MALİKİ`YE UYARI
Mezhep çatışmalarının yüzyıllar boyunca bu bölgeye çok ağır fatıralar ödettiğini biliyor, yeni çatışmaları engellemeye çalışıyoruz. Irak Başbakanı Maliki`nin Türkiye bizim içişlerimize karışıyor yaklaşımını çok çirkin buluyoruz. ABD, İngiltere Irak`a girdiklerinde bize de davet geldiği zaman biz girdmedik. Irak`taki kardeşlerimiz istemediği için girmedik, biz istenmediğimiz yerde bulunmayız. Sayın Maliki’nin şunu bilmesi gerekir; siz bir mezhep kavgası içinde Irak’ta böyle bir çatışma sürecini başlatırsanız biz buna da seyirci kalamayız.
Siz milyonlarca kilometre öteden gelenleri evsahipliği ile karşılayacaksın, evinde ağırlayacaksın sonra sınır komşun Türkiye`ye içişlerimize karışma diye açıklama yapacaksın. Bu nasıl bir siyaset anlayışı. Irak`la yakından uzaktan ilişkisi olmayanlara hoşgeldiniz diyeceksiniz, onlara yönelik eleştirinmiz olmayacak, sınır komşunuz olan Türkiye`ye bizim içişlerimize karışıyor diyeceksiniz. Bundan sonraki süreci de takip edeceğiz. Irak yönetiminin sorumlu bir tutum sergilemesini bekliyoruz. Siz aynı hükümette ortağınız bulunan siyasetçilerin, bakanların evlerinin önüne tank yerleştireceksiniz, kusura bakmayın kimse size adil yönetim söyleyemez.
Suriye`de azınlığın çoğunluğa zulüm ettiği değil çoğunluğun sözünün geçtiği bir yönetim anlayışını savunuyoruz.
Bölgede mezhep çatışması çıkartmaya çalışanlar Kerbala`da peygamber torunu katledenler gibi tarih sayfasında karanlık harflerle yazılır. Kardeşine silah doğrultan Yezit`tir. Diyor ki Hz. Ali, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır". Irak yönetimi akan kardeş kanınını görmüyorsa Hz. Ali`nin bu sözünü örnek almalıdır.
Gün muhasebe yapma, akan kanı durdurma için samimi çaba gösterme günüdür. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmeye, dostane tavsiyelerimizi dost ülkelere aktarmaya devam ediyoruz.
FRANSA`YA CEVAP
Dün bildiğiniz gibi Fransız senatosunda çok az bir üyenin katılımıyla siparişbir oylama yapıldı. O karar bizim için tamamen yok hükmündedir.
Ortaçağ zihniyetinin tekrar hortlatılması anlamındaki bu karar Avrupa değerlerine karşıdır. Tarih parlamentoda yazılamaz, yargılanamaz. Bu hatanın telafi edileceğine dair umudumuzu koruyoruz.
Ortaçağ zihniyetinin tekrar hortlatılması anlamındaki bu karar Avrupa değerlerine karşıdır. Tarih parlamentoda yazılamaz, yargılanamaz. Bu hatanın telafi edileceğine dair umudumuzu koruyoruz.
Hiçkimsenin Türkiye üzerinden siyasi rant sağlamasına izin vermeyeceğiz. Buradan sağduyulu Fransız siyasilere, entellektüellere ve vatandaşlara sesleniyorum, bu karar düşünce özgürlüğü katliamıdır. Yapılan Türkiye düşmanlığı üzerinden oy devşirmedir. Bu olay karşısında sessiz kalanlar Avrupa`da faşizmin ayak seslerini duymazdan gelirler. Bu mesele açık bir şekilde ırkçılıktır.
Fransa`daki bu küçük ırkçı zihniyete Türkiye ile kavga ediyor payesini vermeyeceğiz. Biz büyük ülkeye yakışan vakur bir şekilde davranacağız. Şu anda hala sabır dönemindeyiz.
Ne kadar Türkiye düşmanlığı yaparsa yapsın Sarkozy, geçmişi İspanya`dan kaçıp Osmanlı`ya sığınan Musevilere dayanıyor. Osmanlı hoşgörüsünü unutamaz. Sarkozy`i Fransız halkının takdirine bırakıyorum.
Etap etap yaptırımları uygulayacak, hiçbir geri adım atmayacağız. Gelişmelerin seyrine göre adımlarımızı atacağız.
