İstanbul'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Irak'la yeniden tırmanan Başika krizine değindi. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Başika meselesinde biliyorsunuz başından itibaren Kuzey Irak'taki yerel yönetimin, Barzani yönetiminin de Türk birliklerinden özellikle yerel güçlerin Musul'u kurtarmak için eğitilmesi konusunda destek istediği, yardım istediği de açıktır. Bu konu herhangi bir tartışma konusu değildir. Türkiye, Başika'nın tartışma konusu yapılmasına müsaade etmeyecektir" dedi.

"Irak, Iraklılarındır" diyen Numan Kurtulmuş, "Suriye de Suriyelilerindir. Ama hiçbir terör örgütünün, oradaki etnik yapıyı değiştirmek, oradaki demokratik yapıyı değiştirmek gibi eylemin içerisinde olmasına ne Türkiye olarak bizim müsaade etmemiz mümkündür, ne de Irak'ın ya da başka bir ülkenin buna müsaade etmesi lâzım" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Irak'la iş birliğine hazır olduğunun altını da çizen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye, Irak Merkezi Hükümeti ile terör örgütlerinin Irak'tan temizlenmesi için her türlü iş birliği yapmaya hazırdır. Türkiye, bu anlamda Musul'un da DAEŞ'in ve diğer terör örgütlerinin tehdidi altında bulunmasına karşı olduğunu başından beri ifade etmektedir."

Bildiri krizi

Irak Parlamentosu, Türkiye askerinin ülkedeki varlığını sonlandırmasını istediği bir bildiri yayınlamıştı. Bildiriye gerekçe olarak Ankara'nın Başika Kampı'yla ilgili son dönemdeki açıklamaları ve Irak'a yönelik tezkere kararının 1 Ekim'de TBMM'de uzatılması gösterilmişti.

Parlamento ayrıca, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi'ne nota verilmesi, Türkiye güçlerinin 'işgâlci güçler' olarak nitelenmesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının kınanması ve Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi gibi Irak hükümetinden bir dizi talepte bulunmuştu.

Büyükelçi çağrıldı

Bunun üzerine Irak`ın Ankara Büyükelçisi Hişam Ali Ekber İbrahim el-Alevi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve kendisine bildiriden duyulan rahatsızlık iletildi.

Dışişleri'nden tepki

Türk Dışişleri Bakanlığı, bildiriye sert tepki göstermişti. Bakanlığın yazılı açıklamasında, "Irak Temsilciler Meclisi`nin 4 Ekim 2016 tarihinde aldığı kararı kınıyoruz. Özellikle sözkonusu kararın Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin ithamlar içeren bölümünü şiddetle protesto ediyor ve kabul edilemez buluyoruz. Bu kararın, Türkiye`nin yıllardır her konuda yanında durduğu ve elindeki tüm imkânlarla destek olmaya çalıştığı Irak halkının büyük bölümünün görüşlerini yansıtmadığını düşünüyoruz" ifadeleri yer almıştı.

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim'de TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

"Musul'a yapılacak bir operasyonun Telaferi de etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Musul'un DAEŞ'ten kurtulabileceğine inanıyoruz. Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok. Ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, biz buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek. Türkiye olarak kendi sınırlarımız içerisinde huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyorsak, bu doğrultuda ilerlemek zorundayız."

Erdoğan, 28 Ağustos`ta Gaziantep`te düzenlenen mitingde ise konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:

"DAEŞ'in Suriye ve Irak'tan temizlenmesi için yürütülen çalışmalara her türlü katkıyı vereceğiz. Cerablus'ta bunun için varız, Başika'da bunun için varız. Gerekirse diğer bölgelerde de aynı şekilde sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacağız."

Cumhurbaşkanı, Aralık ayında Al Jazeera'ye verdiği mülâkatta da Başika'ya Irak'ın talebiyle Türkiye askerinin gittiğini söylemişti:

"DAEŞ, Musul'a mâlum girmişti. Daha sonra bir yayılma politikasıyla DAEŞ Kuzey Irak'ta ağırlıklı olarak bir yayılma içerisine girdi. Ve 2014'te sayın İbadi Türkiye ziyaretinde bizimle bunları konuştuğunda, bizden kendileri için eğitim amaçlı talepleri oldu. Ve bu talepler sebebiyle de biz bu Başika Kampı'nı kurduk. Bunların hepsinden bilgileri var, haberleri var. Şimdi adama sormazlar mı, 'O Başika Kampı kurulduğunda siz neredeydiniz?' O günden bugüne hiç sesiniz çıkmadı. Ve şimdi yeni, bölgedeki bazı gelişmeler üzerine böyle bir adım atıyorsunuz. Ve biz Başika Kampı'nı güçlendirmek üzere buradaki eğitim ekiplerimizi daha da artırmış olduk. Ve bunlar tamamıyla bir muharip güç olarak orada değiller. Daha çok eğitici olarak oradalar."

Kaynak: AA, Al Jazeera