TARİHTE BUGÜN 8 EKİM

415 -  20 Haziran 404'te yanan Ayasofya yeniden inşa edildi. Bazılarına göre kilisenin yapımı 324 ile 337 yılları arasında tahtta olan, İstanbul`u Roma İmparatorluğu`nun başkenti ilan eden ve Hıristiyanlığı imparatorluğun resmî dini ilan eden Roma imparatoru Büyük Konstantin (Bizans`ın ilk imparatoru I. Constantinus) tarafından başlattırılmıştır. Fakat kesin olan, inşanın, 337 ile 361 yılları arasında tahtta olan oğlu Constantius II tarafından tamamlanmış ve ilk Ayasofya kilisesinin açılışının 15 Şubat 360`ta Constantius II tarafından gerçekleştirilmiş olduğudur.Socrates Scholasticus`un kayıtlarından gümüş kaplı perdelerle süslü ilk Ayasofya`nın Artemis Tapınağı üzerine inşa edilmiş olduğu öğrenilmektedir. İlk kilisenin isyanlar sırasında yakılıp yıkılmasından sonra, imparator II. Theodosius bugünkü Ayasofya`nın bulunduğu yere ikinci bir kilisenin inşa edilmesi emrini vermiş ve İkinci Ayasofya`nın açılışı onun zamanında, 10 Ekim 415`te gerçekleşmiştir. Mimar Rufinos tarafından inşa edilen bu İkinci Ayasofya da yine bazilika planlı, ahşap çatılı ve beş nefliydi. İkinci Ayasofya'nın 381'de İkinci Ekümenik Konsil olan Birinci İstanbul Konsili'ne Aya İrini ile birlikte evsahipliği yaptığı sanılmaktadır. Fakat bu yapı da Nika İsyanı  olarak bilinen isyan sırasında, 13-14 Ocak 532`de yakılıp yıkılmıştır. İkinci Ayasofya`nın 23 Şubat 532`de yıkımından birkaç gün sonra imparator I. Jüstinyen öncekinden tümüyle farklı, daha büyük ve kendisinden önce gelen imparatorlarınyaptırdıkları kiliselerden çok daha görkemli bir kilise inşa ettirmeye karar verdi. İnşada kullanılacak malzemeleri üretmek yerine, imparatorluk topraklarında yer alan yapı ve tapınaklardaki yontulmuş hazır malzemelerden yararlanmak yoluna gidilmiştir. Bu yöntem, Ayasofya`nın inşa süresinin çok kısa olmasını sağlayan etkenlerden biri olarak kabul edilebilir. Böylece binanın yapımında Efes`teki Artemis Tapınağı`ndan, Mısır`daki Güneş Tapınağı`ndan (Heliopolis), Lübnan`daki Baalbek Tapınağı`ndan ve daha birçok tapınaktan getirtilen sütunlar kullanılmıştır. Bu sütunların altıncı yüzyıl olanaklarıyla nasıl taşınabildiği ilginç bir konu oluşturmaktadır. Kaplama ve sütunlarda kullanılan renkli taşlardan kırmızı porfir Mısır, yeşil porfir Yunanistan, beyaz mermer Marmara Adası, sarı taş Suriye ve kara taş İstanbul kökenlidir. Ayrıca Anadolu`nun çeşitli yörelerinden gelen taşlar kullanılmıştır. İnşaatte on binden fazla kişinin çalıştığı belirtilir. İnşaat sonunda Ayasofya Kilisesi günümüzdeki halini almıştır. 1453 yılında İstanbul'un alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından beri ise anlaşılmaz bir şekilde müzeye çevirilmiş batı dünyası ve Türkiye`deki azınlıklar da cami olacağına müze olarak kalmasına alkış tutmuşlardır. 

1908  Osmanlı`da İlk sendika ve grev yasağı getirildi; ''Tatil-i Eşgal'' yasası ile grevler ve sendikalar yasaklandı.

1912   Balkan Savaşı başladı. Balkan Savaşları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki dört devlete karşı 1912-1913'te yaptığı savaşlardır (8 Ekim 1912-29 Eylül 1913). Çatışmaların temel nedeni Bulgaristan Krallığı ile Sırbistan Krallığı'ın Balkanlarda hızlanan faaliyetleridir. I. Balkan Savaşı`nda 8 Ekim 1912 - 30 Mayıs 1913 tarihleri arasında Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki topraklarının çoğunu ele geçirdi. Arnavutluk da bağımsızlığını kazandı. Balkan savaşlarının kaybedilmesinin temel nedeni II. Abdülhamit`i tahttan indiren ve Osmanlı iktidarını ele geçiren İttihatçı güruhun beceriksizliği ve başına buyruk hareket etmeleridir. Bu beceriksizler takımı Osmanlı`yı Almanya safında I. Dünya Savaşı`na da sokup tamamıyla yok olmasına sebep olacaklardır.