BDP`YE `VİCDAN` ÇIKIŞI
Uludere`de yaşanan olayları biliyorsunuz. PKK ve yandaşlarının olaya istismar odaklı yaklaşanlar yanında biz samimiyet ve hassasiyetle yaklaşıyoruz. Zaten istismar odaklı yaklaşanlar olayı ve Uludere`yi unuttular. Ama biz samimiyetle bu işin üstündeyiz. Soruşturmaları yakından takip ediyoruz. Acaba bu istismarcılar Hakkari`de polis otobüsüne saldırırken öldürdükleri Zeki Yeşil kardeşimin, Bingöl`de canlı bombanın üzerine kapanan kardeşimin hesabını verebilecekler mi?
Vicdanı hatırlayan BDP`lilere soruyorum, samimiyseniz Bingöl`de çocuklarını korumak için canlı bombanın üzerine kapanan kardeşimiz için neden gözyaşı dökmediniz? İstanbul`da otobüsün içinde molotofla öldürülen genç kızımız için neden gözyaşı dökmediniz? Her şeyi geçtik 14-15 yaşında dağa giden ve robotlaştırılan gençler için neden gözyaşı dökmediniz? Uludere için güvercin oldunuz da neden Diyarbakır`da bir mağarada örgüt tarafından günlerce işkence görerek öldürülen kızlar için neden örgüte şahin kesilmediniz?
Zeki Yeşil kardeşimiz Çanakkale`de üniversite okuyordu, öğretmen olmak istiyordu. Hakkari`de bombayla öldürüldü. Hayalleri öldürüldü. Uludere`de gözyaşı dökenlerin gözyaşı timsah gözyaşlarıdır.
Biz bu yola annelerin gözyaşının ideolojisi yoktur diyerek yola çıktık. Biz ölenin mezhebine, milletine bakmadan canlar solmasın diye yola çıktı. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla bu yola çıktık.
Dağda, mağardan çıkartılan insanlara paltosunu veren, bir saat onla konuşan askerlerimizi gördünüz değil mi? 5 yıldır annemi görmüyorum diyen kandırılıp dağa çıkarılan çocuğa seni annene götüreceim diyen generali hatırlıyorsunuz değil mi? Ama bu çatı altında silah Kürtlerin sigortasıdır diyenler var. Onlar ölümü ve öldürmeyi bilirler, biz yaşatmanın peşindeyiz. Biz sadece kendi dönemimizle ilgili değil bizden önceki olaylar içinde çalışıyoruz. Her şey açığa çıksın istiyoruz. Bize kadar niçin bunlar yapılmıyordu? Ey yazılı medyanın bir bölümü bunları görmüyor musunuz? AK Parti Ankaralılaştı diyenler bunları görmüyor musunuz?
FAİLİ MEÇHULLER
12 Eylül referandumu sonrasında buradan Mustafa Pehlivanoğlu`nun mektubunu okudum. O mektupta benim hatam varsa Allah cezamı versin ama onların hatası varsa onlar Allah`tan bulsunlar demişti. İşte 32 yıl sonra onlar da hesap veriyor.
Toprak altındaki cesetleri çıkartıyoruz, haksızlıkların yargısız infazların sorumlularını buluyor adalet önüne çıkartıyoruz ama bazıları dilleri olsa da konuşmuyor. Gerçekleri görmüyor.
Faili meçhule kurban giden Musa Anter`in oğlu bana mektup yazdı. Yıllardır nedenini bilmediği şekilde yurtdışında yaşamak zorunda bırakılmıştır. "Ben Musa Anter`in oğlu Anter Anterim. 67 yaşına geldim, izin verirseniz memleketime gelmek babamın mezarı başında bir Fatiha okumak isterim diyıor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye`ye geldi. Simit yedim çocukluğumun geçtiği sokaklarda gezdim diyor. Arkadaşlar bu ülke çok acılardan geçti.
KILIÇDAROĞLU`NA SEYİT RIZA`LI ELEŞTİRİ
Keşke elimizde bir sihirli değnek olsa da bütün karanlık olayları çözebilsek. Karşımızda 150 yıl öncesinin İttihat Terakki zihniyetini taşıyan bir CHP, doğu ve güneydoğunun İttihat Terakki’si olmaya çalışan BDP var.Bu acılar hemen çözülemiyor. CHP bu ülkede bir amaç için idam sehpasına çıkmıştır, yağlı ilmiği boyna geçirmek için çıkmıştır. Üç Aliler divanına, İstiklal Mahkemelerine, Seyit Rıza`nın idamına baksın. Sayın Kılıçdaroğlu gözlerin var ama göremiyorsun.
