Beyoğlu`nda gerçekleştirilen ‘11. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali`nde okçu çadırı açan Okçular Vakfı ustaları, okçuluk hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundular.
8 yıldır yay ustalığı yapan Ercün Özek, özellikle Osmanlı'da gelenek haline gelen okçuluğu yaşatmaya çalıştıklarını söyledi.
Okçular Vakfı`nda yay ustası olarak görev yapan Özek, yapılan festivalde okçuluk mesleğini tanıtmak için stand açtıklarını belirtti. Özek, “Okçular Vakfı geniş bir alanda eğitim yapıp okçuluk geleneğini sürdürmeye devam ediyor. Okçuluk bizim mesleğimiz, ata sporumuz. Burada yaptığımız çalışma ile bir Osmanlı geleneğini yaşatmaya çalışıyoruz. Okçuluk eğitimi ile alakalı 6 adet kursumuz bulunmaktadır. Biz burada tarihimizi ve geleneğimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Çünkü tarihinden kopan bir milletten fayda beklenemez.” şeklinde konuştu.
Osmanlının en iyi hattatlarının okçu olduğunu söyleyen Özek, bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Hattatlar sürekli eğik vaziyette çalıştıkları için boyun felci geçirmekteler. Bunu önlemek için de sürekli okçuluk faaliyetleriyle, okçuluk sporuyla uğraşmışlardır. Biz vakıf olarak bu geleneğin devam ettirilmesini tavsiye ediyoruz.”
Yakın zamanda Etrak isimli organizasyonda menzil yarışında 472 metrede Türkiye rekorunu kırarak şampiyonluğu kazanan ve üç buçuk yıldır okçulukla uğraşan İbrahim Balaban ise şöyle konuştu:
“Osmanlılar oku, savaş alanından spor alanına taşımıştır. Okçuluğun yaşı yok. 9 yaşında akıl sağlığı yerinde olan herkes bunu yapabilir. Okçuluk teknik bir spordur. Ağaç yaşken eğilir. Gençlere kendi kültürümüzü ne kadar çok öğretirsek, gelecekte de unutulmamak üzere kavuşacağımız bir spor ve kültür olacaktır.”
Balaban, sözlerinin devamında, “Bu yarışma uluslararası bir organizasyon olup toplamda 33 ülkeden katılım oldu. Dünyaca ünlü yay ustalarından organizasyona katılım oldu. Bu yarışmada dereceleri olan yarışmacılarımız vardı. Osmanlının yapığı güzel faaliyetlerden biri de okçuluğu savaş alanından spor alanına çekmesidir.” dedi. (Mehmet Tahir Özsoy, Ahmet Karakaş - İLKHA)