye'nin işi yok.' diyenler, cevabını almıştır.”

Suriye'nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı Harekatı'nın 56 gündür sürdüğüne işaret eden Yıldırım, harekatın başlangıcından bu yana bin 250 kilometrekarelik alanın güvenli hale getirildiğini, DEAŞ ve YPG unsurlarından arındırıldığını vurguladı.

Cerablus ve civarında yaşayan köylülerin, bölgeye gelerek tekrar yerleşmeye başladığını aktaran Başbakan Yıldırım, "Önce Cerablus'u ardından Rai ve nihayet Dabık'ı da DEAŞ örgütünden temizledik. Böylece üzerine efsaneler uydurulan Dabık da güvenli bir yer haline geldi. Dabık'ta kontrolün sağlanmasıyla birlikte büyük ölçüde DEAŞ teröristleri tarafından ülkemize, Kilis'e yönelik roket saldırılar önlenmiş oldu. Büyük ölçüde önledik ama başka silahlar ele geçirirlerse daha uzun menzilli, o da ayrıca bir tehdit olmaya devam eder. Ama ellerindeki mevcut silahlarla atacakları füzeler menzilin dışında kalmış oldu." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin amacının, bölgede barışı, güvenliği ve istikrarı sağlamak olduğunun altını çizen Yıldırım, "Bunun dışında hiçbir amacımız, hiçbir hedefimiz yok. Herkes şunu bilsin ki Türkiye'ye, ülkemize yönelik her türlü tehdide karşı gerekeni anında, gözümüzü kırpmadan yaparız. Bunun için de hiç kimsenin iznine, icazetine ihtiyacımız yok. Türkiye, hudutlarının güvenliğini her şart altında korumaya devam edecek." dedi.

ABD'nin 2003 yılında Irak'a girdiğini, Saddam'ı devirdiğini ve Irak'ta yeni bir dönem başlattığını hatırlatan Yıldırım, "Baştan itibaren hem Amerika'ya hem Birleşmiş Milletler'e, Avrupa Birliği'ne bölgenin hassasiyetini sürekli anlattık. Etnik hassasiyeti konusunu sürekli işledik. Terör örgütleri konusunda uyarılarımızı yaptık. İnanın bütün uyarılarımız da ne yazık ki dikkate alınmadı. Sonunda haklı çıktık. Özellikle DEAŞ terör örgütünün, bu müdahaleden sonra ortaya çıktığını bugün bütün dünya biliyor. Eğer uyarılar o günler dikkate alınmış olsaydı, Irak'ta milyonlarca masum insan hayatını kaybetmeyecek, Irak bugünkü gibi istikrarsız, terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke olmayacaktı." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 52 oyla halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olduğunu dile getiren Yıldırım, şimdi ise mevcut durumu anayasaya uygun hale getirmek istediklerini vurguladı.

Halkın üzerinde başka bir irade tanımadıklarının altını çizen Binali Yıldırım, şunları kaydetti:  “Halkın yüzde 52'sinin oyunu almış Cumhurbaşkanı'nın halka karşı siyasi sorumluluğu vardır. Artık her şey cumhurbaşkanının doğrudan, halk tarafından seçilmesiyle değişmiştir. Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu doğmuştur. İşte bu durumun sistemdeki bu kargaşanın ortadan kalkmasını istiyoruz, istediğimiz budur. Bunun yolu da mevcut durumu anayasadaki durumla uygun hale getirmek. Bunun başlangıcını yapmış bulunuyoruz.” (İLKHA)