1917   Sovyetler Birliği'nde, Lenin'in göreve getirdiği Aleksandra Kollantai, dünyanın ilk kadın bakanı oldu.

1918   İttihat ve Terakki Partisi iktidardan uzaklaştırıldı. Aslında İttihatçılar iktidardan uzaklaştırılmamış baştan başa işgal edilen Osmanlı`da hiç kimsenin iktidarı kalmamış, tehlikeyi gören İttihatçıların elebaşları; Talat Paşa, Enver Paşa ve Cemal Paşa başta olmak üzere kaçmışlar ve ülkeyi içine soktukları bataklıkla başbaşa bırakmışlardı.

1925  Yahudi ve Ermeni ruhani başkanları, Lozan Antlaşması'nın ''Azınlıkların Korunması'' ile ilgili hükümlerinin tanıdığı haklardan vazgeçerek, Türkiye toplumu içinde yaşamak istediklerini açıkladılar. Zira ülke dindaşları Avrupa`nın kanunlarıyla yönetilmeye başlanmış ve Müslümanlara tanınmayan dini haklar kendilerine verilmişti. Yani ortada Türkiye`yi terk etmelerini gerektirecek bir durum yoktu.

1958   Pakistan'da Eyüp Han darbeyle iktidarı ele geçirdi. Son yüzyılda onlarca İslam devletçikleri kağıt üzerinde bağımsızlıklarını kazanmış ama yönetimleri darbe ve iç çekişmelerle sürekli Batı ve ABD güdümünde kalmıştır.

1967  Che Guevara ve adamları Bolivya'da ölü ele geçirildi. Ernesto "Che" Guevara, Arjantinli doktor, marksist politikacı ve dönemin Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillalarının lideri.

Tıp eğitimi alırken Latin Amerika`yı baştan başa dolaştı ve bu sayede birçok insanın karşı karşıya kaldığı yoksulluğu doğrudan gözlemleyebildi. Bu deneyimler sonucunda bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun sosyalist devrim olduğunu sanarak Marksizm`i incelemeye başladı ve Başkan Jacobo Arbenz Guzmán'ın önderliğinde Guatemala`nın sosyalist devrimine katıldı. Bir süre sonra 1959 yılında Küba`da yönetimi ele geçiren Fidel Castro`nun askerî nitelikli 26 Temmuz Hareketi`nin bir üyesi oldu. Yeni hükümette çeşitli önemli görevlerde bulunduktan, gerilla savaşı teorisi ve uygulamaları üzerine makaleler ve kitaplar yazdıktan sonra diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere katılmak üzere 1965 yılında Küba`dan ayrıldı. İlk olarak Kongo-Kinşasa`ya (sonraları Kongo Demokratik Cumhuriyeti) daha sonra da  Bolivya`ya gitti. Guevara 8 Ekim 1967`de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera`da Bolivya Ordusu`nun elinde iken öldürüldü.

1990   Mescid-i Aksa`yı yıkarak yerine Süleyman Mabedi yapmak isteyen Yahudilerle Filistinliler arasında çıkan çatışmada, siyonistlerin açtığı ateş sonucu 30 Filistinli şehid oldu, 800 kişi de yaralandı. ABD destekli siyonistlerin katliamlarının ardı arkası kesilmiyecek ve İslam Ümmeti buna seyirci kalmaya devam edecekti.

2001  İki motorlu bir Cessna ile bir yolcu uçağı Milano'da kalkış sırasında yoğun sis nedeniyle çarpıştı; 118 kişi öldü.

2004   Fransız filozof Jacques Derrida (d. 1930) Jacques Derrida, 15 Temmuz 1930  Cezayir El-Biar'da, dogdu ; 8 Ekim 2004`te Paris`te öldü. Fransız bir filozof, edebiyat eleştirmeni ve Yapısökümcülük olarak bilinen eleştirel düşünce yönteminin kurucusudur. Derrida'nın etkinliği yalnızca felsefeyle sınırlı olmamıştı. Özellikle, '1960'lardan sonra yoğunlaşan siyasal konjonktür içinde ırkçılık karşıtı hareketlerde yer aldığı, Fransa'daki Cezayir'li mültecilerin haklarını desteklediği ve ayrıca Soğuk Savaş dönemi Çekoslavakya'sının muhalif hareketlerini desteklediği ve bu nedenden 1982 yılında aynı ülkede tutuklanmış olduğu bilinmektedir. Körfez Savaşı sırasında ise Alman filozof Jürgen Habermas'la birlikte Frankfurter Allgemeine'de kaleme aldıkları bir yazıda, dünya entelektüellerini ABD'nin Irak'a karşı giriştiği saldırıya tavır almaya ve Avrupa'nın dünyadaki yerini yeniden tanımlamaya giriştiği bilinir.

2005  Pakistan`ın Keşmir eyaleti 7,6 büyüklüğünde deprem ile adeta yerle bir oldu. Pakistan tarihinin en büyük ve en yıkıcı depremlerinden biri olan Keşmir depreminde yaklaşık 75.000 kişi öldü, 106.000 kişi yaralandı. Ölenlerin 73.338'i Pakistan'da 1.400 kadarı da Hindistan'da bulunmaktadır. Merkez üssünün İslamabad'ın 95 kilometre kuzeydoğusundaki Keşmir bölgesi olduğu bildirilen deprem, Hindistan ve Afganistan'da da etkili olmuştur.