Bu ülkede artık birilerinin arka bahçesi değil milletin olan bir yargı vardır. Esasen CHP`nin rahatsızlığı da buradandır.
Biri Anayasa Mahkemesi`nin biri Danıştay`ın önüne iki bekçi kulübesi kurdular.bedelli de CHP için çıkarmamız lazım yoksa bunların Anayasa Mahkemesi ve Danıştay önündeki nöbetleri bitmeyecek. Zihniyet hiç değişmiyor, Dersim`deki, 27 Mayıs`taki, 28 Şubat`taki zihniyet hiç değişmiyor.
KATSAYI DÜZENLEMESİ
İşte katsayı düzenlemesi örneği. Dürüst ol ya. 28 Şubattaki, 27 Mayıs`taki zihniyet neyse bugünde o. Niçin bu imamhatipler sizi bu kadar rahatsız ediyor. İmamhatip okulunda bu çocuklar ne okuyor bu çocuklar. Düz lisede ne okuyorsa onu okuyor, üstüne dini dersler alıyor. Bir yarış, herkes hangi imtihana giriyorsa, onlarda bu imtihana giriyor. Niye. dindar bir nesil gelmesin.
Eğitimi artık meslek liselerine kaydıracğız. Yurtaşındaki gibi eğitimin yüzde 60`ı yüzde 70`i meslek lisesi olacak. Bakın ben size bir şey söyülyorum. Kapıcının çocuğu Siyasal`a giriyor, Anadolu`nun yoksul ve zeki evlatları iyi eğitim alınca bunları iktidarı sarsılıyor. CHP işte bundan rahatsız oluyor. 27 Mayıs ve 28 Şubat`ı da bu zihniyetle yaptılar.
KAPICI, ÇOBAN, KAĞIT TOPLAYICININ ÇOCUĞUNDAN RAHATSIZ OLUYORLAR
Kapıcının çocuğu siyasal bilgilere giriyor bunlar rahatsız oluyor. Hakkari`deki çoban, İstanbul`daki kağıt toplayıcısının çocuğu okuyunca CHP rahatsız oluyor. Çünkü Anadolu`nun genç fakir zeki çozukları ülke yönetiminde olunca bundan rahatsız oluyorlar. Hiç kusura bakmayın Anadolunun yürüyüşü devam edecek.
Biz akşam yatıp sabah kalkınca Türkiye değişecek vaadi vermiyoruz. Ama geri dönülemez bir değişim yolunun da önünde yürüyoruz. Biz geri dönülemez bir değişimi bir süreci cesaretle yürütüyoruz. Ne Dink Davası ne Uludere olayı Ankara`nın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz. Artık o devirler geride kaldı.
ULUDERE TAZMİNATI
Uludere`de yakınlarını kaybeden kardeşlerimiz için terör tazminatı konusunu hızlandırdık. Şu an için her aileye 123 bin Lira ödüyoruz. Bu paranın ölenleri geri getirmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bunun amacı acıları biraz olsun hafifletmektir. Bu para mağdur ailelerinin analarının ak sütü gibi haktır. Birilerinin iddia ettiği gibi bu paralar meselenin üstünü örtmek için değildir.
DİNK DAVASI
Hrant Dink davasının da aydınlatılması en büyük isteğimizdir. Dosya kapanmamıştır. inanıyorum ki tatmin edici bir süreç işletilecektir. Yürütme olarak üstümüze düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecğiz. Bu olay Türkiye`nin hoşgörüsünü zedeleyemeyecektir.
MİLLİ GÜVENLİK DERSİ KALKIYOR
Eğitim AK Parti için hep ön planda oldu. Bu konuda çok ciddi adımlar attık. Altyapısını geliştirmek için 9 yılda 169 bin yeni derslik açtık. Personelde en büyük hisseyi MEB`e verdik. şu ana kadar 323 bin öğretmen aldı. 234 bin 500 bilişim teknolojileri sınıfı kurduk. Nicelikten niteliğe döndük.
1979 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla konulan Milli Güvenlik dersi kaldırılmıştır. Bu dersin bir kısım konuları Vatandaşlık bilgisi dersinde sivil öğretmenler tarafından işlenecektir. Cuma günü karne alan bütün öğrencilerimizi tebrik ediyorum.